Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürcistan'da faaliyet gösteren 'Diplomat'' dergisinin yeni sayısında "TANAP: Bölgesel Kalkınma ve Barış Projesi" başlığıyla kaleme aldığı makalede, "Enerjinin birleştirici rolünün en güzel nişanelerinden birisi olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP), bir bölgesel barış projesidir" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan makalesinde şu ifadelere yer verdi:
'Güney Gaz Koridoru’nun ana omurgası'
"Enerjinin birleştirici rolünün en güzel nişanelerinden birisi olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP), bir bölgesel barış projesidir. TANAP, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın karşılıklı güvene dayalı ilişkilerinin somut bir örneği, ülkelerimiz arasındaki köklü dostluğun bir sembolüdür. Hazar bölgesi doğalgazının Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını amaçlayan Güney Gaz Koridoru’nun ana omurgasını TANAP oluşturmaktadır. Böylelikle, yaklaşık 3.500 km uzunluğundaki bu koridorun en önemli parçasını teşkil etmektedir.
Türkiye’nin son 18 yıldır yaşadığı değişim ve dönüşüm, bölgedeki enerji kaynaklarının Türkiye’ye ve Avrupa’ya sevkinin de bir anlamda önünü açmıştır. Azerbaycan ve Gürcistan ile yapılan işbirliği sayesinde önce Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı hayata geçirilmiş ve 2006 yılında işletmeye alınmıştır. Sonrasında Azerbaycan’ın Şahdeniz Sahasında üretilecek doğalgazın Gürcistan’a ve Türkiye’ye arzı için Bakü-Tiflis- Erzurum Doğalgaz Boru Hattı hayata geçirilerek 2007 yılında işletmeye alınmıştır. Bu üçlü işbirliğinin geliştirilmesi yönündeki irade TANAP’ı hayata geçirmiştir.
TANAP’a ilişkin ilk adımlar 25 Ekim 2011 tarihinde Türkiye ve Azerbaycan arasında imzalanan Hükümetlerarası Anlaşma ile atılmıştır. Devamında yürütülen müzakereler neticesinde hem Gürcistan’ın hem de Azerbaycan’ın Şahdeniz Sahası ortaklarının destekleri sayesinde 26 Haziran 2012 tarihinde TANAP’ın Hükümetlerarası Anlaşması ve Ev Sahibi Hükümet Anlaşması imzalanmıştır. 2013 yılının Aralık ayında Şahdeniz Sahası ortaklarının Faz 2 projesine yönelik almış olduğu nihai yatırım kararı sonrasında, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye uzanan Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı’nın genişletilmesine ve TANAP’ın inşasına ilişkin çalışmalar hız kazanmıştır. 17 Mart 2015 tarihinde temeli atılan TANAP, üç yıl gibi kısa bir sürede inşa edilerek 12 Haziran 2018 tarihinde Türkiye’ye gaz taşımaya başlamıştır. Ayrıca 30 Kasım 2019 tarihinde gerçekleştirilen törenle TANAP’ın Avrupa bağlantısının açılışı yapılmıştır.
'Anahtar bir konuma sahiptir'
Türkiye Azerbaycan’dan başlayarak Gürcistan, Türkiye ve Avrupa’ya uzanan doğalgaz tedarik zincirinin her aşamasında siyasi ve ticari desteğini ortaya koymuştur. Yüzde 19 hissesi ile Türkiye Petrolleri Şahdeniz Sahasının ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattının en büyük ikinci yatırımcısı ve yüzde 30 hissesi ile BOTAŞ ise TANAP’ın en büyük ikinci yatırımcısı konumundadır. Türkiye, Şahdeniz Faz 2 Projesi, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı Genişleme Projesi, TANAP ve TAP’tan oluşan yaklaşık 45 milyar dolarlık değer zincirinde anahtar bir konuma sahiptir. Yaklaşık 6.5 milyar dolar yatırımla hayata geçirilen TANAP’ta Türk boru üreticileri ve inşaat müteahhitleri önemli bir rol üstlenmiştir.
Gürcistan-Türkiye sınırından başlayarak 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçen TANAP, yıllık 16 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın enerji arz güvenliğine önemli katkı sağlayacaktır. 2019 sonu itibarıyla Türkiye, toplam 3,7 milyar metreküp doğalgazı TANAP üzerinden almış bulunmaktadır. Bu miktar tedricen artarak yıllık 6 milyar metreküpe ulaşacak ve Trans Adriyatik Gaz Boru Hattı’nın 2020 yılında tamamlanmasıyla Avrupa’ya 10 milyar metreküp doğalgaz arz edilecektir. Önümüzdeki yıllarda TANAP’ın kapasitesinin önce 24 milyar metreküpe ve sonrasında maksimum teknik kapasitesi olan 32 milyar metreküpe çıkarılması planlanmaktadır.
Dünyanın doğalgaz rezervlerinin yüzde 70’i Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada bulunmaktadır. Dünyanın en büyük 18. doğalgaz pazarı olmasının yanı sıra ikinci en büyük pazarı olan Avrupa’ya komşu bir konumdadır. Bu bağlamda TANAP, Azerbaycan’daki diğer doğalgaz sahaları ile diğer Hazar kaynakları ve bölge ülkelerinde üretilecek doğalgazın Türkiye’ye ve Avrupa’ya ulaştırılması için önemli bir potansiyele sahiptir.
'Türkiye ve Gürcistan’ın içerisinde bulunduğu coğrafyaya önemli etkileri olmuştur'
TANAP’ın enerji arz güvenliğine yaptığı katkının ötesinde, artan nüfus ve büyüyen ekonomiler nedeniyle bugün ciddi bir küresel mesele haline gelen enerjinin bölgesel barışa katkısını da gözler önüne sermektedir. Bugün dünya enerji haritası değişmekte, yeni aktörler ve yeni işbirliği modelleri ortaya çıkmaktadır. Geçtiğimiz iki asra baktığımızda enerji kaynaklarının kontrolü için büyük savaşlar verildiğini görüyoruz. Özellikle Türkiye ve Gürcistan’ın içerisinde bulunduğu coğrafyaya önemli etkileri olmuştur. Her ne kadar hidrokarbon kaynakları açısından zengin ülkeler olmasa da her iki ülke de bu etkileri hissetmiştir. Bu açıdan bakıldığında TANAP, bazı aktörlerin enerji kaynakları üzerinden çıkardığı çatışma ortamına barış ve işbirliği ile verilen en güzel cevaptır. Türkiye ve Gürcistan, enerji üreten ve tüketen ülkelerin kavşağındaki bulunan coğrafi konumunu çatışma ortamını körüklemek için değil, barış ve işbirliği ortamını geliştirmek için kullanmıştır. Bölgedeki gerilimin ve istikrarsızlığın her geçen gün arttığı bir dönemde enerji kaynaklarını insanlığın hizmetine sunmak için gerekli gayreti göstererek tüm dünyaya örnek olmuştur. TANAP enerjinin ipek yoludur.
Güçlü ve sürdürülebilir ekonomisi, barışı hedefleyen dış politikası ve istikrarlı yönetim anlayışının yanı sıra bulunduğu coğrafya itibariyle zengin doğalgaz ve petrol rezervlerine komşu olan Türkiye, bugüne kadar kaynak ülkeler ile tüketici piyasalar arasında güvenli bir köprü vazifesi görmüştür ve görmeye devam edecektir."