Ali Erbaş, Mekke Din Hizmetleri Ataşelik Binası'nda düzenlediği basın toplantısında, Kovid-19 salgını nedeniyle Mekke'den ve Kabe'den uzak kaldıklarını anımsattı.
İki yıllık aradan sonra Müslümanlara hac yapma imkanı sağlayan Suudi Arabistan hükümeti ile Suudi Arabistan Hac Umre Bakanlığına teşekkür eden Erbaş, ilk peygamberin de son peygamberin de Mekke'ye gönderildiğini ifade etti.
Mekke'nin, Hazreti Muhammed'in ve vahyin gelişiyle insanlık tarihine damga vuracak yeni bir düzenin, merhamet ve adaletin merkezi olduğuna işaret eden Erbaş, "İnsanlık tarihinde benzerine şahit olunmayan bir hızla çok kısa zamanda binlerce kilometre uzaklara kadar rahmet, şefkat, merhamet dini İslam ulaşmıştır." dedi.
Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'ni okuduğu topraklarda bulunduklarına işaret eden Erbaş, "Hac, ümmet bilincinin dünyaya bir ilanıdır. Hac, Müslümanların her yıl iman ve tevhit ekseninde buluştuğu, kardeşlik kongresi ve evrensel bir şuurun yaşanmasıdır." diye konuştu.
Erbaş, hac için "Mübarek bir yolculuk, kutlu bir ibadet, büyük bir arınma mevsimi." ifadelerini kullanarak, İslam'ın güzel davranışlarda bulunmayı ve ahlakı da güzelleştirmeyi istediğini vurguladı.
"Peygamber Efendimizin ifadesiyle mebrur bir haccın karşılığı da ancak cennettir"
Irkı, dini, dili farklı olsa da hacca gelen insanların hacda ortak bir dilinin oluştuğunu belirten Erbaş, "Birbirlerine 'Hacı sabır, hacı sabır' derler. Demek ki dünyanın bütün Müslümanlarının ortak olarak kullandığı bir cümle haline gelmiş olması sabrın hem hacda hem diğer zamanlarda ne kadar önemli bir unsur olduğunu bizlere göstermektedir." dedi.
Erbaş, birçok hikmeti ve sayısız güzellikleri içinde barındıran hac ibadetinin daha genel bir ifade ile İslam'ın temel ilke ve değerlerini hem teorik hem de pratik olarak öğreten bir okul olduğuna işaret ederek, "Bizlere, mikat, ihram, tavaf, sa'y, vakfe, tıraş olma, şeytan taşlama ve benzeri pek çok semboller üzerinden yaratılış gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğretmektedir hac. Bu şuur ile yapılan hac mebrur hacdır ve Peygamber Efendimizin ifadesiyle mebrur bir haccın karşılığı da ancak cennettir." ifadelerini kullandı.
Makbul bir hac ile insanın bütün günahlardan arınarak annesinden doğduğu gibi tertemiz olacağı müjdesinin Hazreti Muhammed tarafından verildiğini belirten Erbaş, bu yüzden haccın arınma, temizlenme ve manevi anlamda yeniden doğuş olarak değerlendirildiğine dikkati çekti.
Kur'an-ı Kerim'in, ötekileştirmeyi, işgali, haksızlığı asla meşrulaştırmadığını ancak bugün İslam coğrafyasında ve dünyanın çeşitli yerlerinde ırk, mezhep, meşrep ve ideoloji üzerinden politikalar yürütüldüğünü, fitneler çıkarıldığını dile getiren Erbaş, "Yeryüzünde, hiçbir vicdana sığmayacak katliamlar, işgaller yapılmakta, insanlar vatanlarından sürülmekte, yoksullar daha da yoksullaştırılmaktadır. Bu tür olaylar sadece olayın geçtiği yerlerde değil bütün dünyanın her yerinde insanları etkilemektedir, onun sonucunu da dünya birlikte yaşamaktadır." diye konuştu.
Erbaş, cahiliyenin 1400 sene önce sadece Mekke'de olan bir şey olmadığını, bugün dünyanın her yerinde bulunduğunu, onun için İslam'ın ilkelerinin sadece 1400 sene önceye ait olmadığını, kıyamete kadar insanlığı, toplumları aydınlatma özelliğini taşıdığını kaydetti.
"Sıfır atık ve sıfır israf duyarlılığı"
Çevre sorunlarının, renk, dil ve din ayrımı gözetmeksizin insanlığın en önemli sorunlarından biri haline geldiğini söyleyen Erbaş, "Hac mevsiminde milyonlarca insan bir arada bulunmakta, Arafat, Müzdelife, Cemerat gibi mekanlarda bir araya gelmektedir. Bu da çevreye ve çevre temizliğine daha çok dikkat etmemizi gerektirmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hac vesilesiyle ibadetlerin, çevremizle, toplumla ilişkimizi, güzel ahlak, merhamet ve sorumluluklarımıza dair bize yol göstericiliğini hatırlatmak için bazı çalışmalarda bulunuyoruz. Bu doğrultuda sıfır atık ve sıfır israf duyarlılığıyla ilgili kitapçıklar hazırladık." dedi.
Hacı adaylarını bu konuda sürekli bilgilendirdiklerini belirten Erbaş, 2019'da başlattıkları "Yeşil Hac" projesini daha da yaygınlaştırmak için gayret ettiklerini söyledi.
Başkan Erbaş, "Şu an itibarıyla bütün hacı adaylarımız Mekke'ye geldiler elhamdülillah. Ülkemizde ve Medine'de hacı adayımız kalmadı. Yani 37 bin 770 vatandaşımız hac ibadetini yerine getirmek üzere buradalar." diye konuştu.
Erbaş, 65 yaş sınırı dolayısıyla bu yılki yaş ortalamasının düştüğünü ve 54 olduğunu, şehit yakını, gazi ve gazi yakını olarak hacca müracaat eden 193 hacı adayının tamamının hacca getirildiğini söyledi.
"Arafat için hazırlıklarımız tamamlandı"
Hacı adaylarının ibadetlerini en güzel şekilde yerine getirmeleri için yaklaşık 2 bin görevliyle azami gayret gösterdiklerini anlatan Erbaş, "Haccın en önemli sembollerinden olan Arafat için hazırlıklarımız tamamlandı. Klima ve halılarla donanımlı çadırlarımız kurulmuş durumda. Arafat'a sahra hastanemiz de kuruluyor. Arafat'a çıkamayacak durumda olan kardeşlerimize dahi biz gerekli imkanları sağlayıp orada çadırda vakfelerini yapmaları imkanını sağlamaya gayret ediyoruz." dedi.
Erbaş, Kurban Bayramı vesilesiyle vekaleten kurban kesim hizmetlerinin de sürdüğünü aktararak, "Kurban ibadeti, müminlerin Allah'a yakınlaşma arzususun bir tezahürü olarak Hazreti Adem'den bu yana süregelen bir ibadettir. Bir Müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir kurban. Başkanlığımızın Türkiye Diyanet Vakfı ile beraber yaklaşık 30 yıldır aralıksız bir şekilde büyük bir hassasiyetle icra ettiği Vekaletle Kurban Kesim Organizasyonu da bu gayeye matuf bir hizmettir." diye konuştu.
Vekaletle kurban çalışmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Erbaş, yüzlerce personelin Türkiye'de ve dünyanın hemen her bölgesinde kurban hizmetlerini yerine getirmek için titizlikle çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.