Doç. Dr. Dökmeci, AA muhabirine, deprem kültürü topluma yerleştiğinde, depremden daha az hasarla çıkmanın mümkün olduğunu söyledi.
Yapıların zemin etütlerinin ve kontrollerinin mutlaka yapılması gerektiğini belirten Dökmeci, "Afet aile planlarımızın da hazır olması gerekiyor. Bununla ilgili tüm aile bireyleri bilinçlendirilmeli ve bilgilendirilmeli. Okul çağındaki bireylerin bu plana dahil edilmesi, herkesin bir görevinin olması, acil çıkışların belirlenmesi ve her bireyin bir afet çantasının olması gerekir." dedi.
Dökmeci, şöyle devam etti:
"Aile içerisinde her bireyin kartının olması, bu kartın üzerinde adı, soyadı, kan grubu, adres bilgisi, alerjisi ve kullandığı ilacın olup olmadığı bilgisi bulunmalı. Bu kartları taşımamız gerekiyor. Deprem sonrasında gördük ki kimliği tespit edilemeyenler oldu. Bu önemli bilgiyi üzerimizde taşımamız hayat kurtarıcı olacaktır. Sevdiklerimize kavuşabilmemiz açısından da oldukça önemli. Herkese birer görev verilmesi gerekiyor. Kişilerin kendi görevini bilmesi, depremden sonra bir araya gelme açısından son derece önemli."
Dökmeci, depremin ardından yapısal olmayan risklerin ölüm ve yaralanmalara neden olabildiğini dile getirdi.
Evlerde bulunan dolap ve büyük ekran televizyon gibi eşyaların iyice sabitlenmesi gerektiğinin altını çizen Dökmeci, şunları kaydetti:
"Mutfak dolaplarının kapakları da kilitle kapatılmalı. Bunlar deprem durumunda üstümüze düştüğünde bize zarar verebilir. Deprem sigortası yapılması olası afet durumunda bizi ekonomik anlamda koruyacaktır. Deprem anında doğru davranış şekillerini biliyor olmamız gerekir. Çök, kapan, tutun veya cenin pozisyonu gibi pozisyonlar vücudumuzun küçük formlara girmesini ve bu sayede üzerimize düşecek eşyanın bize zarar vermesini önleyecektir."
Dökmeci, ilk yardım, yangın söndürme, arama kurtarma gibi konularda gönüllülük esasıyla eğitim alınmasının da son derece önemli olduğunu sözlerine ekledi.