Olmaz denilen ne varsa oldu.
"Avrupa yakasında New York ve Londra gibi uluslar arası sermaye merkezlerinden gelecek şirketler için yeni yapılanmalar oluşturulurken, İstanbul’un tam anlamıyla bir ticaret merkezi ve ekonomi kenti konumuna gelmesini sağlayacak alan yeni yapılanması için de Anadolu yakasındaki Ataşehir bölgesi pilot alan olarak gizlice seçilmiş, gizlilik içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün ekonomik kamu kurumlarıyla beraber kamu bankalarının bu bölgede topluca yer alabilmesi için inşaat projeleri hızla devreye sokulmuştur."
Demem o ki:
"Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya Müslümanlarının gönderdiği maddi yardımlar ile silah alınarak askeri savaş kazanılmış, Hint Müslümanlarının gönderdiği para yardımı da yedek akçe olarak saklanarak daha sonraki aşamada yeni Türk devletinin başkentinde milli bir bankanın kurulması ile ulusal bir ekonomi yaratılmasına çalışılmıştır."
Nüans?!
"Bizans döneminden kalma kozmopolit yapılanmasını Osmanlı döneminde de sürdüren İstanbul’un Kurtuluş Savaşı sırasında teslim olarak ihanet içerisine girmesi ve ulusal kurtuluşun başkenti Ankara’ya karşı savaş açmasını dikkate alan devletin kurucusu Atatürk, İstanbul’un yabancı ortaklı ekonomisini güvenmediği için Türkiye İş Bankası’nı milli bir ekonomi oluşturma görevi ile başkent Ankara’da kurmuştur."
Demem şu ki:
Özenle bulandırılan su'daki duruluk nedir ne değildir!?
"Ne var ki, küreselleşme dönemine girildiği sırada, Atatürk’ün partisinin başında bulunan Amerikancı bir yönetimin ciddi bir hatalı karar vermesiyle, Atatürk’ün milli ekonomi oluşturma amacıyla kurmuş olduğu ulusal bankanın, küresel sermayeye teslim olmuş kozmopolit İstanbul kentine taşındığı görülmüştür."
Yani?!
Başkent Ankara’nın eski Bizans’ın merkezine taşınması süreci böylesine ciddi bir hata ile başladı.
Şimdi gelinen aşamada, elde kalan üç kamu bankasından ikisi ile ekonominin denetimini yürüten ekonomik kamu kurumları ve özerk kurullar da bu kente taşındı.
İstanbul Finans Merkezi'ne taşınacak Ziraat Bankası'nın genel merkezi ise 46 ve 40 katlı iki kuleden oluşacak.
Projenin mimarı ABD'li KPF, tasarımda padişah mührü tuğradan esinlendi.
Hal böyleyken...
"Özellikle devletin ana merkezi olan Merkez Bankası ve Hazine’nin de bu kozmopolit kente taşınmak istenmesi, bir milli devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olacak ve Türk ulusu ile Türk devletinin bütün ekonomik zenginliği küresel sermaye sahiplerinin denetimine geçecektir."
Başka?!
"Böylece son yıllardaki yanlış ekonomik politikalar ile yarı sömürge durumuna düşürülmüş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bir sömürgeye dönüşmesi sağlanacak, gücü elinden alınmış olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tasfiye süreci tamamlanmış olacaktır."
Hasılı:
"Dünya Bankası destekli kentsel dönüşüm programları aracılığı ile İstanbul kenti yeniden imar edilirken, bir Türk yerleşim merkezi gibi değil ama bir uluslararası sermaye düzeni oluşturulmaya çalışılmakta, Avrupa yakası gökdelenler ile uluslararası şirketlerin, tekellerin yerleşimi için hazırlanırken; Anadolu yakasındaki Ataşehir bölgesi de, bütün Avrasya kıtasının ekonomik yapılanmasını kontrol edecek bir üs olarak hazırlanmaktadır."
Yani?!
Türk kamu bankaları bu bölgeye taşınarak özelleştirilecek, sonraki aşamada yabancı banka tekellerine satılarak küresel sermayenin denetimine terk edilecek!?
Nüans?!
"Türk devletinin kamu kurumları ise küresel sermayenin denetiminde birer ulus devlet kurumu olmaktan çıkarılarak, İstanbul üzerinden bütün Avrasya bölgesinin küresel sermayenin denetimine girecek doğrultuda yapı değişikliğine hazırlanacak, yeni dönemde bu kurumlar da ülke devletinin dışına çıkarak bölgesel ekonomik kurumlar biçimine dönüştürülecektir."
