DEVA Partisi’nin 1’inci Olağan Kongresi, Ankara’da yapıldı. Pandemi koşulları nedeniyle hafta içi yapılan kongreye sadece parti yöneticileri ve delegeler katıldı. Konuşmasında hükümetin kayyım politikasını eleştiren DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan "Taraflı Cumhurbaşkanı, akraba damat bitirdiler ülkeyi. Şu an beka dedikleri bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda" dedi. Seçime tek aday olarak giren Babacan, yeniden genel başkanlığa seçildi.
Ali Babacan'ın liderliğinde 9 Mart'ta kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) seçime girme yeterliliğini sağlamak için örgütlenme sürecini tamamlamasının ardından 1'inci Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdi. Tek aday olan Babacan, 523 delegeden 515'nin oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi. 8 delegenin oyu ise geçersiz sayıldı. Genel Merkez Yönetim Kurulu'ndaki mevcut üyeler yerlerini korurken Aysun Hatipoğlu ve Özge İrem Morkoç da kurula girdi.
"Türkiye’nin DEVA’sı hazır” sloganıyla yapılan kongre, Covid-19 salgını nedeniyle önlemler eşliğinde Ankara Atatürk Spor Salonu’nda toplandı. 81 ilde teşkilat çalışmalarını tamamlayan, 43 ilde kongrelerini yapan DEVA Partisi’nin büyük kongresine sadece parti yöneticileri ve delegeler davet edildi.
KONGRE SALONUNDA HİÇBİR DÖVİZ YER ALMADI
Covid-19 salgını nedeniyle CHP ve İYİ Parti'deki gibi seyircisiz yapılan kongre, hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı kapsamında hafta içi toplandı. Kongre öncesi tüm delegelerin koltuklarına Türk bayrağı ve parti bayrakları yerleştirildi.
Sadeliğiyle dikkat çeken kongre salonunda partinin il teşkilatları tarafından asılan “Gençliğin DEVA’sı”, “Susmayan, konuşan Türkiye için” dövizi dışında parti programı ve politikasına ilişkin hiçbir afiş veya döviz yer almadı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ın kongredeki konuşmasında şu başlıklar öne çıktı:
KIZ KARDEŞİM 3 KEZ OKULDAN UZAKLAŞTIRILDI: Biz hep beraber bu ülkenin umuduyuz. Bu ülkeye çözüm olmak için ele ele yola çıktık. Bugün burada ülkenin tüm sorunlarını çözecek güçlü bir kadroyla beraberiz. Ülkemiz karanlık günlerden geçti, çok acılar çekti. Her dönemde faklı kimliklerin ezildiğine tanıklık ettik. Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmedi. Benim siyasete girdiğim 1990’lı dönemlerde böyle acıların yaşandığı dönemdi, asker vesayeti vardı. Mafyalarının, çetelerin sokakta cirit attığı, herkesin baskı gördüğü günlerdi o günler. 28 Şubat'ın ağır ikliminde benim kız kardeşim (Babacan kız kardeşinin yaşadıklarını anlatırken sesi titredi, bir süre konuşamadı. Bu esnada partililer salonda ayağa kalkarak Babacan’ı alkışladı) ODTÜ’de okurken başındaki örtü yüzünden 3 defa okuldan uzaklaştırma yazısı aldı. Üstelik düzenledikleri tutanağa “ders araç gereçlerine zarar vermek” yazdılar. Gerçek sebebi bu değildi tabi ki. Ben bunlara tepki olarak siyasete girdim. Bir daha kimse bu yasağı getirmeye cüret edemez.
TARAFLI CUMHURBAŞKANI, AKRABA DAMAT ÜLKEYİ BİTİRDİLER: Siyasete girdiğim günden bu yana 20 yıl geçti. Şimdi de ezilenler iktidar gücünü ele alınca başkalarını ezmeye başladı. Ezilmeyi iyi bilenler başkalarını ezmezler. 2001’den bugüne insanlar hala aç. Yoksulluk ve gelir adaletsizliği hızla yaygınlaşıyor. Esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor, emekli maaşları gün be gün eriyor. Memura, işçiye sefalet ücreti reva görüldü. Biz merkez bankası kasasını milletin alın teriyle doldurduk, bugün çarçur ettiler. Taraflı Cumhurbaşkanı, akraba damat bitirdiler ülkeyi. Şu an beka dedikleri bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda. Bunlar bu ülkenin kurumlarına olan güveni yerle bir ettiler. Türkiye, DEVA Partisi ile beraber çok daha iyi bir geleceğe sahip olacak. Sağlık hakkına erişim zorlaşıyor, halkımız tedbirsizlik yüzünden hayatını kaybediyor.
OLDU OLACAK SİYASİ PARTİLERE DE KAYYIM ATAYIN: Halkımız sosyal yardımlara muhtaç hale getiriliyor. Yoksul bir vatandaşımız devletin verdiği yardımlara ulaşırken iktidar partisinin üye kartını göstermek zorunda mı? Toplumla aranıza büyük bariyerler girince, etrafınızda dar bir kadro oluşturursanız halktan koparsınız. Belediyelere tek tek kayyım atadılar. Şimdi de STK’lara kayyım atıyorlar. Oldu olacak siyasi partilere bile kayyım atayın! Bu ülke kayyım atanarak yönetilmez. Gittiğimiz her şehirde başımız dik, anlımız temiz yürüyoruz. Gittiğim 41 ilde çok farklı hikayeler ile karşılaştım. Birebir dinlediğimiz her dert bizim derdimiz. Biz bu ülkenin hangi yoldan gitmesi gerektiğini biliyoruz. Biz bu ülkenin adaleti, demokrasiyi ve refahı hak ettiğini çok iyi biliyoruz.
