Bültende, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş tarafından ortaya atılan "Hükümet 2003, 2006 ve 2013 yılında Öcalan'ı hapisten çıkarmaya çalıştı, CHP karşı çıktı" iddiasının doğru olmadığı belirtildi.
İddiaya konu tasarı ve kanunların tamamının, terörle çok yönlü etkin bir mücadele için hazırlandığı vurgulanarak, "Terör örgütünün zorla ya da kandırarak dağa götürdüğü kişilerin örgütten kaçışını sağlamak ve dağ kadrosunda çözülmeyi hızlandırmak amacıyla düzenlemeler yapılmıştır. İddia edilen kanun ve yasalar yürürlüğe girdiği halde, terörist başı Abdullah Öcalan'ın cezaevinde olması, iddiaların asılsız olduğunu ortaya koyan en basit ve açık göstergedir. 3 tarih için ortaya atılan 3 iddia da incelenmiş, konu hukuki boyutuyla da ortaya koyulmuştur." ifadeleri kullanıldı.
"Terörist başı Abdullah Öcalan'ın bu kanundan yararlanması mümkün değildir"
"2003'te Topluma Kazandırma Kanunu ile Öcalan'ı serbest bırakmaya çalıştılar" iddiasının doğru olmadığı belirtilerek, "2003 yılında yürürlüğe giren Topluma Kazandırma Kanunu'nda, 'Her ne ad altında olursa olsun en üst seviyedeki yönetim biriminde yer almış olup, tamamı üzerinde etkili olacak şekilde terör örgütünü sevk ve idare edenler bu kanundan yararlanamazlar' hükmü açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla terörist başı Abdullah Öcalan'ın bu kanundan yararlanması mümkün değildir." bilgisi verildi.
"2006'da Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklikle Öcalan'ı serbest bırakmak istediler" iddiasına ilişkin şunlar kaydedildi:
"2006 yılına ait 'Terörle Mücadele Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Adalet Komisyonları Raporları'ndan bir bölüm okunmuş ve burada terörist başının serbest bırakılacağı yorumu yapılmıştır. Ayrıca CHP'li milletvekillerinin itirazları sayesinde bu tasarının geri çekildiği iddia edilmiştir. Öncelikle tasarıdan çıkarılan madde, iddia edildiği gibi CHP'nin itirazı üzerine ya da şaibeler nedeniyle değil, Türk Ceza Kanunu'nun 221'inci maddesinde zaten mevcut olduğu için 'mükerrerlik' gerekçesiyle tasarıdan çıkarılmıştır.
Etkin Pişmanlık Yasası (TCK 221) incelendiğinde, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kuran ancak örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden örgütü dağıtan, dağılmasını sağlayan' örgüt kurucu veya yöneticisinin yararlanabileceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda, 40 bin insanımızın ölümüne neden olan bir örgüt yöneticisinin Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanabilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2006 yılında gündeme gelen benzer iddialara tepki göstererek, terörist başı Öcalan'ı serbest bırakmayı vatana ihanet olarak nitelendirmiştir. TCK 221 maddesi yürürlükte olmasına rağmen terörist başı Öcalan'ın cezaevinde olması da tüm iddiaları çürütmektedir."
"2013'te TCK 221'de herhangi düzenlemeye gidilmemiştir"
"2013'te TCK 221'de değişiklik yaparak Öcalan'ı serbest bırakmaya çalıştılar" iddiasının da doğru olmadığının altı çizilerek, "2013 yılında TCK 221'de herhangi düzenlemeye gidilmemiştir. Ekranda gösterilen kanun taslağı, 2014 yılındaki Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun taslağıdır. Bu taslak incelendiğinde de 'terör örgütü yöneticilerinin TCK 221'den yararlanmasına' dair herhangi bir hükmün yer almadığı açıkça görülmektedir. TCK 221 yürürlükte olmasına rağmen terörist başı Öcalan'ın cezaevinde olması da tüm iddiaları zaten açıkça çürütmektedir." ifadelerine yer verildi.
