BAKÜ (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Bakü'de ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, Azerbaycan'ın kendi öz topraklarında, Ermenistan saldırganlığına karşı yürüttüğü harekat döneminde, özellikle bir kere daha Türkiye'nin ve Türk halkının kardeş Azerbaycan ve Azerbaycan halkıyla dayanışmasını ve Azerbaycan'a desteğini göstermek için bu ülkeyi ziyaret ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Sıkışan Ermenistan sivil yerleşimlere saldırmaya başladı. Gence'ye, Terter'e, Mingeçevir, Hızı ve Abşeron'a saldırıyor. Bu insanlık suçudur, savaş suçudur. 1949 Cenevre Sözleşmesi'nin ihlalidir. Ermenistan'ın içine düştüğü çaresizliğin göstergesidir." ifadesini kullandı.
Ermenistan ile Azerbaycan'a eşit mesafede yaklaşmanın işgalciyi ödüllendirmek anlamına geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, dünyanın haklı olan Azerbaycan'ın ve uluslararası hukukun yanında yer alması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, AGİT Minsk Grubu eş başkanlarının dünkü ortak açıklamasına işaret ederek, "Belki içeriği farklı olabilir diye baktım. Daha önce temsilcilerin, büyükelçilerin yaptığı açıklamalardan farklı bir açıklama değil. Yine aynı şekilde, işgalciyle mağdur edilen ülke Azerbaycan'ı aynı kefede tuttular. Artık, bunun böyle yürümeyeceğini, böyle gitmeyeceğini tüm dünya anlamalıdır. Biz tabii ki bu sorunun bugüne kadar barışçıl bir şekilde çözümü konusunda her türlü çabaya destek verdik." dedi.
Ermenistan'ın saldırganlığını yürüttüğü dönemde Türkiye ve Türk halkının Azerbaycan'a desteğini göstermek için bu ülkeyi ziyaret ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Her daim kardeş Azerbaycan'ın yanında olacağız. Kederde de, sevinçte de, bugün de, yarın da yanında olacağız." dedi.
"Yukarı Karabağ Azerbaycan'ındır." diyen Çavuşoğlu, işgale uğrayan Azerbaycan topraklarının kurtarılması için uluslararası toplumun bugüne kadar somut bir adım atmadığına dikkati çekti. Çavuşoğlu "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 822, 853, 874 ve 884 no'lu kararları uygulanmadı. Aynı şekilde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) kararları da uygulanmadı. Bir milyondan daha fazla kaçkın, göçkün kardeşimiz kendi evlerine dönmek için bekliyor. Tüm bunlara rağmen saldıran hep Ermenistan oldu." diye konuştu.
Ermenistan işgaline son vermek konusunda somut adımlar atılmaması sonucunda Azerbaycan'ın kendi topraklarını kurtarma görevinin kendisine düştüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "Kendi topraklarını azat etmek için mücadele veren Azerbaycan ise sivillerin zarar görmemesi için itina gösteriyor ve sivil yerleşim yerlerini hiçbir zaman hedef almıyor. İşte uluslararası hukuka riayet eden ve etmeyen iki ülke arasındaki fark da buradadır." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, uluslararası toplumun çifte standart göstermemesi gerektiğine işaret ederek, "Biz Azerbaycan'la bir milletiz. Yeri geldiği zaman da bir devlet gibi hareket ettiğimizi dün de gösterdik, bugün de gösteriyoruz. Uluslararası topluma da şu çağrıda bulunuyoruz. Biz Gürcistan'ın, Ukrayna'nın, Suriye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüğünü nasıl savunuyorsak Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü de aynı şekilde savunuyoruz. Dünya da böyle yapmalı. Bu konularda çifte standart olmaz, olmamalı ve olamayacağını da kardeş Azerbaycan sahada ve masada gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Ermenistan'a derhal Azerbaycan topraklarından çekil diyebiliyor musunuz?"
Uluslararası toplumdan gelen ateşkes çağrılarını da değerlendiren Çavuşoğlu, "Peki sonra ne olacak? Bugüne kadar ateşkes oldu da ne oldu? Ermenistan Tovuz'a saldırdı. Azerbaycan karşılık verdi uluslararası toplum yine ateşkes dedi. Ateşkes olsun da sonuç ne olacak? Ermenistan'a derhal Azerbaycan topraklarından çekil diyebiliyor musunuz? Çekilmesi için bir çözüm üretebiliyor musunuz? Hayır! Klasik, 30 yıldır aynı çağrılar." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM kararları ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde sorunun barışçıl yoldan çözülmesi gerektiğini her platformda söylediğini anımsattı.
