Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultangazi'de Sultançiftliği Merkez Camii önünde düzenlenen mitingde konuştu.
Partisince Sultangazi'deki Sultançiftliği Merkez Camisi'nin önünde düzenlenen mitingde halkı selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cengiz Kurtoğlu'nun "Duyanlara Duymayanlara" şarkısına eşlik etti.
Erdoğan, Sultangazi'yi çok sevdiğini, mitinge katılımın 50 bin kişi olduğunu, bu sayının içinde mitinge gelirken yolların etrafında bekleyen vatandaşların olmadığını belirtti.
Sultangazi'ye ne zaman gelse böyle coşku ve heyecan gördüğünü dile getiren Erdoğan, "Bugün burada Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde gerçekleştirdiğimiz mitingin adeta devamını görüyoruz. Geçtiğimiz pazar günü tarihi bir katılımla gerçekleştirdiğimiz Büyük İstanbul Mitingi'nde bu kardeşinize verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı'na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Fatih'in emaneti İstanbul bir kez daha bakın burası çok önemli, 'Zulüm 1453'te başladı' diyenlere cevabını vermiştir. Sultangazi'yle beraber İstanbul'un pazar günü sandıkları patlatarak bu cevabı cümle aleme ilan edeceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim günü yaklaştıkça karşılarındaki koalisyon masasının nasıl bir intikam, hırs ve rövanş duygusuyla hareket ettiğinin daha iyi anlaşıldığını dile getirerek, "Biliyorsunuz daha önce masadan kalkan bir ortaklarına yapmadıklarını, demediklerini bırakmamışlardı değil mi? Sonra da eskiden kendi partilerinden aday yapıp karşımıza çıkardıkları bir isme etmedik zulüm bırakmadılar. Maalesef CHP'de 10 Mayıs 2010'dan 10 Mayıs 2023'e kadar hiçbir şeyin değişmediği anlaşılıyor." diye konuştu.
"Şimdi de aynı yöntemle devletin yönetimini ele geçirmek istiyorlar"
Siyasetin bu kadar çirkinleştirilmesini kabul edemeyeceklerini, ülkede daha önce bu yöntemle siyasi partilerin ele geçirildiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Anlaşılan o ki şimdi de aynı yöntemle devletin yönetimini ele geçirmek istiyorlar. Buradan açık söylüyorum, Meral Hanım'ı masadan kalktığında üç günde tıpış tıpış oraya döndüren de Muharrem İnce'yi seçime üç gün kala adaylıktan çektiren de aynı güçtür. Kandil'i bay bay Kemal'in amigosu haline getiren de FETÖ'cüleri masanın kasetçisi haline getiren de aynı güçtür. Batı medyasını, masanın basın bültenine dönüştüren de ülkemizin milli çıkarlarını sosyal medya mecralarının mezesi haline dönüştüren de aynı güçtür. Sanmayın ki bu güç Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Bu kişi sadece kendisine teslim edilen her kurumu batıran, her partiyi yenilgiden yenilgiye koşturan bir maşadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İsterseniz önce bu yıkım koalisyonunun ne olduğunu şöyle görüntüleriyle bir izleyelim" sözlerinin ardından, vatandaşlara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geçmişte programına katıldığı Savaş Ay'ın hastaneler ve SSK konusundaki diyaloğunun yer aldığı görüntüler izletildi.
"Kandil'in teröristleriyle 'haydi' diyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisince Sultangazi'deki Sultançiftliği Merkez Camisi'nin önünde düzenlenen mitingde, merhum gazeteci Savaş Ay'ın SSK hastanelerine dair geçmişte yaptığı televizyon programlarından kesitler izletti.
Erdoğan, dönemin SSK müdürünün Kemal Kılıçdaroğlu olduğuna vurgu yaparak, "Bu adama Türkiye teslim edilebilir mi?" diye sordu.
