CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli yüksek standartlı demiryolu inşaatı ihalesindeki yolsuzluk iddiasına ilişkin, “Birinci ihaleyi yapan Devlet Demiryolları sürecin dışına çıkarılıyor ve dış finansman temin edileceği gerekçesiyle artık bu ihale süreçlerinin tümü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’ne devrediliyor. Kendi kendine mi devrediliyor, hayır. Cumhurbaşkanı’nın devreye girdiği nokta budur. Tüm süreç Cumhurbaşkanı’nın izni, refakati ve onayı doğrultusunda gerçekleşmiştir" dedi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, bugün TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında, Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli yüksek standartlı demiryolu inşaatı ihalesindeki yolsuzluk iddiasına ilişkin tespitlerini anlattı. Başarır, özetle şunları söyledi:
BURADA AHLAKİ BİR SORUN VAR: “Bu iddiaların temelini Sayıştay raporunda gördük. Çok kıymetli arkadaşım Deniz Yavuzyılmaz, ben, milletvekili arkadaşlarımız, parti yönetimi, Genel Başkanımız, tek bir amacımız var; 84 milyonun bütçesini, parasını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak. Yanlış işler varsa bunları ortaya çıkarmak. Bu ihalede ilk tespiti Sayıştay yapıyor. Sayıştay diyor ki ‘Bu ihaleyi 2018’de açık olarak yaptın. 15 firma girdi. Bir firma, 2 milyar 650 milyon lira teklifle aldı. Bunu iptal ettin? 2 yıl sonra 'Beşli Çete' olarak adlandırdığımız bir firmaya 9,5 milyara tekrar verdin? Nasıl verdin? Kapalı ihale, 21-b’ye göre verdin.’ Yani deprem, sel, olağanüstü hallerde kullanılması gereken bir yöntem. Genel Başkanımız bu iddiayı gündeme getirdikten sonra bakan da bir televizyon programına çıktı. Bakan benimle görüşmedi. Benimle programa katılmadı ve orada yalan yanlış bir sürü şey söyledi. Bakana bir şey daha sorayım. Bu bir demiryolu ihalesi. Vagon, ray, bakır tel, demir, çimento alabilirsin. Bunu Sayıştay söylüyor. Bu artan kapsamına ne girmiş? 15 araç, bunun beşi çok lüks. Dört tane VİP minibüs, 90 bilgisayar, 90 tablet, 90 ayrı tablet ve dizüstü bilgisayar, 70 telefon, televizyon. Sayın Ulaştırma Bakanı, VİP minibüslerin, çok lüks araçların ne işi var bu ihalede? Ve Sayıştay bir şeyi daha belirlemiş, ‘Bu araçlar Bursa’da çalışmıyor, Ankara’da geziyor’ demiş. Burada bir soygun vardır. Burada ahlaki bir sorun vardır.
BAKAN YALAN SÖYLEMİŞTİR: Sayın Bakan’a ’21-b ile hangi ihaleleri aldın, verdin’ dedik. Sayın Bakan, cevabında, ‘internet sitemize bakın, görürsünüz’ söylemiş. Ve sitesine baktık, sitesinde bu ihalelerin ne şartnamesi ne sözleşmesi, kaç kilometre olduğu falan hiçbiri yok. Sayın Bakan yalan söylemiştir. Biz evraklarıyla, Sayıştay raporuyla, yatırım planlarıyla arkadaşım ile hepsini tek tek ispat ettik ve Genel Başkanımız da bunu açıkladı. Ben ve arkadaşım, bu konudaki tüm sorumluluğu alıyoruz. Aslında sorumlu birisi varsa, AKP’dir.
DOĞRU İHALE YOK DENECEK KADAR AZ: Belki ikimiz de teknik bir hata yapıyoruz, Deniz Yavuzyılmaz ve Ali Mahir Başarır. Biz, yanlış ihaleleri arıyoruz sürekli. Oysa biz, doğru ihaleleri aramak zorundayız. Çünkü doğru ihale yok denecek kadar az, her tarafı yanlış ihalelerin. Birçok ihale usulsüz. En önemli kanıtımla söyleyeyim; yine Sayıştay, bu bakanın 2021 bütçe görüşmesinde 23 tane kamu ihalesinde usulsüzlük tespit etmiş. Bu bakan, 21 milyar 750 milyon, 21-b’ye göre ihale yapmış. Ve Sayıştay, ‘bu bir soygundur, bu yanlıştır, bu bir usulsüzlüktür, bununla ilgili işlem yapılması gerekir’ demiş. Biz, bu konularla ilgili tüm evrakları, Sayıştay raporlarını, Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı yatırım planlarını Cumhuriyet Savcılığı’na verdik. Eğer bir parça yürekli savcı varsa, bir parça vicdanlı savcı varsa çıkar, fezlekeyi yollar. Suçlular, şirket hakkında gerekli işlemi yapar.”
