Dilipak Şanlıurfa'dan Seslendi: Bize Eyyub Sabrı Gerek

Gazeteci Abdurrahman Dilipak, Şanlıurfa'daki mitingde konuştu.

Dilipak, Uluslararası Büyük Uyanış Derneği'nin Rabia Meydanında düzenlediği mitingde konuştu. İşte Dilipak'ın o konuşması:

Burası Hz. Adem’in ülkesi. “İnsanlık tarihi” burada başladı. Ademoğulları’nın başı dertte, onun için buradayız.

Burası Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in ülkesi. “İbrahim milleti”nin başı belada. Hz. Musa asasını burada aldı Hz. Şuayb’dan, Bugün bize bir “Asa-yı MusaFiravunlar’ın, Nemrutlar’ın büyüsünü bozmak, denizi yarmak için. Bir “Yed-i beyza” gerek, onun için buradayız.

Burası Hz. Eyyub’un ülkesi. Bize bugün, Global tehditlere karşı, uzun sürecek direnişte Eyyub sabrı gerek. Onun için buradayız.

Burası Hz. İsa’ya ilk iman eden halkın ülkesi. Bize “Mesihi bir dokunuş” gerek onun için buradayız.

Burası Hz.Lutun babası Hz. İbrahimin kardeşi Hz. Haran’in şehri, Lut kavminin helakına sebeb olanlar, Ademoğullarının ailesini dağıtmak ve çocuklarını ifsat etmek için geri döndüler. Ailemizi ve çocuklarımızı bu fitne ve fesattan kurtarmak için buradayız.

Çanakkaleli Eflatun, Büyük İskendere rehberlik edecek “Devlet” isimli bir siyasetname yazmıştı ve o kitab, “Haran tıp ve astronomi mektebi”nde İskender’in annesi adına inşa ettirdiği kütüphaneye bağışlanmıştı. Devleti yok etmek için yola çıkan “Global çete”ye karşı adil devlet arayışımızı dünyaya duyurmak için buradayız.

Buradayız, çünkü burası bütün büyük medeniyetlerin varolduğu bir coğrafya.

Burası bütün peygamberin gelip geçtiği vahiy coğrafyası,

Burası Nil ile Fırat arası “Arz-ı mevud coğrafyası”dır. Yani Kudüs’ün nam-ı diğer Darusselam’ın, adı gbi “barış yurdu” olması gereken, “Mesdid-i aksa”nın “Mikad alanı” içindeki bir şehirdeyiz.

Huntington’un sözünü ettiği “Medeniyetlerarası çatışma”ya dur demek için buradayız.

Fukuyama “Tarihin sonu”ndan söz ediyordu. Evet, “kıyamet savaşı” burada gerçekleşecek. Tarih burada sona erecek. Yuhanna’nın sözünü ettiği “Armagedon” ya da Müslümanların sözünü ettiği “Melheme-i Kübra” burada gerçekleşecek.

Tanrıyı kıyamete zorlamak” için yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadedenlerin, cehennemi yeryüzüne indirme planlarına “hayır” demek için, “tarihin sonu”nu getirmeye çalışanların oyunlarını bozmak için buradayız.

Mars’a gidecekler ve orada yeraltına şehirler kuracaklarmış. (- +) yüzlerce derece gündüz gece farkı olan bir mekana gitmelerine gerek yok. Buyurun kendiniz için dünyada, ister denizde, ister buzulların altında, isterseniz karada inşa edin kozmik evlerinizi. Daha kolay, daha ucuz.

Dünya nüfusunun yarısını Çin ve Hindistan’a sıkıştıran siz değil misiniz. İngiltere üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk, Fransa 22 Afrika ülkesinin gerçek patronu, Kanadayı İngiltere ile kendi aralarında paylaşmışlar. Avusturalya kıtası İngilizlerin, Osmanlı imparatorluğunun sınırları kadar geniş.

Sahi bu çevreyi kirleten detarjanları zirai ilaçları, kimyasalları, petrokimya ürünlerini siz üretmiyor musunuz? Hem suçlu, hem güçlüsünüz. Dünyadaki dört büyük ırktan biri olan Kızılderilileri yokettiniz, iki kıta dolusu kara deriliyi köleleştirdiniz, sarı ırkı sömürdünüz, ve kalkıp bize insan hakları dersi veriyorsunuz. Zenginliğinizin arkasında kızılderililerin kanı, kara derililerin gözyaşı ve sarı ırkın çalınan alın terleri var. Aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırarak onların acıları üzerinden kendinize servet ve iktidar ürettiğiniz yalan mı?

Biliyoruz, Alçak irtifa uyduları Starlinklerle göz göre göre uzayı işgal ettiniz. Artık artırılmış sanal gerçeklikle, DeepFakelerle, siber illizyonlarla, Halogramik görüntüler şeklinde gökten İsa, Mehdi diye birilerini ya da uzaylılar diye de birilerini indirebilirsiniz.

NEOM’da Humonoidler, yecüc-Mecüc kavmi gibi insanımsı robotlar üretiyorlar, dünyayı işgal edecek siber ordular olarak. Starlink, 5G, NeuraLink, RF, Laser derken, dünyada ulaşamayacağınız bir yer kalmayacak. Ormanları yakıp, canlı hayatı yokedebileceksiniz.

İnsanlar artık birer nesne olacak değil mi?. İnsan, hayvan ve bilgisayar nesnelerarası iletişimin nesneleri olacak ve eşitlenecekler.. BioHackerlerinize çok iş düşecek!_ İnsanları “siber cehemmene”, Deccal’in Metaversine hapsedeceksiniz.

Dilerseniz insanları ve hayvanları klonlayabileceksiniz. Portakal ağacında karanfil kokulu sarımsak yetiştireceksiniz.

İsterseniz ölülerin Avatarını yapıp, mesela Mevlana ile Eflatunu kolanlayarak canlandırıp onlarla bugünün meseleleri üzerinde konuşabileceksiniz.

Astral yolculuklar, kontrol edilebilen rüyalarımız olacak. Klonodlerle kimerik canlılar üretebileceğiz, Uçan atlar, domuz, koyun, keçi, inek karması dev mahluklar. Dinazorları bile yeniden hayata döndürebileceksiniz. Böyle planlar yapıyorsunuz.

Bizi sizi tanıyoruz, pedefolik satanistler. Plandemi sürecinde sizi gördük. Biz “İslah edicileriniz” diyorsunuz ama “bozguncuların ta kendilerisiniz”. Yeryüzünü fesada vermek istiyorsunuz, İnsanları ve hayvanları öldürüp ekinleri talan etmek istiyorsunuz. Buna hayır demek için buradayız. İnsanlığa Rablik ve İlahlık taslıyorsunuz “La ilahe” demek için buradayız. Bizim Rabbimiz ve İlahımız Allahtır ve bizde kula kulluk yoktur!

Plandemi sürecinde, sizin yerli işbirlikçilerinizi gördük, tanıdık. Tüm dünyada siyaset, bürokrasi, akademi, cemaat, STK, Media’yı satın almışsınız. Tüm dünyada Monitorlar ve Checkin sistemleri kurmuşsunuz. İstanbul sözleşmesi, Lanzarotte, iklim anlaşmaları neyin nesi şimdi daha iyi anlıyoruz. Minareyi çalan kılıfını hazırlamış. Heryerde adamlarınız var. Sizin talepleriniz sözkonusu olduğunda iktidar-muhalefet ayırımının anlamı kalmıyor, bir araya geliyorlar.

İnsan neslinin sonunu getirmek için Biyolojik insanın yerine toplumsal cinsiyet diye bir şey icad ettiniz ve kimliklerimize GENDER yazdınız. İnsanoğlunun yaratılıştan gelen fıtratına karşı meydan okuyorsunuz. İnsanları din ahlak ve gelenekten, hatta biyolojik cinsiyetinden bağımsız BİREY’lere dönüştürdünüz, biz derin bir uykudayken.

Uyan kardeşim uyan, galiba ahir zaman. İnsanlık tarihinin başladığı ve ahir zamanı yaşarken, kıyameti başlatacak büyük dünya savaşı için askerler mevzi almaya başladığı bir zamanda tarihin sonunu getirmek için bu Şeytani bir plana dur demek için buradayız.

