Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını Yeni Şafak'tan Hüseyin Likoğlu'na değerlendirdi.
"Ne kadar hamd etsek azdır. Zira bizim çocukluğumuzdan itibaren gençliğimiz hep Ayasofya’nın açılma umudu ile geçti. ‘Zincirler kırılacak, Ayasofya açılacak’ sloganı bizim dilimizden hiç eksik olmadı. Hakikaten hayatımızda duyduğumuz en güzel müjdelerden birisi oldu bizim için" diyen Erbaş, ilk namazın kılınacağı 24 Temmuz'a kadar hızlı bir çalışma içerisine girdiklerini belirtti.
Erbaş, “Tabii milletimizin beklentisini güzel bir açılışla karşılamak istiyoruz. 'Ayasofya’nın dirilişi' diyoruz biz buna. Bu dirilişte yer almak hakikaten bizim için onur vericidir, iftihar tablosudur” diye konuştu.
Ayasofya’nın cami olarak içerisinde kesintisiz 481 yıl ibadet edildiğini belirten Erbaş, bu süre içerisinde çok büyük değişimler geçirdiğine dikkat çekti. Erbaş, şunları söyledi:
“Bugün Türkiye, yüzde 99’a varan Müslüman nüfusa sahip. Oran itibariyle bakıldığında fethedildiğinde İstanbul’da bugünkü kadar Müslüman yoktu. Belki Müslümanlar ile Hristiyanların oranı birbirine eşitti. Buna rağmen Ayasofya, fethin bir sembolü olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüş. Ayasofya 4 minaresiyle tamamen bir İslam mabedi görüntüsüne kavuşmuştur. Etrafında yapılan medreselerle İstanbul’un ilk üniversitesi diyebileceğimiz üniversite orada kurulmuş ve çok büyük ilim adamları yetişmiştir. İnşallah içinde ders veren hocalarıyla, kürsü dersleriyle, cami dersleriyle yine o eski ihtişamlı anlarına, ilim yuvası, ilim merkezi anlarına yeniden kavuşur diye düşünüyoruz.”
'İmam ve müezzinler yabancı dil bilecek'
Erbaş, Ayasofya’da görevlendirilecek 2 imam ve 4 müezzinle ilgili ise şu bilgileri verdi:
“Öncelikle kıraat notasında İstanbul’un en iyi kârileri yani okuyucularından olacak. İlmi kapasitesi mümkün olduğunca üst seviyede olacak. Yani İstanbul’da görev yapan hocalarımızın en iyilerini seçip orada görevlendireceğiz. Bunu hem imamlar açısından hem müezzinler açısından söylüyorum. Musikişinas olanları özellikle tercih edeceğiz. Arapça ve İngilizce başta olmak üzere yabancı dil bilen hocalarımızı tercih edeceğiz. Ücret alındığı dönemde Ayasofya’ya saatte binin üzerinde ziyaretçi geliyordu. Şimdi ücret de alınmayacağı için ziyaretçisi daha da artacak. Orada görev yapan imamından müezzinine hepsi, gelen ziyaretçilere destek olsun, yardımcı olsun istiyoruz.”
Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya ile ilgili vasiyetini ve bedduasını hatırlatan Erbaş, “Türk milletinin üzerinden o bedduanın kalkmasına da bu karar vesile oldu” dedi.
'Liderlere mektup göndereceğiz'
Erbaş, Ayasofya ibadete açıldığı için dünyada konuşulan her dilden Müslümanların Türkiye’ye dua ettiğini belirtti. Hem İslam ülkeleri dini liderlerine, hem de İslam ülkeleri dışındaki gayrimüslim dini liderlere bir mektup göndermeyi düşündüklerini söyleyen Erbaş, "Bu mektupta, Ayasofya’nın tarihsel gelişimini, insanlığın ortak değeri olarak Ayasofya’ya nasıl sahip çıktığımızı ve neler yaptığımızı özetle anlatmayı düşünüyoruz" dedi.
'Daha fazla korunacak'
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında Ayasofya Camisi’nde yürütülecek koruma, geliştirme, tanıtım ve yönetim faaliyetlerine ilişkin protokol imzalandı. “Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde Yürütülecek Koruma, Geliştirme, Tanıtım ve Yönetim Faaliyetlerine İlişkin İş Birliği Protokolü”nün imza töreni, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Konferans Salonu’nda yapıldı. Protokolle ilgili de özel açıklamalar yapan Erbaş, “Bu protokolde, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü, Müzeler Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı var. Dolayısıyla daha fazla koruma, sahip çıkma durumu hasıl oluyor. Belki müze olduğu dönemlerden daha fazla şu anda sahip çıkılacaktır” dedi.
'Haccın olmayışı teveccühü artıracak'
Erbaş, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılışının herkesin şahit olmak istediği bir an olduğunu belirtirken, vatandaşlara koronavirüs salgını nedeniyle uyarılarda bulundu. Erbaş, "Keşke bu salgın süreci bitmiş olsaydı da orada milyonlarca insanımız, omuz omuza, safları sıklaştırarak namaz kılabilseler idi. Ama şu anda böyle bir imkan yok. Uzaktan canlı yayınları seyrederek bu heyecanımızı gidermemiz gerektiğini düşünüyorum. Çok güzel bir iş yaparken, bir yanlışa, bir zarara da sebep olabiliriz" dedi.
Koronavirüs nedeniyle hac ibadetinin ve umre ziyaretinin bu yıl yapılamadığını hatırlatan Erbaş, bu durumun İstanbul’a ve Ayasofya’ya olan teveccühü daha da arttıracağına işaret etti.
Erdoğan ile ilk Ayasofya görüşmesi
Erbaş, Ayasofya kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği ilk görüşmeyi de anlattı. Erbaş, “İlk görüşmemizde teşekkür ettim, hürmetlerimi arz ettim. Kendisinin amel defterine bu kararının bu onayının inşallah büyük bir sevap olarak yazılmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ettim. Tabii onun da bize talimatları oldu. Ayasofya’nın bu süreçte ibadete açılması noktasındaki hazırlıklar konusunda hem de ibadete açıldıktan sonraki süreçte iyi çalışmamız gerektiği hususlarında talimatları oldu” dedi.