Türkiye'nin kötü koşullara sahip SSK hastanelerinden, bugün pırıl pırıl şehir hastanelerine kavuştuğunu belirten Erdoğan, "(Şehir hastaneleri) Niye bunları biz böyle yaptık? Kanuni ne dedi? 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.'. Biz böyle yönetiyoruz bu ülkeyi. Ama bay bay Kemal'in SSK'nın başında olduğu zamanda, SSK Okmeydanı Hastanesi'ne adeta iğrenerek giriyorduk. Her taraf pislik, galoşlar rezillik. Bay bay Kemal, seni görünce biz ne anlıyoruz biliyor musunuz? Çöp, çukur, çamur, susuzluk. Bunları yaşamadık mı? Sultangazi bunları yaşamadı mı? Peki bu kardeşiniz İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman susuzluk bitti mi, çöp dağları kalktı mı, çukurlardan kurtulduk mu, çamurdan kurtulduk mu? Türkiye'yi de bu hale evelallah yine biz getiririz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi halinde Selahattin Demirtaş'ı tahliye edeceğine ilişkin sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim bunun bir Selo'su var, bay bay Kemal'in Selo'su. Selo'yu kurtarmak istiyorsanız oyunuzu bana vereceksiniz, diyor." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Kandil'deki teröristlerle hareket ettiğini aktarırken, "Kandil'in teröristleriyle 'haydi' diyor. Benim Sultangazili kardeşlerim Kandil'in teröristleriyle 'haydi' diyen bay bay Kemal'e oy verir mi? Öyleyse pazar gününe kadar çok çalışacağız, bir yanlışa adım atmayalım." dedi.
"Eğer Erdoğan görevinin başında olursa avucunu yalarsın"
Selahattin Demirtaş'ın, Diyarbakır'da insanları sokağa döktüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Selo Diyarbakır'da ne yaptı? Bütün Kürt kardeşlerimizi sokağa döktük. Selo'nun kendisi Kürt değildir, Zaza'dır. Sokağa döktü ve 51 Kürt kardeşimiz öldürüldü. Değerli kardeşlerim, 'Şimdi onu ben kurtarırım' diyor. Eğer Erdoğan görevinin başında olursa avucunu yalarsın. Adalet neyse, hukuk neyse biz gereğini yaparız. 14 Mayıs, Kemal'in 'bay bay Kemal' olacağı gündür. Bay bay Kemal'i önce CHP'ye genel başkan, sonra karşımıza cumhurbaşkanı adayı olarak çıkartanların amacı ayan beyan ortada değil mi?
Bay bay Kemal, terör örgütlerinden, sapkın akımlara kadar ülke ve millet düşmanı kim varsa hepsinin desteğiyle yol yürüyor. Şimdi soruyorum sizlere İstanbul, 1994'den itibaren bizimle başlattığı gibi bu oyunu bozmaz mı? Benim milletim 21 yıldır nice senaryoları yırtıp attığı gibi bunu da parçalamaz mı? Hele hele Sultangazi parçalamaz mı? Bazıları bizden yana olmazsa hatta bize karşı olduğunu gösterirse bunların hışmından kurtulabileceğini mi sanıyor? Halbuki bunların gözleri öyle bir dönmüş durumda ki kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi inanmayan, kendileri gibi yaşamayan herkesi aynı çuvala doldurup üzerinden silindir gibi geçmeye kararlılar. Bunların şirretinden kendi koalisyon ortakları dahi kurtulamayacak. Çarşıda, pazarda, insanlarımıza tercihleri ve kılık kıyafetleri yüzünden yapılan saldırılar bunun ilk işaretidir."
Daha önce Gezi'de, 17-25 Aralık'ta, çukur eylemlerinde, 15 Temmuz'da neler yapılmışsa 14 Mayıs öncesi de aynısının sergilendiğini ifade eden Erdoğan, "Biz bay bay Kemal'le ve ortaklarıyla değil, Türkiye Yüzyılı'nın önünü kesmek için onları ortaya sürenlerle yarışıyoruz. Dünyanın dört bir yanından ülkemiz seçimleriyle ilgili açıklamalara bakan herkes bunu görebilir. Bütün dergiler kapakları ne diyor? 'Erdoğan gitmeli.' Almanya'da çıkanlar böyle diyor, Fransa'da çıkanlar böyle diyor. İngiltere'de çıkanlar böyle diyor. Ya size ne? Bu dergilerin kapağına siz bu ifadeleri nasıl yazıyorsunuz? Bunun kararını siz değil, ey Batı bunun kararını benim milletim verir benim." değerlendirmesinde bulundu.