Uyanalım, birileri canımıza, malımıza, ülkemize, namusumuza, aklımıza, imanımıza ve neslimize, fıtrada karşı bir savaş başlatıyor. Görünen o ki “Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu”. “Medeniyetten denilen maskara mahkuku görün”. Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” tekrar kapımızda.

LGBT Faaliyetleri, Paris İklim Antlaşması, Gıda Terörü ve Plândemi, 5G, Plandemi faaliyetlerinin arkasında kim varsa, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 kanununun arkasındaki güçler de aynı güçlerdir. Bunlar Emperyalizmin insanlığa dayatılan fitneleridir.

Paris iklim anlaşması DSÖ anlaşması, Yeni dünya düzeni, Her şey sizin iyiliğiniz içinmiş. Hiç bir şeyiniz olmayacakmış ama mutlu olacakmışsınız, Kıtlık savaş kaos deneysel sıvılar ile korku pompalayarak manipüle ederek bütün değerlerimizi inançlarımızın yıkımı değil miş: “Hayat Eve sığar” sloganı ile tüm insanlığı yargısız infazla ev hapsine sokanlar bunlar değil mi?

Yeni dünya düzenine evet demek siber köleleğe evet demektir. “Karbon ayak izi yalanı“ daha yaşanabilir bir dünya için değil, küresel çetelerin, tüm dünyadaki beşeri hareketleri kontrol etmek için ürettikleri dijital diktatörlük projesidir.

Biyolojik insan” olarak varlığını korumak, “biyonik robot” olmamak için TransHumanizme karşı, dünya nüfusunu 500 milyona çekmek için “tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz edenlere hep birlikte “hayır” demek için buradayız.

Tek devlet, tek para, tek yasa, tek yasama, tek yargı’dan söz ediyorlar. Öte yandan Yasa çıkartıp bize “sus yoksa sizi sustururuz” diyorlar. Susmayacağız. Milleti susturanmaya kalkanları millet sandıkta susturmayı bilir. Global çete ve onların destekçileri la yüs’el değildir.

Dünyayı devletler değil şirketler yönetsin istiyorlar. Dünyayı onların yapay zekası yönetecekmiş. Bilgiyi de kendileri kontrol edeceklermiş. Risk puanı yüksek kişilerin beyinlerini resetleyip zararlı fikirleri silip yerine güzel hayaller yükleyeceklermiş.

Tanrı olacaksınız” ya ölülerinizi dilerseniz, Performans puanınız yeterli ise onları canlandırabileceksiniz. Çok ucuza Avatarlarını da üretebileceksiniz. Dilerseniz, Humonoid de sipariş verebilirsiniz. Onlar da tanrılar tanrısı olacak!

Biri bizi işetiyor. Ne dediler de inandırmadılar ki, “aya gittik” dediler inandık, “11 Eylül yalanı”nı uydurdular inandık. “Covid yalanı”na bile inandık. Şimdi gökten Mesihi indirecekler, yine ona da inananlar olacak. Fuhuş, uyuşturucu, subliminal mesajlar, intihara sürükleyen oyunlarla insanlığı savaşa, teröre, sürüklüyorlar. Hayat diye ölüm pazarlıyorlar. İnsanlar kalpten patır patır dökülüyor. Yarın kanser patlayacak. Yarın düşükler, sakat doğumlar, kısırlık salgını yaşanacak, çünkü hapı yuttunuz, o şeytan sıvısını damarlarına aşıladılar. Belki yarın bunları söylemek bile suç diyecekler! Dünyanın neresinde hangi canlı daha az oksijen alarak daha sağlıklı yaşıyor. O maske, o PCR neyin nesi idi. Bir yalanla tüm dünyayı ev hapsine soktular. “Hayat eve sığar” dediler. Bu yalanla ekonomimizi çökerttiler. Halka köpek gibi aşı olacaksınız diyen işbirlikçiler serbest. Taşları toprağa başlamışlar, köpekleri sokaklara salmışlar. Geç uyandık. Ama uyandık. Onların parası, silahı, teknolojileri var. Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay zorlaştırdığından daha zor bir şey yoktur. Tanrı kıral Golyad’a karşıı Davud kazanacak. “Muavenet-i Milliye” kazanacak! Biz kazanacağız. Çünkü Allah bizimle.