Bültende, "AK Parti, Öcalan'ın hapisten çıkması için 2 kez Meclis'e yasa önerisi getirdi, CHP tasarının yasalaşmasını engelledi" iddiasının da gerçek olmadığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"İddia edilen tarihte TBMM'ye sunulan kanun tasarısı, Terörle Mücadele Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair olmakla beraber 22 Haziran 2006'da kanunlaşmış̧ ve yürürlüğe girmiştir. Bahse konu kanun tasarısında terörle etkin mücadelenin kapsamı, içeriği ve yaptırımların uygulanmasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Tasarı kanunlaşmasına rağmen terörist başı Abdullah Öcalan'ın hala İmralı Cezaevi'nde olması, iddianın kamuoyunu manipüle etme amacı taşıdığını açıkça göstermektedir."
"TSK'ya Suriyeli subay ve astsubaylar alındı" iddiası
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba tarafından ortaya atılan, "TSK'ya Suriyeli subay ve astsubaylar alındı" iddiasının doğru olmadığı ifade edildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde, vatandaşlığa sonradan kabul edilmiş olanlardan muvazzaf subay veya astsubay bulunmadığı belirtilerek, "Bunun yanında Askeralma Kanunu kapsamında, vatandaşlığa sonradan kabul edilenler dahil olmak üzere belirli bir yaşa gelen her erkek vatandaşımızın askerlik hizmetini yerine getirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu kapsamda, vatandaşlığa sonradan kabul edilenler de askerlik yükümlülüklerini şartlarına ve TSK ihtiyaçlarına göre yapabilmektedir. Kanunla düzenlenen bu konuda, sadece Suriyeliler değil, başka bir uyruktan olanlara da özel bir uygulama söz konusu değildir." bilgisi verildi.
"Türkiye'de 10 milyon Suriyeli var" iddiası
Bültende, "Türkiye'de 10 milyon Suriyeli var" iddiasıyla ilgili, "İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığının kamuoyuyla paylaştığı resmi verilere göre, 11 Mayıs 2023 itibarıyla ülkemizde bulunan geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sayısı, 3 milyon 388 bin 698'dir. Sosyal medyada paylaşılan ve manipülasyon içeren mesnetsiz verilere itibar edilmemelidir." açıklaması yapıldı.
Hamburg Başkonsolosluğu'nda oy kullanma süreci
Bazı basın yayın organlarında yer alan "Almanya'nın Hamburg Başkonsolosluğu'nda AK Parti ve MHP dışındaki partilerin müşahitlerine izin verilmiyor" iddiasının doğru olmadığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turu kapsamında Hamburg Başkonsolosluğu'nda oy kullanma sürecinin 11 sandıkta sorunsuz devam ettiği belirtilerek, şu bilgiler verildi:
"Müşahitlerin oy kullanılan çadırdaki sandıkların her birinin başında durarak görev yapma talepleri, fiziki alanın yetersiz olması ve oy verme sürecinde genel huzur ve düzenin bozulması gerekçesiyle farklı partilerin temsilcilerinden oluşan 11 sandık kurulu tarafından reddedilmiştir. Oy kullanılan alanlarda, müşahitlerin tüm sandıkları herhangi bir fiziki ya da başka bir engel olmadan görebilecekleri özel birer alan ayrılmıştır. Ayrıca tüm partilerin müşahitlerinin zaman zaman sandıkların arasında dolaşmasına da imkan tanınmaktadır."
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Taliban Lideri Abdulgani Birader, 'Akıncılarımız Türkiye'de konuşlandırıldı. Cundullah ve Hizbullah ile birlikte bir devrim yapmak üzere bekliyoruz' dedi" iddiasının doğru olmadığı vurgulandı.