"Senin gibi yalancıya bir Allah kuruşu vermezler"
Kılıçdaroğlu'nun Rusya'ya yönelik açıklamalarına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi bay bay Kemal Rusya'ya da sataşmaya başladı. Türkiye'deki seçimleri Rusya yönlendiriyormuş. Utan utan, utan. Şimdi ben de kalkıp dersem ki Türkiye'deki seçimleri Amerika yönlendiriyor, Almanya yönlendiriyor, Fransa yönlendiriyor, İngiltere yönlendiriyor. Ne diyeceksin? Bunları sen benim kadar tanımazsın. Ben bunların hepsinin adeta ruhlarını okudum ruhlarını. 20 senedir bunlarla görüşüyorum, 20 senedir bunlarla birçok kez aynı masalarda oturdum, konuşuyorum. Sen bunlarla kaç kere bir araya geldin ya? Sen bunları nereden tanırsın?
Ama bunda yalan bol. Londra'nın tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. Avucunu yalarsın avucunu. Senin gibi yalancıya bir Allah kuruşu vermezler. Çünkü senin cinsini cibilliyetini bunlar çok iyi biliyor. Kandil'deki terör baronlarının yaptıkları açıklamalara bakan herkes bunu görebilir. FETÖ'nün kaset, montaj oyunlarıyla kimin önünü açtığına herkes bunu görür, Londra'daki tefecilerin kime göz kırptığına bakan yok herkes bunu görür. Evlatlarımızı sapkın emellerine kurban etmek isteyen LGBT'cilere bakan herkes bunu görür."
"Bay bay Kemal, LGBT ile beraber dans etmeye devam etsin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşlerim, şimdi sizle konuşuyorum; bu CHP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti LGBT'ci mi? Bu HDP LGBT'ci mi? O yanında bir yavrular var, onlar da buna zaten ses çıkarmıyor. Onlar LGBT'ci mi? Fakat LGBT, AK Parti'nin yanına yaklaşamaz. MHP'nin yanına yaklaşamaz. Aynı şekilde Cumhur İttifakı'nın yanına yaklaşamaz. Çünkü biz aile kurumunun kutsiyetine inanıyoruz ve güçlü millet, güçlü ailelerden oluşur, buna inanıyoruz. Dolayısıyla LGBT'nin bizimle ilgi ve alakası olamaz. Bay bay Kemal, LGBT ile beraber dans etmeye devam etsin, İP onlarla dans etmeye devam etsin, aynı şekilde HDP onlarla dans etmeye devam etsin. Biz de aile kutsaldır, ailenin kutsiyetine dokundurmayız."
"Pazar günü sandıklara iyi sahip çıkmalıyız"
Erdoğan, milletin her şeyin farkında olduğunu anlatarak, ziyaret ettikleri her ilde sokakları ve meydanları dolduranların verdiği mesajın çok açık olarak görüldüğünü söyledi.
Milletin pazar günü tercihini Türkiye Yüzyılı'ndan yana kullanacağını belirten Erdoğan, "Bunun için oy verme saati bitimine kadar çok çalışmaya var mıyız? Eşimizi, dostumuzu sandığa gitmeye ve tercihini doğrudan yana yapmaya teşvik etmeliyiz. Pazar günü sandıklara iyi sahip çıkmalıyız." diye konuştu.
Erdoğan, 21 yıldır bu ülkede sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını anlatarak, sadece ülkenin altyapısını güçlendirmekle kalmayarak paradigmaları değiştirdiklerini aktardı.