HALKI TURUP KALDIRMAK İÇİN BURADAYIZ: Biz, borcumuzu ödeyemiyoruz diyen çaresiz esnafın yanındayız, biz yoksulluğa terk edilen fedakar çiftçimizin yanındayız, biz yoksulluğa ve haksızlığa terk edilen emeklinin yanındayız, biz çocuklarının geleceğinden endişe eden anne- babaların yanındayız, biz ayrımcılığa uğrayan tüm vatandaşımızın yanındayız, biz sesini senelerdir duyurmaya çalışan kadınlarımızın yanındayız, biz hakkı iade edilmeyen, zulme uğrayan binlerce KHK’lıların yanındayız, biz yeni nesillere yaşanabilir çevre bırakmak içim mücadele edenlerin yanındayız. Kimlerle ve nerede durduğumuzu merak edenler için bu koordinatlardayız. DEVA Partisi bir kadro hareketidir. Bir halkı tutup kaldırmak için buradayız. DEVA’nın damlaları kurumuş toprakları birleştiriyor. Biz tüm dünyaya da ülkede yepyeni bir siyaset filizleniyor diyoruz. Uğruna bir başbakanın şehit olduğu demokrasiyi ayağa kaldıracağız. Biz ilkmiş olarak konuşmaya başlamamız gerektiğini biliyoruz ve ‘Türkiye konuşacak’ diyoruz. O yüzden sloganlarımızdan birini ‘Türkiye konuşacak herkes kazanacak’ diye belirledik.
TÜRKİYE İÇİN ATILIM VE DEMOKRASİ ZAMANI: Ülkemizin kaybedecek bir dakikası dahi yok. O yüzden teşkilata söylüyorum: Yerelin sorununu siyasetin merkezine taşıyacaksınız. Mahalle mahalle, köy köy dolaşmaya, vatandaşın derdine çare olmaya devam edeceksiniz. Biz Türkiye, bütün hedeflerine ulaşabilecek güçlü bir ülkedir. Demokrasi, 12 Eylül sonrası yapılan ilk seçimde sivil siyasetin hasretidir. Bundan sonra hepimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım. Zaman bu salondaki heyecanı tüm Türkiye’ye yayma zamanı. Şimdi Türkiye için demokrasi ve atılım zamanı.
GMYK'YE 2 KADIN DAHA SEÇİLDİ
Ali Babacan, tek aday olarak girdiği seçimde 523 delegeden 515'nin oyunu alarak yeniden partinin genel başkanı seçildi. Seçimde, 8 delegenin oyu ise geçersiz sayıldı.
Kongrede 50 kişiden oluşan Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) ve Genel Merkez Disiplin Kurulu üyeleri de belirlendi. Mevcut Genel Merkez Yönetim Kurulu'nda değişiklik olmadı ve tüm üyeler yerini korudu. Yönetim kurulunda 18 kadın yer aldı.
Ali Babacan liderliğindeki mevcut Genel Merkez Yönetim Kurulu'nda 48 kişi yer alırken, kongrede yapılan seçimlerde bu sayı 50'ye tamamlandı. GMYK'ye giren iki kadın Aysun Hatipoğlu ile Özge İrem Morkoç oldu.
Genel Merkez Yönetim Kurulu şu şekilde:
- Hava Aksu
- Altuğ Ankaralı
- Essum Aslan
- Bekir Sıtkı Aslan
- Gülçin Avşar
- Cem Avşar
- Birol Aydemir
- Oğuzhan Aygören
- Ali Rıza Babaoğlan
- Yasemin Bilgel
- Abdurrahman Bilgiç
- İbrahim Çanakcı
- İlker Çelik
- Burak Dalgın
- Canberk Demirci
- Zehra Zeynep Dereli
- İkram Dinçer
- Duygu Aydın Diri
- Mehmet Emin Ekmen
- Fazıl Hüsnü Erdem
- Mustafa Ergen
- Sadullah Ergin
- Nihat Ergün
- Elif Esen
- Münevver Helün Fırat
- Ömer Rıfat Gencal
- İbrahim Gezer
- Gülay Göktürk
- Deniz Karakullukçu
- Hasan Karal
- Candan Karlıtekin
- Selma Aliye Kavaf
- Arzu Kılıçlar
- Sanem Oktar
- Rojhat Ölmez
- Ramiz Ongun
- Hatice Dudu Özkal
- Evrim Rızvanoğlu
- İdris Şahin
- Doğa Şanlıoğlu
- Mehmet Şanver
- Zeynep Tatar
- Mustafa Uçak
- Bünyamin Ünlü
- Nazlı Seda Vural
- Ali Ufuk Yaşar
- Mustafa Yeneroğlu
- Medeni Yılmaz
- Aysun Hatipoğlu
- Özge İrem Morkoç