Netice:
Prof. Dr. Anıl Çeçen'in önemle belirttiği gibi küresel sermayenin dünya ticaret merkezi yapılanması planına uygun olarak, Ataşehir ekonomi merkezi bütünüyle küresel sermayenin yönetiminde olacaktır.
Yani?!
"Ataşehir kesinlikle Ankara’nın dışında hareket edecek, Türkiye’nin başkenti Ankara yerine Levent bölgesinde yuvalanacak küresel sermayenin hegemonyası, Ataşehir ekonomi kentini yönetecektir."
Başka?!
"Ulus devlet bu aşamadan sonra biteceği için, İstanbul aynı zamanda ülkenin de başkenti konumuna gelecek, sonraki aşamalarda bölgenin ekonomik merkezi olan İstanbul, aynı zamanda kurulacak olan bölgesel federasyon devletinin de başkenti konumunu yakalayacaktır?!"
Başka?!
"Eski Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde payitaht olarak, merkezi coğrafyaya başkentlik yapan İstanbul, böylece üçüncü kez bölgenin merkezi olma şansını yakalayabilecektir?!"
Yani?!
"Boğaz’ın iki yakasında yalılarında ve villalarında ikamet eden süper zenginler, bütünüyle gücü ele geçirecek, ekonomik güçlerinden yararlanarak siyasal yapılanmanın gücünü de Türk halkının elinden alacaklardır."
Yani?!
"Türk ulusundan ve Türkiye Cumhuriyeti devletinden giderek uzaklaşacak olan İstanbul kenti, yeni dönemde Levanten kesimlerin ve gayrimüslim iş çevrelerinin desteği ile Fener Rum Patrikhanesi'nin öncülüğünde yeniden eski Bizans’a dönüştürülecektir."
Demem o ki:
Kimi zaman ne’yin söylendiği önemlidir, kimi zaman kim’in söylediği, kimi zaman da kimin neyi söylediği vb.
Demem şu ki:
"Şimdiden Anadolu’nun bütün kentlerindeki Ermeni ve Rum Kiliseleri'nin onarımını üstlenmiş olan Fener Rum Patrikhanesi, Vatikan merkezli Hristiyan emperyalizminin planları ile Yeni Bizans Projesi doğrultusunda planlı çalışmalarını düzenli ve disiplinli bir biçimde yürütmekte, en kısa zamanda Yeni Bizans imparatorluğu'nun oluşturulabilmesi için Ekümeniklik statüsü talep etmektedir."
Yani?!
"Hristiyanlar üzerinde küresel hegemonya arayan Fener Rum Patrikhanesi'nin, İstanbul’un yeniden Bizanslaşması için her türlü girişimi yerine getirdiği ve büyük dış destekler ile İstanbul’u hem Türklerden hem de Müslümanlardan uzaklaştırmaktadır."
Nitekim...
Bu makalesinde Prof. Dr. Anıl Çeçen, Türk Milleti'ni önemle ve ısrarla uyarıyor:
"Fatih Sultan Mehmet’in fethinden sonra bu kentin Konstantinopolis olan isminin bir İslam kenti anlamında İstanbul’a dönüştürüldüğünün hiç unutulmaması gereken bir aşamaya gelindiğini, bütün Türk ulusunun ve Türk devletinin hatırlaması gerekmektedir!?"
Sözün özü:
"Bu tür küresel ve yabancı planlar doğrultusunda İstanbul’un yeniden yapılandırılması, Türk devletinin bu kentteki egemenliğinin sona ermesi demektir."
Yani?!
"Bir anlamda da Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılmasına giden yolun açılması anlamına gelmektedir."
Yani?!
Ankara’daki Türk devleti, bu duruma seyirci kalamaz!
Başka?!
"İstanbul Belediyesi yönetiminden Ankara’daki devletin yönetimine gelen ekipler, belki eski İstanbul alışkanlıkları nedeniyle bu durumu böylesine değerlendirmekte zorluk çekebilirler ama Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal devlet düzeni çerçevesinde başkentin İstanbul’a taşınması hukuken mümkün değildir!"
Başka?!
"Devlet ile özdeş olan Merkez Bankası ya da Hazine gibi kurumların başkent Ankara dışına çıkarılmaları, Türk Ceza Kanunu’nda yaptırıma bağlanan devlet aleyhine girişimler ile paralel bir sonuç doğuracağı için, patronların keyfi uğruna ya da küresel sermayenin imparatorluğu adına Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal devlet düzeni kesinlikle bozulamaz!"
Hasılı:
Türk ulusu böyle bir geri adıma kesinlikle izin vermez!
Bu nedenle bu tür girişimlerin kesinlikle, Türk halkına sorulması ve onayının alınması gerekir!