Türkiye’de önemli tarihi dönüm noktaları vardır. Bu dönüm noktaları ülkenin gidişatında büyük rol oynar. Aslında öyle bir tarihin yıl dönümünü yaşadık. Ama ne hikmetse o konuda hiç kimseden ses çıkmadı. Birkaç haberin dışında sözü bile geçmedi.
Oysa bu hiç unutulmaması gereken bir yıl dönümüdür. Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’nin en büyük değişiminin ve dönüşümünün kararının halk çoğunluğu tarafından alındığı gündür bu.
Ne karşı çıkan muhalefetten bir değerlendirme duyduk, ne de bu değişimin mimarlarından her hangi bir kutlama ve değerlendirme duyduk. Adeta böyle bir olay yaşanmamış gibi davranılıyor.
Buraya kadar siz değerli okuyucularım bile neyden bahsettiği anlamamışsınızdır.
Bahsettiğim konu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilme kararının alındığı 16 Nisan referandumudur. Bu referandum devlet kodlarının değişimi konusunda halkın verdiği en önemli kararlardan biridir.
Bugün Parlamenter Sisteme geçmek için ortaya çıkan muhalefet dahi artık eski sistemden bahsetmemektedir. Onun yerine Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’den söz etmektedir. Anlayacağınız 16 Nisan Referandumu ile tarihin tozlu raflarına gönderilen Parlamenter Sistem’e bir daha geri dönüşün imkânı kalmamıştır.
Bugüne kadar burada kaç yazı yazdım bilmiyorum. Ama kafalar dank edene kadar yazmaya devam edeceğim. Halkın dört yıl önce referandum ile geçilmesine kararını verdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bütün kurum ve kuruluşları ile halen tamamlanmamıştır. Tamamlanmamış sistem üzerinden yapılan bütün tartışmalar geçersizdir. Bu ülke halen Parlamenter Sistemin alışkanlıkları ile yönetilmektedir. Bu sistemin işlerliğini bütün kurum ve kuruluşlarını hayata geçirmeden göremezsiniz.
Bugün için sistemin ayakları tamamlanmadığından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi topal ördekten beter durumdadır. Yerinde saymaktadır. Adını değiştirmek insanın ruhunu değiştirmeye yetmez. Bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sadece Parlamenter Sistemin adını değiştirmiş sayılırsınız.
Tekrar etmekte yarar vardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin üç önemli ayağı vardır; Yasama, Yürütme ve Yargı. Bu ayrım Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile keskin çizgilerle ayrılmıştır. Görev alanları belirlenmiştir. 24 Haziran 2018 seçimleri ile Sistemin Yürütme ayağı işlemeye başlamıştır. Topal aksak bu ayak bugünlere kadar gelmiştir.
Fakat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Yürütme’den daha etkili ve güçlü olması gereken Yasama ayağı o kadar eksik kalmıştır ki Parlamento eskisinden daha güçsüz hale düşmüştür. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclis’inde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gerektirdiği hiçbir değişim ve dönüşüm için adım atılmamaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin zorunlu kıldığı şekilde yeniden yapılandırmaya gitmek durumundadır.
Oysa bunun ne kadar elzem olduğunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mimarları arasında yer alan Prof Dr. Mustafa Şentop çok iyi bilmektedir. Meclis Başkanı olarak bunu gerçekleştirecek olan ve buna önderlik etmesi gereken odur. Başlattığı çalışmalar, hazırlattığı raporlar neden uygulamaya konulmaz?
Şu çok iyi bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Yürütme’den daha etkin ayağı Yasama ve dolayısıyla TBMM’dir. TBMM’nin yeniden yapılandırılması ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyumlu hale gelmesi sağlanmadıkça sistemi yürütemezsiniz.
Milletin 16 Nisan 2017 tarihinde geçilmesine karar verdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurban verilemez. Bunun vebalinden de kimse kurtulamaz.
Kalın sağlıcakla…