Ermenistan'ın uluslararası hukuku çiğneyerek işgal ettiği bölgelere Orta Doğu ve farklı yerlerden Ermenileri yerleştirdiğini belirten Çavuşoğlu, "Ermenistan 30 yıldır işgalin tadını çıkarıyor ve son zamanlarda fütursuzca tüm uluslararası anlaşmaları çiğneyerek işgal ettiği topraklara Orta Doğu'dan ve değişik bölgelerden getirdikleri Ermenileri yerleştiriyorlar. Yani biz burada kalıcı olmak istiyoruz diyorlar." ifadelerini kullandı.
Yazar Sezai Karakoç'un "Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak." dizelerini okuyan Çavuşoğlu, "Uluslararası toplumun artık bunun böyle gitmeyeceğini anlaması gerekiyor. Biz bu süreçte Azerbaycan'ın haklı davasını anlatmaya devam edeceğiz ve tüm dünyanın da haklının yanında olması için, gerçekleri söyleyebilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Bayramov: Ermenistan terörist düşünceye sahip
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ise Türk mevkidaşının, çatışmaların sürdüğü bir dönemdeki ziyaretini iki ülke arasındaki en yüksek düzeyli dayanışmanın açık örneği olarak kabul ettiklerini belirtti.
27 Eylül'de Ermenistan ordusunun Azerbaycan'a saldırması sonucu sivil ve askeri kayıplar verdiklerini, ardından Azerbaycan ordusunun karşı saldırıya geçtiğini hatırlatan Bayramov, bu süreçte yönetim ve halk düzeyinde tam ve kararlı destek gösteren Türkiye'ye teşekkür etti.
Çatışmaların nedeninin Dağlık Karabağ sorununun 30 yıldır çözülmemesi olduğunu vurgulayan Bayramov, BMGK'nin işgalin kayıtsız şartsız sonra erdirilmesi yönündeki kararlarının yıllardır uygulanmadığını belirtti.
Daha önceki Erivan yönetiminin de müzakere sürecini uzatma eğiliminde olduğunu hatırlatan Bayramov, 2018'de iktidara gelen Nikol Paşinyan'ın müzakere sürecine ağır darbe vurduğunu kaydetti.
Bayramov, Paşinyan döneminde müzakere sürecinin anlamsız hale geldiğini belirterek, "Azerbaycan topraklarında Ermenistan ordusunun yasa dışı olarak bulunması hem Azerbaycan hem de bölge için en büyük tehdit ve tehlikedir. Son operasyonlar bunu bir daha dünya kamuoyuna açık şekilde gösterdi. Çatışmaların ilk gününden itibaren karşı taraf sivilleri hedef aldı. Bu sabaha kadar olan bilgilere göre 27 sivil kaybımız 143 yaralımız var. Bu yeni taktik değil. Ermenistan bu taktiği 1990'lı yıllarda da kullanmıştı. Amaçlarına ulaşmak için siviller arasına panik salmayı hedefliyorlar." dedi.
Ermenistan arazisinden, cephe hattından uzaktaki Azerbaycan şehirlerine uzun menzilli füzelerle ateş açıldığını bildiren Bayramov, "Bununla da, Azerbaycan'ın karşı ateş açmasını sağlamayı ve üye oldukları askeri kuruluşları, üçüncü tarafları çatışmaya çekmeyi amaçlıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Bayramov, hiçbir ülkenin askeri operasyonları arzu etmediğini fakat askeri operasyonların da bir kırmızı çizgisinin olduğunu vurgulayarak, "Fakat Ermenistan için hiçbir kırmızı çizgi yok. Çatışma bölgesinden 100-200 kilometre mesafeye ateş açması, onların düşünce tarzının göstergesidir. Mevcut Erivan yönetimi terörist düşünceye sahiptir. Maksatlarına kavuşmak için kırmızı çizgileri yoktur." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan'ın tutumunun ise uluslararası hukuk ve tarihi hakikate dayandığını bildiren Bayramov, "Vatandaşlarımızın güvenliği temin edilmelidir. Devlet, halk ve bölge için tehdit oluşturan yabancı ülkenin yasa dışı askeri birlikleri bizim topraklarımızdan çıkarılmalıdır. Burada barış ve istikrar sağlanmalıdır. Azerbaycan'ın, burada yaşayan sivil Ermenilerle hiçbir sorunu yoktur. Bizim kırmızı çizgimiz Ermenistan askeri birliklerinin ülkemizden çıkarılmasıdır. Sonuna kadar o birliklerin ülkemizden çıkması yönünde çalışacağız." diye konuştu.