Daha fazla zaman kaybedecek olursak, bunun bedelini daha fazla kan, daha fazla can, daha fazla zaman, daha fazla yoksulluk olarak geri ödeyeceğiz.

Uyanın, uyarın, uyandırın.. Kum fe enzir.. Kum fe enzir!

Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.

Ufukta seçim var. “Büyük Oyun’u görmeden Oy’unu verme!”. Soru sor, hesap sor, ama önce, bir seçim yap ve “kararını” ver. Hayatın her adı seçimdir. Seçiminiz bu dünyada ve ahiretteki akıbetinizi belirleyeceksiz. Karanlık aydınlığın yokluğudur. Karanlığa küfretmeyi bırakıp kalkıp bir mum yakalım. “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” diyelim.

Füzyon enerjisi ile, RF, Laserle artık her insan, ülke, nesne Şeytanın hedef tahtasında. Gökte Starlinkler, yerde 5G, Yeraltında siber orduları üretiliyor, Deccalin. Deccale sadakatla bağlanmış siyaset, sermaye, bürokrasi, media, STK, akademinin seçilmişleri. Evet, Biz yaşarken Starlink’lerle Uzay işgal edildi, kimseden habersiz. Biz uyurken.. Biz yaşarken GENi ile oynandı canlıların. Biz yaşarken Biyolojik insanın cenazesi için Z kuşağına çağrı yapıldı. Hayır sessizce gelmediler, davul çala çala geldiler.

Global resetle, resetlenebilir mallarınız, canlarınız, aklınız, sağlığınız, servetiniz. Bitcoin ile nasıl aranız. Bio Hackerler aranızda, Hackleyebilirler aklınızı, kimliğinizi. SİBER kölelerin kimlik kartı Performas pass’lar. “Hayat eve sığar” diye kandırdılar bizi, dünyayı bize dar etmek isteyenler. GENDER diye bir şey yazdılar kimliğinize, bir gecede biyolojik cinsiyetiniz değişti. BİREY oldunuz, din, ahlak, gelenekten ve biyolojik cinsiyetinizden bağımsız. Çocuklarınız toplumsal cinsiyet kimliğini yönelim, eğilim ve deneyimle tercih edecekler artık.

Hiç kimse dünyada olup bitenleri görmezden, duymazdan bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Bütün insnalığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmayacak. Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır.

Yeryüzünün bütün erdemli, namuslu, cesur insanları, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı birleşin. Herkesin inandığı gibi yaşadığını, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği, malları, canları, namusları, akıl, inanç ve nesil emniyetlerinin güvende olduğu, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, hak ve hukukun korunduğu farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşadığımız bir dünya istiyoruz. İnsanlığı bu topraklarda 600 yıldır yaşatılagelen “Ah-i evran”a “evrensel kardeşliğe”, “Kuvva-i Milliye” geleneğinin yaşayan temsilcileri olarak “Müdafa-ı Hukuka”ya çağırıyoruz. Adalet yoksa barış da yok. Adalet yok barış var diyorlarsa o teslimettir. Adalet ve barış yoksa bütün özgürlükler tehdit altında demektir.

Haydi şimdi Euzubillahiminişşeytanirracim diyelim İbrahimi bir duruşla, Kadınlarımız Haacer olsun, gençlerimiz İsmail! Taşlanmış ve Şeytanı ve onun kalpleri taşlaşmış dostlarını taşlayalım. Hz. İbrahime selam olsun, selam olsun Hz. Haacer’e, selam olsun Hz.İsmaile, Selam olsun Hz.Adem’e, Hz.Nuh’a, Hz.Eyyub’a, Hz. Musa’ya, Hz. Davud’a Hz.Şuayb’a, Hz. Lut’a, Hz. Mesihe, Hz.Muhammed aleyhisselama salat olsun. Ve selam olsun “veresetül enbiya” ahlaklı Urfalılara

.