AK Parti'nin 21 yıldır ülkeye kazandırdıklarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından konuşmasına devam ederek, "Bütün bunlar uzun ve meşakkatli mücadelenin sonunda ülkemize kazandırdığımız yatırımlar. Artık Türkiye'nin potansiyelini, asıl hedeflerimize ulaşmak için kullanabileceğimiz yere geldik. Türkiye Yüzyılı bu vizyonun adıdır. Bu sürecin sembolü olan yatırımlarımız birer birer devreye girmeye başladı." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ülkenin ilk yerli ve milli otomobili Togg'un bunlardan biri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Sanıyor musunuz ki Togg dediğimiz sadece bir otomobildir. Togg ülkemizde geleceğin yüksek teknolojiye dayalı üretim modelinin adıdır. Birileri kendi aklınca, 'İHA-SİHA mı yiyeceğiz?' diyerek savunma sanayi ürünlerimizi değersizleştirmeye çalışıyor. Halbuki savunma sanayi ürünlerimizin her biri, gençlerimizin hayalini kurduğu nitelikli istihdama açılan birer kapıdır. Buyurun, cambazlar, ahlaksızlar, terbiyesizler, domatesi, patatesi 15-20 liraya çıkardılar. Şimdi marketlerde 7,5 liraya düştü. Bak nereden nereye geldik? Bu ne demek biliyor musunuz? Şu seçimden sonra sıkıysa bunlar, bu oyunları yapsın. Hepsi soluğu nerede alacak biliyor musunuz? Yargıda olacak. Bulduğumuz doğal gaz ve petrol kaynakları insanlarımızın refahı için yapacağımız çalışmaları kolaylaştırmıyor mu?"
"Yaptığımız düzenlemelerle insanımıza nefes aldırıyoruz"
Erdoğan, ülkenin geleceğini planlarken ve kurarken bazı günlük sıkıntıların olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şu anda 'doğal gazımız bir ay ücretsiz' dedik mi? Bir yıl boyunca doğal gazımızı yüzde 25 düşürerek vatandaşlarımıza vermeye karar verdik mi? Bunu ilan ettik mi? Faturalarda bunları inşallah göreceksiniz. Hatırlarsanız her yıl mart-nisan gibi ülkemizde bu patates, soğan fiyatı tartışması çıkartılır çünkü muhalefetin yapacağı bir şey yok. Bu ürünlerdeki fiyat dalgalanmaları tamamen mevsim geçişi ve maalesef ahlaksızlıkla alakalı. İşte şimdi yeni ürünler tezgaha çıktı, fiyatlar dengesine oturdu. Tabii bunları söylerken gıda ve kira başta olmak üzere milletimizin canını yakan hayat pahalılığını asla görmezden gelmiyoruz. Milletimizin hiçbir kesimini, enflasyona ezdirmeme kararlılığıyla yolumuza devam ediyoruz. Asgari ücretten kamu işçileri ve memurlarının maaşlarına, emekli maaşlarından sosyal yardım ödemelerine kadar her alanda yaptığımız düzenlemelerle insanımıza nefes aldırıyoruz. Salgın döneminde bunu yaptık. Geçtiğimiz sene bunu yaptık. Bu yılbaşında bunu yaptık. Unutmayın, Temmuz ayında yine yapacağız, yıl sonunda yine yapacağız."
"Önümüzdeki dönem pek çok proje hazırladık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişen ve büyüyen ülkenin imkanlarını, milletin emrine vermeyi sürdüreceklerini ifade ederek, "Karadeniz doğal gazının sevincini, faturaları ilk ay tamamen ücretsiz yaparak, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma giderlerini faturadan düşerek, milletimizle paylaşmadık mı? Gabar'da bulduğumuz petrolle enerji bağımsızlığımız yolunda yeni bir adım daha atmadık mı? Nükleerinden güneşine, hidroelektriğinden rüzgarına tüm yerli ve milli kaynaklarımızı bu doğrultuda seferber etmedik mi? Bu şekilde ortaya çıkan değeri ne yapacağız? Milletimizin her bir ferdinin refah seviyesini yükseltmek için kullanacağız. Önümüzdeki dönem için bu doğrultuda pek çok proje hazırladık." ifadelerini kullandı.
