Uzaktan davulun sesi hoş gelir derler.Ama bu kez çok hoş gelmiyor.Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimleriyle ilgili kararı İzmir’de sokaktaki adamdan aktif politikacısına umutsuzluk içeriyor.Her ne kadar Ankara’da toplanan İzmir’li başkanlara CHP lideri “Böyle bir hukuksuzluk olmayacak ve iptal söz konusu değildir”dese de Yüksek Seçim Kurulu’nun daha önce verdiği birbiriyle çelişkili kararları akla gelince umutsuzluğu anlamak mümkün.
Yerel seçimlerde iktidar partisi ya da diğer deyişle cumhur ittifakı için en önemli kentti İstanbul.İzmir’i kazanamayacaklarını zaten biliyorlardı sadece oyları yükseltmenin peşindeydiler.Ankara’yı istediler ne de olsa başkent.Ama kaybettiklerinde o kadar da dert etmediler.Ama İstanbul çok farklı.Ciddi bir rantın döndüğü megapol.Bütçesi Cumhurbaşkanlığı bütçesi dahil bir çok kurumun bütçesinden daha fazla.Birçok yatırım İstanbul’a yapılmış durumda.Yapılmaya da devam ediyor.O nedenle sağır sultanın bildiği gibi yukardakilerin “ne yapıp etmeli bu seçim tekrarlanmalı”kararı sonrası adım adım seçim iptaline gelindi.Savcılık soruşturmaları,İstanbul Büyüksehir Belediye Başkanı’nın gerek Çamlıca Camii açılışına gerekse pazartesi akşamı iftara çağrılmaması fotoğrafı netleştiriyor.Yerel seçimlerden hemen sonra daha İmamoğlu’na mazbatası verilmemişken Erdoğan’ın açıklamalarından yola çıkarak İstanbul seçimlerinin hukuk ayaklar altına alınarak iptal edileceğini yazmış çokta tepki almıştım.
İstanbul'daki seçimlerin yenilenmesini isteyen Ak Parti’nin üç valiz belgeyle desteklediği 44 sayfalık olağanüstü itiraz dilekçesinde 5 binden fazla döküm cetvelinde mühür, 694 tanesinde imza, 214 tanesinde ise hiçbir yazı bulunmadığı, hükümlü, kısıtlı, ölü 19 bin 350 kişiye oy kullandırıldığı, kısıtlı seçmenler ve 5 bin 287 hükümlünün seçmen listesinde isimlerinin bulunduğu, 300 binden fazla usulsüz oy olduğu, 62 bin sandık başkanı ve memur üyenin yaklaşık 19 bininin kamu görevlisi olmadığı iddiaları yer alıyor.
Dejavu fransızca’da déjà (daha önceden) ve voir (görmek) kelimelerinden oluşan, Déjà vu (deja vü), yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık hâline deniyor.Almancası da aynı..İngilizcesi de..Ama Türkçesi “Allah çarpsın geçende oldu”..Hem de çok yakında.Haziran seçimleri istedikleri gibi sonlanmayınca Ak Parti koalisyon falan hikayeleriyle zaman geçirip ve bu arada terör eylemleriyle halkı bezdirip Kasım’da 258 olan vekil sayısını 317 ye çıkardı.5 ayda 5 milyon oy daha geldi iktidar partisine.
Bunu hatırlarsak Erdoğan’ın “İstanbul seçimleri tekrarlanırsa kazanırız”sözünü daha iyi analiz edebiliriz.Diyeceksiniz ki İmamoğlu mağdur olacak ve halkımız mağdurdan yana oy kullanır.15 yıl boyunca Türkiye’yi mağdur edebiyatı ile yöneten Ak Parti’nin İzmir’de etkin bir ismine sordum bu soruyu.Cevabı net “Reisimiz işi bilir”
Bir dejavu da rahmetli Süleyman Demirel’den.. Süleyman Demirel'e vakti zamanında gazeteciler sormuştu."Sandıktan ne çıkar" diye.Demirel’de "Ne girerse o çıkar"şeklinde yanıtlamıştı.Artık öyle olmuyor sandıktan ne çıkacağına Yüksek Seçim Kurulu karar veriyor.Ve karar “İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin iptali”şeklinde olursa artık bu kurulun isminin değişmesinin de zamanı gelmiştir.Yeni isim önerim “Yüksek Sıçtık Kurulu”…