Araştırmalar neticesinde, böyle bir açıklamanın yapılmadığı ve iddianın tamamen uydurma olduğunun tespit edildiği aktarılarak, "Taliban'dan yapılan açıklamada da iddialar yalanlanmış, böyle bir açıklama yapılmadığı belirtilmiştir." ifadesi kullanıldı.
"Defne Devlet Hastanesi'nin sadece ön cephesi bitti" iddiası
Basın yayın organlarında yer alan bazı görüntülerle ilgili "Bittiği iddia edilen Defne Devlet Hastanesi'nin sadece ön cephesi bitti" iddiasının gerçek olmadığı belirtildi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilenen Hatay'da 24 Mart'ta temeli atılan Defne Devlet Hastanesi'nin 2 ay gibi kısa bir sürede tamamlandığı bildirilerek, şöyle devam edildi:
"Hastanenin açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hastanenin 22 Mayıs itibarıyla hasta kabulüne başlayacağını duyurmuştur. İddiaya konu görüntüler güncel değildir ve hastanenin inşaat sürecinde çekilmiştir. 21 Mayıs itibarıyla, sadece arka kısımdaki idari binada son çalışmalar sürmektedir. Hastanenin bu kısmı, sağlık hizmetini herhangi bir biçimde engellememektedir."
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Sandık numaraları değişmiş. Haberi olmayan eski seçmen kağıdıyla sandığını bulamayacak" iddiasının doğru olmadığı, seçmenlerin, 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunda oy kullanacakları sandıkların, 14 Mayıs seçimlerindekilerle aynı olacağı belirtildi.
"Gözaltına alınan 4 şahıstan hiçbiri mülteci değildir"
"Mülteciler Kadıköy'de polise saldırdı" ve "Polis halay çeken gençlere silah kullanarak müdahale ediyor" şeklindeki iddiaların da gerçek olmadığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"Kadıköy Moda sahilinde bir grup şahsın çevreye rahatsızlık verdiği şikayetleri üzerine polis, adrese intikal ederek şahısları uyarmıştır. Kısa süre sonra benzer şikayetler gelmeye devam etmiş ve polis yeniden adrese gitmiştir. Polisin uyarılarına, 'Gel müziği kapattırabiliyorsan kapattır, gel bizi alabiliyorsan al' şeklinde karşılık veren şahıslar, mukavemet göstermişlerdir. Mukavemet sırasında bir polisimizin sağ el kemiği kırılmıştır. Polis kalabalığı dağıtma amaçlı havaya 3 el ateş açmıştır. Gözaltına alınan 4 şahıstan hiçbiri mülteci değildir. Bu şahıslardan S.G'nin 'terör örgütü propagandası yapmak' (PKK) suçundan, C.K'nin ise 'resmi belgede sahtecilik' suçundan kayıtları bulunmaktadır."
Bir televizyon programında ortaya atılan "Bütün sandıklarda seçim sürecine emniyet görevlileri dahil oldu" iddiasının doğru olmadığı belirtilen bültende, "Seçim sandıklarında oy verme işlemi süresince, sınıflarda sadece sivil ve müşahitler yer almaktadır. Emniyet görevlileri, sandık kurulu başkanı ile üyelerinin bizzat ihbarı halinde seçim işleminin yapıldığı yere (sınıfa) girebilmektedir. Emniyet görevlileri, talep karşılandıktan hemen sonra, oy verme işleminin yapıldığı yeri terk etmek zorundadır." bilgisi paylaşıldı.
HDP'li Mehmet Ali Aslan'ın paylaştığı fotoğrafla ilgili, "Babası KHK'den ihraç edilen 16 yaşındaki Trabzonlu genç 'Biz terörist değiliz' diyerek intihar etti" iddiasının gerçeği yansıtmadığı ifade edilerek, "İddiaya konu fotoğraf, Trabzon'un Dernekpazarı ilçesinde 2018 yılında intihar eden 16 yaşındaki A.K.G'ye aittir. Bu üzücü olayda gencin intihar nedeninin, bir bilgisayar oyunu olduğundan şüphelenilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerle ilgili "Şanlıurfa'da jandarma kaçak mültecileri yakalayıp Harran Üniversitesi'ne götürüyor, burada vatandaşlık verilerek ülkeye sokuluyorlar" iddiasının doğru olmadığı bildirildi.
