Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Hayme Ana'nın, devletin bekası adına verilen emeğin en yüce örneklerinden biri olduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Kütahya'nın Domaniç ilçesi Çarşamba köyünde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın da katılımıyla 740'ncı kez düzenlenen Hayme Ana'yı Anma ve Göç Şenliklerinde yaptığı konuşmada, Türk milletinin kadın ve erkek omuzdaşlığıyla bugünlere gelen bir neslin evlatları olduğunu ifade etti.
Hayme Ana'yı Anma ve Göç Şenlikleri 740. yıl dönümü etkinliklerinde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Demircan, "Bizler kadın ve erkek omuzdaşlığıyla bugünlere gelen bir neslin evlatlarıyız. Böylesi bir nesle mensup olmanın kıymeti de sorumluluğu da elbette çok büyük. Türk milleti olarak damarlarımızda dolaşan kanın asaletinin kaynağını bilerek yürüdüğümüz yollar şahittir ki ecdadımızın kıymetli mirasını daima gururla yarınlara taşıdık ve taşımaya da devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade etmiş olduğu gibi "Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez." Bugün burada ecdadımızın değerlerini birlik ve beraberlikle anmamızın sebebi de işte bu duygudur. Ömrü at üstünde cenk etmekle geçmiş yiğit atalarımız, cesur analarımız ve kahraman bacılarımızın vatan ve millet sevdasıyla verdikleri asırları aşkın bağımsızlık mücadelesinin izleri bugün her birimizin yüreğindedir. Bizim hikayemiz Hayme Anamızın niyazlarıyla, dualarıyla, cesaretiyle abideleşen bir tarihin hikayesidir. Gönlü ve dimağı onun ocağında pişmiş nesillerden esen medeniyet rüzgarının hikayesidir. O rüzgar öğretmiştir bizlere zalimin zulmü karşısında gözüpekliğin kıymetini, bayrak uğruna içilen şehadet şerbetinin değerini, hakkaniyet, eşitlik ve kardeşliğin ilelebet barış, birlik ve refah getireceğini. Başta kadim Osmanlımızın en büyük atası Ertuğrul Gazi olmak üzere Hayme Ana ocağında yetişen, irfanında pişen atalarımızın Söğüt'te yaktıkları bağımsızlık ateşi şanlı tarihimizde eşi benzeri görülmemiş zaferlerin mihenk taşı olmuştur. Hayme Anamız aynı zamanda devletin bekası adına verilen emeğin de en yüce örneklerinden biridir. Eşinin vefatının acısı bir yanda dururken, dağılma noktasında olan Kayı Boyu'nu ayağa kaldırarak Domaniç'e kadar selametle getirmesi, bir boyun sancılı kaderini soylu bir tarihe çevirmiştir. Onun hamiyet ve hidayetle Oğuz yurduna verdiği can suyu üç kıtada yedi cihana hükmetmiş Osmanlı Devletimizin temelini atmış, ardından Malazgirt'te toprağı Türk'e vatan kılmış ve bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına ilham olmuştur. Mazimizin böylesine kudretli olmasında da, Türk'ün hakimiyetini ebede armağan eden o cengaver ruhta da Hayme Anamızın obaya sığmayan ufkunun, mübarek duasının, cefakar, bilge ve asil gönlünün izleri saklıdır. Onun obasına ettiği liderlikle Domaniç'in Çarşamba Ovası'na doğru başlatmış olduğu yolculuk yalnızca bir göç hareketi değil iman, ideal ve inançla kurulmuş bir utkunun seyrüseferidir. O seyrüsefer ki nice savaşa gebe olmuş, alnı açık nice zaferle şad olmuş, geriye nice öğüt doğurmuştur. Onun fedakar duruşu Türk kadınının ruhuna da ilham olmuş, asırlar sonra cephelerden cephelere yankı olup duyulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözünü daha sizlerle paylaşmak istiyorum, "Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." Bu duygu ve düşüncelerle Hayme Anamızın tavsiyelerini kendimize ilke edinerek yürüdüğümüz yolun daim, yolumuzun yareninin bol olmasını temenni ediyorum. Aziz hatıraları, bize bıraktıkları kutlu mirasın izinde ebede kadar yaşayacak olan ecdadımızı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor; bu anlamlı buluşmaya emeği geçen herkesi sevgiyle selamlıyorum" şeklinde konuştu.
Etkinlik, mehter takımı eşliğinde sembolik göç yürüyüşünün yanı sıra kılıç kalkan ve halk oyunu gösterileri de sunuldu.
(Hüseyin Efe/İHA)