“TÜM SÜREÇ CUMHURBAŞKANI'NIN İZNİ, REFEKATİ VE ONAYI DOĞRULTUSUNDA GERÇEKLEŞMİŞTİR"
İhalenin en düşük teklif olan 9 milyar 449 milyon lira ile Kalyon İnşaat’a verildiğini açıklayan Deniz Yavuzyılmaz ise "Buraya kadar ihale sürecini görüyoruz. Ancak bundan sonrası oldukça karışık. Çünkü daha önce birinci ihaleyi yapan Devlet Demiryolları sürecin dışına çıkarılıyor ve dış finansman temin edileceği gerekçesiyle artık bu ihale süreçlerinin tümü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’ne devrediliyor. Kendi kendine mi devrediliyor, hayır. Cumhurbaşkanı’nın devreye girdiği nokta budur" dedi.
İhaleye ilişkin belgeleri gösteren Yavuzyılmaz, “Tüm süreç Cumhurbaşkanı’nın izni, refakati ve onayı doğrultusunda gerçekleşmiştir. Ancak gerçekleşen süreç sadece ifade ettiklerimizden ibaret değil. Biz, sürecin 3 milyar 198 milyon liralık bir ihale sürecinden 9 milyar 449 milyon liralık bir ihale sürecine evirildiğini gördük” diye konuştu.
TEBA ihaleler ve alt yapı projeleri dergisindeki ihaleye ilişkin bilgileri açıklayan Yavuzyılmaz, “Bu derginin dayanağı olan resmi belge, bakanlığın yayınladığı aralık ayı kamu borç yönetim raporuna da yer verilerek anlaşmalar kamuoyuna duyurulmuştur” dedi.
"PROJENİN GELDİĞİ NOKTA VATANDAŞIN SIRTINA 18 MİLYAR LİRALIK YÜK BİNDİRMEK OLMUŞTUR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında ihaleye ilişkin gösterdiği belgeyi de gösteren Yavuzyılmaz, şöyle devam etti:
“Üç kere kredi kullanılmış. Borçlu, Hazine ve Maliye Bakanlığı. Tümünü Hazine ve Maliye Bakanlığı borç olarak üzerine almış. Borçların hepsi Hazine’nin üstünde. Hem de avro cinsinden Hazine’nin üstünde. Yani vatandaşlarımızın sırtında. Buradaki kredileri topladığımızda da yine 1 milyar 238 milyon 422 bin avro kredi çıkıyor. Her şey başından yanlış.
Bu projenin idari şartnamesinde, finansman bulunması amacıyla izlenecek yol anlatılıyor ve ‘Hazine ve Maliye Bakanlığı kredi koşullarına ilişkin tüm müzakereleri yönetecek ve kabul etmesi durumunda kredi anlaşmasını borçlu sıfatıyla imzalayacaktır’ deniyor. Ve bu bütün demiryolu ile ilgili yapılan ihalenin bütün riskini avro üzerinden Hazine ve Maliye Bakanlığı üzerine alıyor. Ve bugün itibariyle kullandığı bu kredinin güncel avro kuru ile karşılığı 18 milyar 663 milyon 19 bin 530 liradır. Yani ihale edilen tutar 9 milyon 449 milyonu çıkardığımızda, doğrudan oluşan kamu zararı 9 milyar 213 milyon 23 bin 697 liraya ulaşmıştır. Bandırma ile Bursa arasında ilave edildiği ifade edilen demiryolu kısmında bugüne kadar çivi çakılmamıştır.
Yaklaşık 3 milyar liralık bir ihale süreci ile hikayesi başlayan bu projenin geldiği nokta, vatandaşın sırtına 18 milyar liralık yük bindirmek şeklinde olmuştur. Bizlerin yaptığı, Genel Başkanımızın, milletvekili arkadaşım Ali Mahir Başarır’ın ve CHP olarak bu konunun üzerine bizim gitmemizden itibaren bir şekilde yapmaktan vazgeçecekleri Bursa-Bandırma arasındaki demiryolu işini de yapmak zorunda kalacaklar."
"ULAŞTIRMA BAKANI KENDİNE GÜVENİYORSA İSTEDİĞİ KANALDA ÇIKABİLİRİZ"
Yavuzyılmaz'dan sonra tekrar konuşan Başarır, "Sayın Ulaştırma Bakanı kendine güveniyorsa Sayın Deniz Yavuzyılmaz ve Ali Mahir Başarır’ın karşısına A Haber ya da TGRT ya da Habertürk ya da Halk TV, istediği kanalda çıkabiliriz. Gelsin bizimle tartışsın. Haklıyı haksızı bütün Türkiye gördü ama bir de kendisine anlatabiliriz" dedi.