URFA MİTİNGİ

ULUSLARARASI BÜYÜK UYANIŞ DERNEĞİ

8.10.2022 RABİA MEYDANI 14.00

ABDURRAHMAN DİLİPAK

KONUŞMA METNİ

Burası Hz. Adem’in ülkesi. “İnsanlık tarihi” burada başladı. Ademoğulları’nın başı dertte, onun için buradayız.

Burası Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in ülkesi. “İbrahim milleti”nin başı belada. Hz. Musa asasını burada aldı Hz. Şuayb’dan, Bugün bize bir “Asa-yı MusaFiravunlar’ın, Nemrutlar’ın büyüsünü bozmak, denizi yarmak için. Bir “Yed-i beyza” gerek, onun için buradayız.

Burası Hz. Eyyub’un ülkesi. Bize bugün, Global tehditlere karşı, uzun sürecek direnişte Eyyub sabrı gerek. Onun için buradayız.

Burası Hz. İsa’ya ilk iman eden halkın ülkesi. Bize “Mesihi bir dokunuş” gerek onun için buradayız.

Burası Hz.Lutun babası Hz. İbrahimin kardeşi Hz. Haran’in şehri, Lut kavminin helakına sebeb olanlar, Ademoğullarının ailesini dağıtmak ve çocuklarını ifsat etmek için geri döndüler. Ailemizi ve çocuklarımızı bu fitne ve fesattan kurtarmak için buradayız.

Çanakkaleli Eflatun, Büyük İskendere rehberlik edecek “Devlet” isimli bir siyasetname yazmıştı ve o kitab, “Haran tıp ve astronomi mektebi”nde İskender’in annesi adına inşa ettirdiği kütüphaneye bağışlanmıştı. Devleti yok etmek için yola çıkan “Global çete”ye karşı adil devlet arayışımızı dünyaya duyurmak için buradayız.

Buradayız, çünkü burası bütün büyük medeniyetlerin varolduğu bir coğrafya.

Burası bütün peygamberin gelip geçtiği vahiy coğrafyası,

Burası Nil ile Fırat arası “Arz-ı mevud coğrafyası”dır. Yani Kudüs’ün nam-ı diğer Darusselam’ın, adı gbi “barış yurdu” olması gereken, “Mesdid-i aksa”nın “Mikad alanı” içindeki bir şehirdeyiz.

Huntington’un sözünü ettiği “Medeniyetlerarası çatışma”ya dur demek için buradayız.

Fukuyama “Tarihin sonu”ndan söz ediyordu. Evet, “kıyamet savaşı” burada gerçekleşecek. Tarih burada sona erecek. Yuhanna’nın sözünü ettiği “Armagedon” ya da Müslümanların sözünü ettiği “Melheme-i Kübra” burada gerçekleşecek.

Tanrıyı kıyamete zorlamak” için yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadedenlerin, cehennemi yeryüzüne indirme planlarına “hayır” demek için, “tarihin sonu”nu getirmeye çalışanların oyunlarını bozmak için buradayız.

Mars’a gidecekler ve orada yeraltına şehirler kuracaklarmış. (- +) yüzlerce derece gündüz gece farkı olan bir mekana gitmelerine gerek yok. Buyurun kendiniz için dünyada, ister denizde, ister buzulların altında, isterseniz karada inşa edin kozmik evlerinizi. Daha kolay, daha ucuz.

Dünya nüfusunun yarısını Çin ve Hindistan’a sıkıştıran siz değil misiniz. İngiltere üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk, Fransa 22 Afrika ülkesinin gerçek patronu, Kanadayı İngiltere ile kendi aralarında paylaşmışlar. Avusturalya kıtası İngilizlerin, Osmanlı imparatorluğunun sınırları kadar geniş.

