Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan MÜSİAD'ın 25. Olağan Genel Kurulu ve Genel Merkez Binası açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasının önemli bir bölümünde İstanbul'daki seçimlere değinen Erdoğan, yolsuzluk ve usülsüzlük yaşandığını iddia etti. Şimdiye kadar 'sustuğunu' söyleyen Erdoğan, vatandaşın seçimlerin yenilenmesini istediğin savundu.
Erdoğan, "Bu yolsuzluğun ortadan kaldırılması ve hem YSK'yı aklayacaktır hem de milletimizin gönlü ferah hale gelecektir. Burada bir şaibe var. Bu açık ortada. Yolsuzluk var açık ortada. Gidelim millete, milli irade nasıl bir karar veriyorsa başımız gözümüz üstüne deriz onu kabulleniriz. Olay bu kadar basit" dedi.
Seçimlerin ardından Cumhur İttifak'nda çatlak yaşandığı iddialarını da bir kez daha reddeden ERdoğan, "Cumhur İttifakı, yeni dönemin lokomotifi olmayı sürdürecektir. Spekülasyona girmek isteyenlere sesleniyorum: Boşuna uğraşmayın" mesajını verdi.
'MÜSİAD AMİRAL GEMİSİ ROLÜ ÜSTLENİYOR'
?Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
MÜSİAD, verdiğimiz her mücadelede yanımızda yer alarak milli ve yerli duruşunu da göstermiştir. MÜSİAD ülkemizin öncü ticaret kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Özellikle KOBİ'lerimiz için MÜSİAD tam anlamıyla bir amiral gemisi rolü üstleniyor.
Milli serveti ne kadar büyütürsek, iş adamlarımız başta olmak üzere bundan o kadar fayda elde edecek. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için MÜSİAD'ın çalışmalarını daha da yaygınlaştırmasına ihtiyacımız var.
Devletle sermaye arasında köprü olan MÜSİAD yanımıza durmasıyla da milli ve yerli oluşunu göstermiştir. Bunun en önemli örneği de 15 Temmuz olayıdır. 15 Temmuz’da beraberce dayanışma içerisinde verilen mücadele asla unutulamaz.
Siyaset mühendisliği, toplum ve diplomasi mühendisliği, hatta terör mühendisliği sonuç vermeyince birliğimizi hedef aldılar.
Buradan bir kez daha ilan ediyorum. Biz hiçbir zaman milletin iradesinin üzerinde bir irade tanımadık tanımayacağız. Milletin iradesine sahip çıkmak için seçim sonuçlarını yakından takip ediyoruz.
YSK'nın başkanı, kendilerine yapılan bu tehdide karşı bir yazılı açıklama yaparak, 'siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz' demiyor.
'31 MART'I KURBAN ETMEK İSTEMİYORUZ'
Bütün çabamız usulsüzlüklerle yolsuzluklarla, evet bir 31 Mart'ı kurban etmek istiyoruz. Bakıyorsunuz ana muhalefetin temsilcileri ne diyorlar, kime diyorlar? YSK'ya diyorlar. Kızılay'a çıkamazsınız diyorlar. Tehdit ediyorlar. Bırakın bu şekilde bir uyarıyı imada dahi bulunamazsınız der Anayasa'nın 138. maddesi. Şu anda YSK'nın sayın başkanı kendilerine yapılan bu tehdit karşısında şu ana kadar niçin acaba yazılı bir açıklama yapmak üzere 'Siz nasıl olur da beni tehdit edersiniz' demiyor?
İstanbul ve Ankara'da seçimler yapılmıştır. Biz Ankara'da itiraz yapmadık. İstanbul'da hileler ve yolsuzluklar var. Ben halkımın oyunun arkasını takip etmek onun sonucunu kovalamak zorundayım. 28 binden 13 bine kadar bu sayımlarda oylar düşüyorsa burada yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken bunu kovalamayalım mı? Vatandaşım bana şunu söylüyor; bu seçim yenilenmeli. Dünyanın her yerinde yarım puan 1 puanla olan yerlerde bile seçimler yenilenmiştir. 1970'lerde buna benzer bir YSK bu tür karar almıştır. Kaldı ki burası bir kasaba değil İstanbul.
'ŞİMDİYE KADAR SUSTUM, AMA ARTIK YETTİ'
Şimdi kadar sustum ama artık yetti. Yolsuzluk var bu apaçık ortada. Milli irade nasıl bir karar veriyorsa başım gözüm üstüne deriz. Çok açık net, memur noktasında sandıkta memur değil de bankadaki sözleşmeli işçiler o sandıklarda görevlendirilirse bunun üzerinde hâlâ niye düşünüyoruz. Peki ne diyorlar, bunu bizden kaymakamlar istedi, eğer kaymakam böyle bir yanlış yaptıysa sen bu yanlışı uygulamak ve bu yanlışa hak vermek zorunda değilsin. Yasa 657 diyor bunlar 657 değil bankada çalışan işçi.
Bu yolsuzluğun ortadan kaldırılması ve hem YSK'yı aklayacaktır hem de milletimizin gönlü ferah hale gelecektir. Burada bir şaibe var. Bu açık ortada. Yolsuzluk var açık ortada. Gidelim millete, milli irade nasıl bir karar veriyorsa başımız gözümüz üstüne deriz onu kabulleniriz. Olay bu kadar basit.
Cumhur İttifakı, yeni dönemin lokomotifi olmayı sürdürecektir. Spekülasyona girmek isteyenlere sesleniyorum: Boşuna uğraşmayın.
Kur üzerinden ekonomimizi çökertme çabaları devam ediyor olmakla birlikte artık kontrol bizim elimizde.
Ağustos’ta yaşananların bir daha yaşanmamasını sağlayacağız. Asla yeni bir yıkıcı patlamaya izin vermeyeceğiz. İhracatta 36 milyar dolarla geldik. Şimdi 170 milyar dolar sınırındayız. İş dünyası ile 2,5 milyon istihdam konusunda anlaştık. Biz gereken teşviki vermeye hazırız. Yatırımcıları cesaretle harekete geçmeye çalışıyorum.