Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya'daki son gelişmeler ve Suriye meselesine ilişkin France 24 kanalına değerlendirmelerde bulundu.
Libya'daki durumun, çok kritik ve kırılgan olmaya devam ettiğine dikkati çeken Kalın, "Hafter, Libya halkının meşru temsilcisi değil. Körfez bölgesinden ve Rusya'dan, birkaç ülkenin desteğiyle Libya'daki şiddeti tırmandırdı ve daha fazla acı getirdi." diye konuştu.
Kalın, Libya'da "askeri çözüm"ün, bir çözüm olmadığına inandıklarını dile getirerek, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac hükümetinin en başından beri çok sorumlu ve yapıcı davrandığının, ateşkesi uyguladığının ve uluslararası toplumla birlikte çalıştığının altını çizdi.
"Şimdi Hafter destekçilerinin, Hafter'in Libya'da güvenilir ortak olmadığını anlama zamanı." diyen Kalın, Serrac hükümetinin Trablus'taki konumunu savunduğunu ve Hafter'in saldırgan davranışa yanıt verdiğini kaydetti.
Kalın, Libya'ya, Sudan, Çad ve Suriye'den getirilen paralı askerler ile Rusya merkezli Wagner Group'un (Rus paralı askerleri) Hafter'in tarafında savaştığına işaret ederek, "Şimdi, Hafter destekçileri bunun bir çözüm olmadığını ve yürümediğini fark ettiler. Serrac hükümeti, birçok kez askeri bir çözüm değil, siyasi bir çözüm istediklerini belirtti fakat açıkça kendilerini savunma hakkına sahipler." diye konuştu.
"Tüm Libya için geçerli olacak siyasi çözümün olması gerekir"
İbrahim Kalın, Libya'daki siyasi çözüme ilişkin, "Libya topraklarının sadece bir veya belirli kısmı için değil, tüm Libya için geçerli olacak siyasi bir çözümün olması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), Hafter'e oldukça fazla askeri mali destek sağladığını ve bunun bir sır olmadığını vurgulayan Kalın, "Bu savaşı, muhtemelen Hafter'in el koyduğu Libya petrol alanlarından gelen petrol parasını kullanarak finanse ediyor." açıklamasında bulundu.
Sözcü Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fransa ve Hafter'i hala destekleyen herkesin, Libya'daki çatışmanın yanlış tarafında olduğuna inanıyoruz. Suriye'de, sadece Fransa ile değil, aynı zamanda ABD ile de anlaşmazlıklarımız var çünkü her ikisi de terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi destekliyor. PKK, Fransa'da, Avrupa Birliği'nde (AB) terör örgütü olarak tanınıyor. Birkaç yıl önce terör örgütü DEAŞ ile mücadele adına, PYD'yi, YPG'yi desteklemek gerekçeydi fakat DEAŞ'ın gücü, ABD tarafından ilan edildiği gibi çoğunlukla ortadan kaldırıldı. Ancak birkaç Batılı müttefik hala PYD/YPG'yi desteklemeye devam ediyor. Şunu anlamalıyız ki PYD/YPG, Suriye'de kendi Kürt yerleşim bölgelerini oluşturmak için ana gündem. Bu, toprak bütünlüğü ve siyasi birlik fikrine aykırıdır."
Kalın, Suriye'de, Arap, Kürt, Türkmen, Alevi ve Hristiyan bütün kesimlerin Beşşar Esed rejimine karşı müzakere masasında olması gerektiğine inandıklarını vurgulayarak, "Belirli bir etnik veya ideolojik grubu seçemez ve onlara bazı ayrıcalıklar veremezsiniz." diye konuştu.
"S-400'lerle ilgili anlaşmamıza bağlıyız"
Konuşmasında, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere de değinen Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında iyi bir ilişki olduğunu dile getirdi.
Türkiye ile ABD arasında ortak görüşlere sahip olunan konular bulunduğu gibi, zaman zaman anlaşmazlığın yaşandığı alanlar da olduğunu söyleyen Kalın, son olarak Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin, ABD ile bir anlaşmazlığın yaşandığını hatırlattı.
Kalın, S-400'lerin aktivasyonuna ilişkin soruya da "S-400 ile ilgili olarak, planlar aslında daha önce planlandığı gibi gidiyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle gecikmeler oldu ancak prensipte daha önce olduğu gibi S-400 ile ilgili anlaşmamıza bağlıyız." yanıtını verdi.