Sahi bu çevreyi kirleten detarjanları zirai ilaçları, kimyasalları, petrokimya ürünlerini siz üretmiyor musunuz? Hem suçlu, hem güçlüsünüz. Dünyadaki dört büyük ırktan biri olan Kızılderilileri yokettiniz, iki kıta dolusu kara deriliyi köleleştirdiniz, sarı ırkı sömürdünüz, ve kalkıp bize insan hakları dersi veriyorsunuz. Zenginliğinizin arkasında kızılderililerin kanı, kara derililerin gözyaşı ve sarı ırkın çalınan alın terleri var. Aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırarak onların acıları üzerinden kendinize servet ve iktidar ürettiğiniz yalan mı?

Biliyoruz, Alçak irtifa uyduları Starlinklerle göz göre göre uzayı işgal ettiniz. Artık artırılmış sanal gerçeklikle, DeepFakelerle, siber illizyonlarla, Halogramik görüntüler şeklinde gökten İsa, Mehdi diye birilerini ya da uzaylılar diye de birilerini indirebilirsiniz.

NEOM’da Humonoidler, yecüc-Mecüc kavmi gibi insanımsı robotlar üretiyorlar, dünyayı işgal edecek siber ordular olarak. Starlink, 5G, NeuraLink, RF, Laser derken, dünyada ulaşamayacağınız bir yer kalmayacak. Ormanları yakıp, canlı hayatı yokedebileceksiniz.

İnsanlar artık birer nesne olacak değil mi?. İnsan, hayvan ve bilgisayar nesnelerarası iletişimin nesneleri olacak ve eşitlenecekler.. BioHackerlerinize çok iş düşecek!_ İnsanları “siber cehemmene”, Deccal’in Metaversine hapsedeceksiniz.

Dilerseniz insanları ve hayvanları klonlayabileceksiniz. Portakal ağacında karanfil kokulu sarımsak yetiştireceksiniz.

İsterseniz ölülerin Avatarını yapıp, mesela Mevlana ile Eflatunu kolanlayarak canlandırıp onlarla bugünün meseleleri üzerinde konuşabileceksiniz.

Astral yolculuklar, kontrol edilebilen rüyalarımız olacak. Klonodlerle kimerik canlılar üretebileceğiz, Uçan atlar, domuz, koyun, keçi, inek karması dev mahluklar. Dinazorları bile yeniden hayata döndürebileceksiniz. Böyle planlar yapıyorsunuz.

Bizi sizi tanıyoruz, pedefolik satanistler. Plandemi sürecinde sizi gördük. Biz “İslah edicileriniz” diyorsunuz ama “bozguncuların ta kendilerisiniz”. Yeryüzünü fesada vermek istiyorsunuz, İnsanları ve hayvanları öldürüp ekinleri talan etmek istiyorsunuz. Buna hayır demek için buradayız. İnsanlığa Rablik ve İlahlık taslıyorsunuz “La ilahe” demek için buradayız. Bizim Rabbimiz ve İlahımız Allahtır ve bizde kula kulluk yoktur!

Plandemi sürecinde, sizin yerli işbirlikçilerinizi gördük, tanıdık. Tüm dünyada siyaset, bürokrasi, akademi, cemaat, STK, Media’yı satın almışsınız. Tüm dünyada Monitorlar ve Checkin sistemleri kurmuşsunuz. İstanbul sözleşmesi, Lanzarotte, iklim anlaşmaları neyin nesi şimdi daha iyi anlıyoruz. Minareyi çalan kılıfını hazırlamış. Heryerde adamlarınız var. Sizin talepleriniz sözkonusu olduğunda iktidar-muhalefet ayırımının anlamı kalmıyor, bir araya geliyorlar.

İnsan neslinin sonunu getirmek için Biyolojik insanın yerine toplumsal cinsiyet diye bir şey icad ettiniz ve kimliklerimize GENDER yazdınız. İnsanoğlunun yaratılıştan gelen fıtratına karşı meydan okuyorsunuz. İnsanları din ahlak ve gelenekten, hatta biyolojik cinsiyetinden bağımsız BİREY’lere dönüştürdünüz, biz derin bir uykudayken.

Uyan kardeşim uyan, galiba ahir zaman. İnsanlık tarihinin başladığı ve ahir zamanı yaşarken, kıyameti başlatacak büyük dünya savaşı için askerler mevzi almaya başladığı bir zamanda tarihin sonunu getirmek için bu Şeytani bir plana dur demek için buradayız.

