Türk Milleti, Cumhuriyetinin 100. yılını yurt içinde ve yurt dışında coşkuyla kutladı. Yıllardır hasret kalınan, günler öncesinden heyecanla hazırlıkları yapılan o coşkulu eski bayram kutlamalarını aratmayacak şekilde bir kutlamaydı… Üzerine ölü toprağı örtülmüş gibi her şeye duyarsız olan bu milletin; çoluğunun çocuğunun, gencinin yaşlısının Cumhuriyetine ve dolayısıyla kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e nasıl bağlı olduğu, bu kutlamalarla hafızalarda yer edindi.
Türk Milleti için çok önem arz eden Milli Bayram kutlamalarına hasta olduğu bahanesiyle katılmayan bazı kişilerin yatak yorgan hasta yatağında olduğunu gösteren resimlerine verilen bir cevap kutlaması gibiydi. Ülkenin her bir zerresi, kırmızı beyaz al bayrağımız ve Atatürk’ün posterleriyle süslendi. Cumhuriyete giden yolda, Atatürk ve silah arkadaşlarının yaptığı mücadeleler anlatıldı. Yurt içinde ve yurt dışından milyonlarca insan 100 yıl kutlamaları dolayısıyla ulu önder Atatürk’ün ebedi istirahati Anıtkabir’i akın akın ziyaret ettiler.
Aslında bu ziyaret, ulu önder Atatürk’e duyulan minnet borcuydu. O zor şartlarda, hakkında idam kararı çıkarılmasına rağmen, bir avuç silah arkadaşıyla birlikte milleti örgütleyerek yedi düvele ve içerideki haini uzantılarına karşı vatanı kurtarma mücadelesi veren, cumhuriyet gibi yönetim şeklini bu millete armağan eden Atatürk’ü ziyaret ederek minnet borcu ödenmez. Cumhuriyete sıkı sıkı sarılmak, sahip olmakla olur.
Tek başına Cumhuriyet kelimesi bir şey ifade etmez. Niteliklerinin de olması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında; “Toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen ‘Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir, Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara'dır.’ temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir” ibaresi yer almaktadır.
Buna rağmen, adaletin, liyakatin, hak hukukun olmadığı, adam kayırmacılık gibi birçok konuda olumsuzlukların olduğu bilinen bir gerçek olsa da bu gibi bazı olumsuzlukların sorumlusu cumhuriyet sayesinde milletin seçimiyle yetki verilen bazı kişilerdir. Bu tür olumsuzlukların ortadan kaldırılması ise yine cumhuriyet sayesinde milletin yeni yetkilileri seçmesiyle gerçekleşir…
Cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları dolayısıyla dağların zirveleri de boş bırakılamaz. Türkiye Dağcılık Federasyonu da, İl temsilcileri aracılığıyla birçok dağa çok sayıda sporcu ile tırmanış etkinliği düzenlenmiş olup; zirvelerde de, nesilden nesile aktarılarak sonsuza kadar hafızalarda yer edinecek unutulmaz kutlamalar yapıldı.
Ankara’da ise; “Yüzüncü Yılda 100 Zirve” adıyla Işıl Dağına tırmanan dağcılar, önce saygı duruşu ile istiklal marşının okunuşu ardından Atatürk ve silah arkadaşları ile bu topraklar için bir damla kanını akıtmış olan bütün isimsiz kahramanların anılmasıyla zirvede ki töreni tamamlayarak ellerinden bırakmadıkları bayraklarla inişe geçtiler. Bu etkinliğe sponsor olan Ankara Büyükşehir Belediyesinin kurduğu kamp alanına geldiklerinde 100.yıl anısına düzenlenmiş olan madalya ve katılım belgesi dağıtım töreni sürprizi ile karşılaştılar. Cumhuriyetin 100.yılı kutlamaları dolayısıyla ABB görevlileri ile TDF Ankara İl Temsilciliği görevlilerinin işbirliğiyle kusursuz ve özveriyle gerçekleştirilen bu etkinlikte emeği geçen jandarmasından ambulansına, itfaiyesinden ego otobüs görevlilerine kadar birçok emeği vardır. En büyük emek ise cumhuriyetin ilanıdır. YAŞASIN CUMHURİYET…
Cumhuriyet’in 100 Yılı…
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.