Yorgun, öfkeli, umutsuz ve endişeli. Bu kez endişelenen ‘genç subaylar’ değil, toplum. Ve birileri de sürekli bu öfke cehennemine odun taşıyor sanki!” görüşünü dile getirdi.
“Her köşede bir mafya. Eskiden otopark mafyasından şikâyet ederdi insanlar, şimdi her resmi daireye giden yolda birileri var. Sağı solu fark etmiyor” diyen Dilipak, şöyle devam etti: “Diyorlar mı, mafya Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir her yeri paylaşmışlar. Artık kendi aralarında savaşıyorlarmış. Siyaset onları, onlar siyaseti çok sevmişler. Asker, polis, jandarma, siyaset, bürokrasi, medya, STK, akademi, sermaye, tüccar, sanayici, cemaat herkes bu işin içindeymiş. Al başına belayı! Şair herhalde, “Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu” diye boşuna demiyor. Piyasa malum. Pazar yerine gidin görün. Pazarda limon kaç para, öte yandan Adana’da elde kalan limonlar sokak kenarlarında…”
“Bu mafya, emniyet, istihbarat, siyaset ve bürokrasi el ele verirlerse, yasama, yürütme ve yargıyı ele geçirmeleri zor değil” görüşünü dile getiren Dilipak, “Eğer anlaşamazlarsa, anlaşmaları kolay değil, o zaman birbiri ile savaşmaya başlarlarsa, o da memleketi yakar bitirir. Bakın bu derin yapılar mafya ile kol kola girince, terör de patlar” dedi.