Uyanalım, birileri canımıza, malımıza, ülkemize, namusumuza, aklımıza, imanımıza ve neslimize, fıtrada karşı bir savaş başlatıyor. Görünen o ki “Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu”. “Medeniyetten denilen maskara mahkuku görün”. Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” tekrar kapımızda.

LGBT Faaliyetleri, Paris İklim Antlaşması, Gıda Terörü ve Plândemi, 5G, Plandemi faaliyetlerinin arkasında kim varsa, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 kanununun arkasındaki güçler de aynı güçlerdir. Bunlar Emperyalizmin insanlığa dayatılan fitneleridir.

Paris iklim anlaşması DSÖ anlaşması, Yeni dünya düzeni, Her şey sizin iyiliğiniz içinmiş. Hiç bir şeyiniz olmayacakmış ama mutlu olacakmışsınız, Kıtlık savaş kaos deneysel sıvılar ile korku pompalayarak manipüle ederek bütün değerlerimizi inançlarımızın yıkımı değil miş: “Hayat Eve sığar” sloganı ile tüm insanlığı yargısız infazla ev hapsine sokanlar bunlar değil mi?

Yeni dünya düzenine evet demek siber köleleğe evet demektir. “Karbon ayak izi yalanı“ daha yaşanabilir bir dünya için değil, küresel çetelerin, tüm dünyadaki beşeri hareketleri kontrol etmek için ürettikleri dijital diktatörlük projesidir.

Biyolojik insan” olarak varlığını korumak, “biyonik robot” olmamak için TransHumanizme karşı, dünya nüfusunu 500 milyona çekmek için “tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz edenlere hep birlikte “hayır” demek için buradayız.

Tek devlet, tek para, tek yasa, tek yasama, tek yargı’dan söz ediyorlar. Öte yandan Yasa çıkartıp bize “sus yoksa sizi sustururuz” diyorlar. Susmayacağız. Milleti susturanmaya kalkanları millet sandıkta susturmayı bilir. Global çete ve onların destekçileri la yüs’el değildir.

Dünyayı devletler değil şirketler yönetsin istiyorlar. Dünyayı onların yapay zekası yönetecekmiş. Bilgiyi de kendileri kontrol edeceklermiş. Risk puanı yüksek kişilerin beyinlerini resetleyip zararlı fikirleri silip yerine güzel hayaller yükleyeceklermiş.

Tanrı olacaksınız” ya ölülerinizi dilerseniz, Performans puanınız yeterli ise onları canlandırabileceksiniz. Çok ucuza Avatarlarını da üretebileceksiniz. Dilerseniz, Humonoid de sipariş verebilirsiniz. Onlar da tanrılar tanrısı olacak!

Biri bizi işetiyor. Ne dediler de inandırmadılar ki, “aya gittik” dediler inandık, “11 Eylül yalanı”nı uydurdular inandık. “Covid yalanı”na bile inandık. Şimdi gökten Mesihi indirecekler, yine ona da inananlar olacak. Fuhuş, uyuşturucu, subliminal mesajlar, intihara sürükleyen oyunlarla insanlığı savaşa, teröre, sürüklüyorlar. Hayat diye ölüm pazarlıyorlar. İnsanlar kalpten patır patır dökülüyor. Yarın kanser patlayacak. Yarın düşükler, sakat doğumlar, kısırlık salgını yaşanacak, çünkü hapı yuttunuz, o şeytan sıvısını damarlarına aşıladılar. Belki yarın bunları söylemek bile suç diyecekler! Dünyanın neresinde hangi canlı daha az oksijen alarak daha sağlıklı yaşıyor. O maske, o PCR neyin nesi idi. Bir yalanla tüm dünyayı ev hapsine soktular. “Hayat eve sığar” dediler. Bu yalanla ekonomimizi çökerttiler. Halka köpek gibi aşı olacaksınız diyen işbirlikçiler serbest. Taşları toprağa başlamışlar, köpekleri sokaklara salmışlar. Geç uyandık. Ama uyandık. Onların parası, silahı, teknolojileri var. Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay zorlaştırdığından daha zor bir şey yoktur. Tanrı kıral Golyad’a karşıı Davud kazanacak. “Muavenet-i Milliye” kazanacak! Biz kazanacağız. Çünkü Allah bizimle.