"Türkiye Yüzyılı yükselecek, milletimiz kazanacak"
Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı yükselecek, milletimiz kazanacak. Milletimiz kazanacak, gençlerimiz geleceklerine daha bir umutla bakacak." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin her işi gibi siyasetinin de kendine özgü olduğunu dile getiren Erdoğan, "Dünyanın her yerinde muhalefet, vizyonu ve programıyla iktidarla yarışır. Bizde ise muhalefetin tek yaptığı yalan, iftira, çarpıtma, gizli pazarlıklarla iktidara gelmeye çalışmaktır. Şu Kılıçdaroğlu'nun bir referansı var mı? 'Ben şunu yaptım.' diyebilir mi? Yok. Öyle olunca da işte 15 seçimdir bu adam hep kaybetti mi? Benim milletim bu adamı iyi tanıyor. Şimdi kalkmış ne diyor? 'Gel Halil İbrahim sofrasına.' diyor. Ya bir insan siyasette bu kadar laubali olur mu ya? Siz beraber yürümediniz mi geçmişte? Yürüdünüz. Bu ne kadar bir sulu şaka." diye konuştu.
Kendilerinin, eser ve hizmet siyasetiyle konuştuklarını, öyle de devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu İstanbul'da benim kardeşlerim İstanbul'u iyi bilir. Peki şu İstanbul'un belediye başkanı 4 yıldır İstanbul'a ne yaptı? CHP deyince aklımıza bizim ne geliyor? Çöp, çukur, çamur, susuzluk. Bu kardeşiniz İstanbul'u bunlardan böyle almadı mı? Siz bana bu görevi böyle vermediniz mi? İstanbul susuz muydu? Bu Sultangazi susuzdu. Ama biz 120 kilometreden Istranca Dağları'ndan suyu getirdik İstanbul'a. Çöp dağlarından İstanbul'u kurtardık mı? Çukurlardan kurtardık mı? Çamurdan kurtardık mı? Bunu bu kardeşinizle beraber yaptık. Öyle mi? Daha sonra aynen Türkiye'yi de böyle yaptık. Bay bay Kemal sen İstanbul'u rezil ettin. Senin belediye başkanın çamur, çukur, herhangi bir şeyde bakıyorsunuz İstanbul'u sel alıyor, götürüyor. O nerede? Bodrum'da. Devamlı turistlik. Kayakta. Bu iş aşk işidir aşk. Yahu sen nesin ki belediye başkanların ne olsun? Ankara öyle. İzmir öyle. Gelin pazar günü bunlara öyle bir ders verin ki artık emekliye ayrılsınlar. Emekliye kim ayıracak? O kadar. Bu görev sizin. İsterseniz ayırırsınız."
"İstanbul-İzmir arası bay Kemal 7,5 saatte gidiliyordu, şimdi 3,5 saate düştü"
"14 Mayıs'ta önce yüzde 50'yi geçerek bu işi ilk turda tamamlamaya var mıyız? diyen Erdoğan, "Bu kardeşiniz için en büyük gösterge şu meydanlardır. Dün Ankara da böyleydi maşallah, ilçeler de. Son ilçe 130 bini yakaladı. Gümbür gümbür Ankara geliyor. İstanbul'da geri kalmaz. Onun için yollarda gördüğüm, meydanlarda gördüğüm manzara bu." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ülkenin siyasetinin bu tarzını en çok gençlerin yadırgadığını bildiğini dile getirerek, "Bizim çocukluğumuzun ve gençliğimizin Türkiye'siyle bugünkü Türkiye arasındaki farkı bilmeyen gençlerimizin şaşkınlığını tabii karşılıyoruz. Gençlerimizin en büyük şansı ise eski Türkiye'nin o sefalet, yokluk, yoksulluk, yoksunluk günlerini yaşamamış olmalarıdır. Biz yola çıktığımızda söz verdik. Eğitim dedik. Sıraların üzerine kitapları koyduk mu? Ücretsiz olarak bu kitapları yerleştirdik mi? Ama biz teksir kağıtlarıyla okuduk. Şimdi herkesin kuşe kağıtla sıralarında kitaplar var mı?" diye konuştu.
O dönemde üniversite sayısının 76 olduğunu, şimdi ise 208 üniversitenin bulunduğunu kaydeden Erdoğan, üniversitesi olmayan ilin bulunmadığını aktardı.
Erdoğan, "Kim yaptı bunları? Biz yaptık. Değerli kardeşlerim eğitimde bunu yapacaksın ki gelecek güçlü olsun. Aynı şekilde sağlıkta da bu adımları attık mı? Attık. Eskiden öyle her ilde dev şehir hastaneleri, ilçelerde hastaneler, böyle şeyler yoktu. Ama şimdi hepsinde bu var mı? Var." değerlendirmesinde bulundu.
Göreve geldiklerinde ulaşımda Türkiye genelinde bölünmüş yolun 6 bin kilometre olduğunu, şimdi ise 28 bin kilometreyi aştıklarını bildiren Erdoğan, "İşte İstanbul'da Marmaray nasıl? Kim yaptı? Biz yaptık. Avrasya Tüneli nasıl? Kim yaptı? Biz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü nasıl? Kim yaptı? Osmangazi Köprüsü nasıl? Kim yaptı. Biz. Durmadık. İstanbul-İzmir arası bay Kemal 7,5 saatte gidiliyordu. Şimdi İstanbul-İzmir arası 3,5 saate düştü. 3 saate düştü. Bunları yapan biz. Bir yere de bir hayrın dokunsun be. Yok." şeklinde konutu.
"Unutmayın, sandığın kazası belki olur ama maliyeti çok ağırdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akşam İstanbul Kongre Merkezi'nde büyük bir gençlik programları olduğunu, 3 bin kişinin katılımıyla yapılacak programa gelen gençlerle beraber hasbihal edeceklerini söyledi.
"Şayet gençler o günleri görmüş, yaşamış olsaydılar emin olun gençlerimiz sandıkta tulum çıkartırdı." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz gençlerimize hep güvendik. İnşallah yarım kalan işlerimizi tamamladıktan, Türkiye Yüzyılı'nın şafağı söktükten sonra emaneti kendilerine teslim edeceğiz. Onun için ben gençlerimize sesleniyorum; 'Geleceğinize sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Bu ülkenin yatırım yapan, üretim yapan, istihdam oluşturan, ihracat yapan tüm insanlarına sesleniyorum. Elinizdekilere sahip çıkmak için pazar günü önce sandığa sahip çıkın. Buradan bu ülkenin tüm kamu çalışanlarına, emekçilerine sesleniyorum. İşinize sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Buradan şehit yakınlarımıza, gazilerimize, vatanının bütünlüğü, milletinin birliği konusunda hassasiyet sahibi herkese sesleniyorum. Ezanınıza, bayrağımıza, şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak için pazar günü sandığa sahip çıkın. Buradan öğrencisinden emeklisine, kadınından, engellisine, bu ülkenin tüm bireylerine sesleniyorum. Unutmayın, sandığın kazası belki olur ama maliyeti çok ağırdır. Öyleyse hep birlikte öyle bir ses verelim ki duymayan kalmasın. Hazır mıyız? Pazar günü tercihimizi doğrudan yana yapıyor muyuz? Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Öyleyse tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız."
"Biz Sultangazi'yi çok seviyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından sahneye davet edilen partisinin AK Parti İstanbul 2. Bölge milletvekili adaylarıyla vatandaşları selamladı.
Erdoğan, "Sultangazi adaylarımızı hep birlikte, onları birbirinden ayırmadan Ankara'ya göndermeye var mıyız? Öyleyse pazara kadar çok çalışmaya var mıyız? Sandıkları da öyleyse patlatacağız, değil mi? Ben size inanıyorum, güveniyorum." ifadelerini kullandı.
"Öyleyse şarkımızı söyleyelim." diyerek, "Duyanlara duymayanlara" şarkısına eşlik eden Erdoğan, "Biz Sultangazi'yi çok seviyoruz. Hele hele pazar akşamı daha çok seveceğiz. Tamam? Bütün kardeşlerimle beraber sandıkları patlatarak Ankara'ya yürüyoruz. Sizleri Allah'a emanet ediyorum. Duada unutmayın. Sağ olun, var olun." dedi.