Yakalanan kaçakların, Göç İdaresine bağlı Geri Gönderme Merkezlerine teslim edildiği ve uyruk tespitinin ardından sınır dışı edildiği belirtilerek, FETÖ'cü hesapların Türk güvenlik güçlerini karalama kampanyalarına itibar edilmemesi gerektiği kaydedildi.
"Yabancılara oy kullandırıldığı" iddiaları
"YSK, 300 milyon oy pusulası bastırdı. Yabancılara oy kullandırıldığı söyleniyor" iddialarına ilişkin şu açıklamaya yer verildi:
"Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından seçimlerde kullanılması için 24 Mart 2023’te '249 milyon 670 bin 310 adet birleşik oy pusulası ile 814 bin 120 adet görme engelli oy kullanma şablonu' basımı için duyuruda bulunmuştur. İlan metni ve ek şartlar, DMO'nun resmi sitesinde şeffaf bir şekilde paylaşılmıştır. YSK, oy pusulalarının hangi aşamalarda kullanılacağını tüm şeffaflığıyla açıklamış olduğu halde medyada üretilen manipülasyonlar, seçmenleri seçim güvenliği konusunda kaygılandırma amacı taşımaktadır."
Sosyal medya hesaplarından, "Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) hisse senedi satışı" iddiasıyla paylaşılan reklamların dolandırıcılık amaçlı ve yasa dışı olduğu belirtilerek, "TPAO yüzde 100 kamu sermayeli bir kamu iktisadi teşebbüsüdür. Halka açık bir şirket olmadığından, herhangi bir hisse satışı söz konusu değildir." ifadelerine yer verildi.
Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "Dubai'deki Türk konsolosluğunda, yabancılara seri halde pasaport teslim edildi, görevliler yabancılara 'Yarın sabah gelip oyunuzu kullanın' dedi" iddiasının gerçek dışı olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Konsolosluklarda evrak kabul işlemleri öğleden önce gerçekleştirilmekte, işlemleri tamamlanan pasaportlar öğleden sonra veya ertesi gün teslim edilmektedir. Öğleden sonra evrak kabul işlemi yapılmamaktadır. Sadece biten işler seri biçimde teslim edilmektedir. Yurt Dışı Seçmen Kütüğü, 20 Mart 2023 Pazartesi günü Türkiye saatiyle saat 08.00'de 'www.ysk.gov.tr' adresinde ilan edilmiştir. Bu tarihten sonra yabancılara vatandaşlık verilerek oy kullandırılması mümkün değildir."
Bazı basın yayın organlarında yer alan, "Atatürk Üniversitesi Hastanesi'nde gelir düştüğü için çalışanların teşvikinden tasarruf edilecek" iddiasının doğru olmadığı bildirilerek, şu bilgiler verildi:
"Atatürk Üniversitesi Hastanesi, 2022 ve 2023 yıllarında 2547 sayılı Kanun'un 58'inci maddesi gereğince ödenen 'performans ödemeleri'nde ciddi artışlar yapmış ve yeniden bir artış̧ planlandığı bildirilmiştir. Söz konusu ödemelerin düşürüleceği yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.
Hastane yönetimi, polikliniklerde randevusuz hasta bakma yönündeki şikayetlerin artması nedeniyle vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için hastaneye gelen her hastanın başvurusunun alınması ve mesai saatleri içinde muayenelerinin sağlanmasını amaçlamıştır. Ek bir bilgi ile bu durumun aynı zamanda hastane giderlerini de olumsuz yönde etkilediği belirtilmiş, bu bilgi çarpıtılarak servis edilmiştir."