Daha fazla zaman kaybedecek olursak, bunun bedelini daha fazla kan, daha fazla can, daha fazla zaman, daha fazla yoksulluk olarak geri ödeyeceğiz.

Uyanın, uyarın, uyandırın.. Kum fe enzir.. Kum fe enzir!

Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.

Ufukta seçim var. “Büyük Oyun’u görmeden Oy’unu verme!”. Soru sor, hesap sor, ama önce, bir seçim yap ve “kararını” ver. Hayatın her adı seçimdir. Seçiminiz bu dünyada ve ahiretteki akıbetinizi belirleyeceksiz. Karanlık aydınlığın yokluğudur. Karanlığa küfretmeyi bırakıp kalkıp bir mum yakalım. “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” diyelim.

Füzyon enerjisi ile, RF, Laserle artık her insan, ülke, nesne Şeytanın hedef tahtasında. Gökte Starlinkler, yerde 5G, Yeraltında siber orduları üretiliyor, Deccalin. Deccale sadakatla bağlanmış siyaset, sermaye, bürokrasi, media, STK, akademinin seçilmişleri. Evet, Biz yaşarken Starlink’lerle Uzay işgal edildi, kimseden habersiz. Biz uyurken.. Biz yaşarken GENi ile oynandı canlıların. Biz yaşarken Biyolojik insanın cenazesi için Z kuşağına çağrı yapıldı. Hayır sessizce gelmediler, davul çala çala geldiler.

Global resetle, resetlenebilir mallarınız, canlarınız, aklınız, sağlığınız, servetiniz. Bitcoin ile nasıl aranız. Bio Hackerler aranızda, Hackleyebilirler aklınızı, kimliğinizi. SİBER kölelerin kimlik kartı Performas pass’lar. “Hayat eve sığar” diye kandırdılar bizi, dünyayı bize dar etmek isteyenler. GENDER diye bir şey yazdılar kimliğinize, bir gecede biyolojik cinsiyetiniz değişti. BİREY oldunuz, din, ahlak, gelenekten ve biyolojik cinsiyetinizden bağımsız. Çocuklarınız toplumsal cinsiyet kimliğini yönelim, eğilim ve deneyimle tercih edecekler artık.

Hiç kimse dünyada olup bitenleri görmezden, duymazdan bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Bütün insnalığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmayacak. Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır.

Yeryüzünün bütün erdemli, namuslu, cesur insanları, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı birleşin. Herkesin inandığı gibi yaşadığını, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği, malları, canları, namusları, akıl, inanç ve nesil emniyetlerinin güvende olduğu, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, hak ve hukukun korunduğu farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşadığımız bir dünya istiyoruz. İnsanlığı bu topraklarda 600 yıldır yaşatılagelen “Ah-i evran”a “evrensel kardeşliğe”, “Kuvva-i Milliye” geleneğinin yaşayan temsilcileri olarak “Müdafa-ı Hukuka”ya çağırıyoruz. Adalet yoksa barış da yok. Adalet yok barış var diyorlarsa o teslimettir. Adalet ve barış yoksa bütün özgürlükler tehdit altında demektir.

Haydi şimdi Euzubillahiminişşeytanirracim diyelim İbrahimi bir duruşla, Kadınlarımız Haacer olsun, gençlerimiz İsmail! Taşlanmış ve Şeytanı ve onun kalpleri taşlaşmış dostlarını taşlayalım. Hz. İbrahime selam olsun, selam olsun Hz. Haacer’e, selam olsun Hz.İsmaile, Selam olsun Hz.Adem’e, Hz.Nuh’a, Hz.Eyyub’a, Hz. Musa’ya, Hz. Davud’a Hz.Şuayb’a, Hz. Lut’a, Hz. Mesihe, Hz.Muhammed aleyhisselama salat olsun. Ve selam olsun “veresetül enbiya” ahlaklı Urfalılara

.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri