Deşifre kelimesi çok önemli bir kelime,bir olayın iç yüzünü çıkartmak,gerçeklerin su üstüne çıkmasını sağlamak bunlar çok önemli hadiselerdir.
Deşifre edilen konular toplumu,ülkeyi,dünyayı aydınlatabilecek gizli saklı kalmış tüm konuların ortaya çıkması ve saçılmasıdır.
1.MİT raporu hadisesinin olduğu günlerde şehit HİRAM ABAS beyin kızının düğününün akşamı,dünürünün yakınları ile beraber oturuyorum.
O sıcak ve hararetli günler,hiram beyin dünürü diyarbakırın ileri gelen ailelerinden biri.
Kız tarafı olarak sayın ŞENAY GÜRVİT ile harbiye ordu evinde düğün günü alan yine Diyarbakır ergani ilçesinin ileri gelenlerinden bir aileye mensub olan ve hadiselerden kısa zaman sonra genç yaşta kaybettiğimiz bir ağbim.
1932 doğumlu bu ağbimle rakı içeriz ankara’dan gelir uzun zaman sohbet eder derin konulardan konuşur,beyoğlunda balık pazarında rakımızı içer eğleniriz.
Düğün gününün ertesi sabahı ofiste toplandığımızda düğün gecesi olan malum taraftaki kişilerin münakaşasını anlattılar.
Tabi bizim tarafımız gayet açık net anlayacağınız tarafta.
1987 senesinin 9 eylül günü 1.MİT raporunun varlığından haberdar olmuştum.
Üç aylık ankarada askerlik vazifemi icra ederken sanırım ekim ayı sonlarıydı,kamuoyuna 1.MİT raporunun sızacağını öğrenmiştim,mamak muhabere okulu günlerimde.
Rahmetlik DEMİR kod adlı TİMUR HANOĞLU haber elemanını,sayın MEHMET EYMÜR ve çalışma arkadaşlarını HÜRRİYET gazetesi sür manşetten deşifre etmişti.
Revirde yatarken gazeteden okuyor bir yerden kahvaltımı yapıyor,bir yerdende derin düşünüyordum.
O günlerden bugüne otuz dört yıl geçti.Bir çok olay oldu,bir çok insan kayboldu gitti bugüne kadar maalesef KÖTÜLER 1 İYİLER 0.
Deşifre adlı kitap sayın MEHMET EYMÜR beyefendinin yine bu dünya içinde olan hadiseleri kaleme aldığı aslında kısa notlarla anlayanlara ciddi gerçekleri anlatım yaptığı bir değerli kitap.
Ben hapisten çıktıktan sonra sosyal paylaşımdan GESİ bağları türküsü paylaşmıştı,içimden gülmüştüm.
Metris cezaevinde kaldığım üç gün hücrede bir hadise aklıma gelmişti,GESİ bağlarını paylaştığında gülmüştüm.
Şu anda benim doğduğum andan bugüne resimli,yazılı tüm arşivim devletin güvenlik güçleri ve yargının elinde.
En önemlisi, MİT müsteşarı sayın HAKAN FİDAN beyefendiye çok önceden yaptığım müracat bir haksızlık olduğu bir karalama ve çamur kampanyasının üstümüze geldiğini ve yapıştığını anlatıp bunun düzeltilmesini söylediğim halde kimse oralı olmadı.
Mecbur kaldım basın ve medya yolu ile kendimi anlatmaya.
Bu yapılanlar evimi basan en önemlisi bunu son ON YILDA iki defa yapan adam kaçıran pisikolojik işkence yapanlar FETÖ’cü METÖCÜ değillerdi basbayağı bizden insanlardı.
Onlar SEFERBERLİK TETKİK KURULU ankara bölge başkanlığına girip ilgili odaları açmayı yıllar evvel planlamışlardı.
Merhum ORHAN PERTEV TUFAN’ torununu ağlatarak ileri hayatta travma yaratmak isteyen stratejik çalışma yapmak isteyenlerdi.
Hiçbir zaman sizinle beraber olmadık,olmayızda nedeni çok basit siz düşünün.
Bugünlerde ERZURUMLU KARA FATMA’nın hayatı çok önde tutuluyor,bunlar İstanbul Yeşilyurt semptinden icat edilen pisikolojik harp faaliyetlerinin yöresel kahramanları kullanarak kendilerine paye çıkartmaları.
Ben Erzurumlu HOCALARININ kızlarına söyleyeceğim,KONYALI PERTEV beyin kızı MELEK hanımın hayatını filme alında birde KONYALI’ları görelim.
TÜRK SEFERBERLİĞİNDE ne olmuş.
Dünya siyonizmi sizi ne kadar tanıyorsa bizide tanır ama vatanseverliğimizle.
KAYNAK eski 111..
Deşifre yazısının devamını ilerki bölümlerde yazmaya devam edeceğim.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN