Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kastamonu'da düzenlenen Mevlit Kandili Programı'na katıldı.
Hazreti Muhammed'in (S.A.V) dünyaya geldiği gün olan Mevlit Kandili, dualarla idrak edilirken, gecede selde hayatlarını kaybedenler de anıldı.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed'in (S.A.V) dünyayı teşriflerinin seneidevriyesi olan Mevlit Kandili dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanlığınca, Osmanlı İmparatorluğunun Kastamonu'da ilk inşa ettiği eserlerden Nasrullah Kadı Camii'nde düzenlenen Mevlid Gecesi Özel Programı'na Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı.
Nasrullah Kadı Camisi'ne gelen vatandaşlar, korona virüs tedbirleri kapsamında saf tuttu. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, salavatlar getirildi. Ağustos ayında Kastamonu'da yaşanan sel felaketinde ve diğer afetlerde hayatlarını kaybedenlerin için Kur'an-ı Kerim okundu ve dualar edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle belirlediği "Peygamberimiz ve Vefa Toplumu" teması çerçevesinde Hazreti Peygamberin hayatından vefa örnekleri aktarıldı.
BAŞKAN ERBAŞ, SELDE HAYATLARINI KAYBEDENLERE RAHMET DİLEDİ
Gecede konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ağustos ayında Kastamonu'da ve farklı illerde değişik zamanlarda meydana gelen afetlerde vefat eden vatandaşları rahmetle anarak, "Afetlerde hayatını kaybeden rahmet-i Rahman'a kavuşan kardeşlerimizin ruhlarını şad etmek üzere ve Efendimiz aleyhissalatu vesselamın dünyayı teşriflerinin seneidevriyesini anmak üzere buradayız. Rabbim ibadetlerimizi kabul, dualarımızı makbul eylesin" diye konuştu.
"MÜSLÜMANLAR İÇİN TÖVBE KAPILARI HER ZAMAN AÇIK"
Hazreti Peygamberin ruh bedenden çıkıncaya kadar tövbelerin makbul olduğunu müjdelediğini söyleyen Erbaş, "O yüzden Müslümanlar için tövbe kapıları her zaman açık. İşte bu mübarek gecelerde, günlerde daha fazla dua ederek, daha fazla nafile ibadet yaparak, beş vakit namazımızı da ihmalimiz varsa onları da kaza ederek, hayır hasenat yaparak, geceleri kalkıp teheccüd namazları kılarak, yapmış olduğumuz bu fiillerin, ibadetlerin karşılığını göreceğiz" dedi.
YERYÜZÜNÜN EN VEFAKAR İNSANI ALLAH RESULÜ EFENDİMİZİN ÜMMETİNE DE BU YAKIŞIRDI"
"Bugün bizler onun ümmeti olarak insanları aydınlatmaya devam edeceğiz, doğruları anlatmaya devam edeceğiz" diyen Erbaş, şöyle konuştu:
"Sevgili Peygamberimizin insanlığa kazandırdığı değerleri anlatmaya devam edeceğiz. Her yıl Mevlid-i Nebi Haftası'nda bir konuyu ele alıyoruz. O konunun Allah Resulü Efendimiz örnekliğinde insanlara tanıtılmasını yapmaya çalışıyoruz. Bu seneki konumuzda Peygamberimiz ve Vefa Toplumu. Vefa toplumu olabilmek ne büyük bir nimet. Bu kelimeyi özellikle salgın hastalık döneminde çok duyduk değil mi? Vefa Destek Grupları, illerimizde valilerimizin önderliğinde çeşitli kurumlardan kardeşlerimiz, grup grup çalıştılar. Evlerinde hasta olan kardeşlerimize yardım götürdüler. Maaşlarını çektiler evlerine götürüp kendilerine teslim ettiler. Alışverişlerini yaptılar, ekmeklerini aldı götürdüler. Hasta olanların ilaçlarını götürdüler. Şu bağlılığa bakar mısınız? Şu vefaya bakar mısınız? Yeryüzünün en vefakâr insanı Allah Resulü Efendimizin ümmetine de bu yakışırdı."
ONU NE KADAR ÇOK İYİ ANLARSAK ONA O KADAR VEFALI BİR ÜMMET OLMUŞ OLURUZ"
En büyük vefa örneğinin Hazreti Peygamber olduğunu vurgulayan Erbaş, "Allah Resulü Efendimiz en vefalı insan. Rabbine vefalı. 23 sene boyunca Rabbinin emirlerini her türlü sıkıntıya göğüs gererek insanlara ulaştırdı. Bundan daha büyük bir vefa olur mu? Yeri geldi göğsü daraldı, günlerce bekledi. Bizler de kıymetli kardeşlerim, işte burada hep birlikte sevgili Peygamberimizin doğum gecesi onu anmak ve anlamak ile meşgulüz. Onu ne kadar çok iyi anlarsak ona o kadar vefalı bir ümmet olmuş oluruz" şeklinde konuştu.
"VEFALI İNSAN SÖZ VERDİĞİ ZAMAN SÖZÜNÜ YERİNE GETİRİR
Müminin üç alameti olduğunu aktaran Erbaş, şunları kaydetti:
"Musallaya gelmeden önce birbirimize öyle vefalı olalım ki, Allah resulü Efendimizin şu hadis-i şerifinde dikkat çektiği konulara öyle sarılalım ki Müminin alameti üçtür. Söz söylediği zaman doğru konuşur. Yalan söylemez. Söz verdiği zaman sözünü yerine getirir. Vefalı insan söz verdiği zaman sözünü yerine getirir ve kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete riayet eder. Bazı hadis-i şeriflerde bunların tersi de münafıklık alameti olarak tanımlanır. Münafığın alameti üçtür, konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiği zaman sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edildiği zaman da emanete ihanet eder. Demek ki imanla nifak bir arada olmaz."
"ÇOCUKLARIMIZA, GENÇLERİMİZE, ONUN İNSANLIĞA KAZANDIRDIĞI BÜTÜN DEĞERLERİ ÖĞRETMEMİZ GEREKİYOR"
Başkan Erbaş, Hazreti Peygamber'in insanlar için en güzel örnek olduğuna işaret ederek, "Çocuklarımıza, gençlerimize, öğrencilerimize onun insanlığa kazandırdığı bütün değerleri öğretmemiz gerekiyor. Değerler eğitiminde en büyük örneklik olarak Allah Resulü Efendimizi tanıtmamız, göstermemiz gerekiyor. Adalet onda, merhamet onda, şefkat onda, iyilik onda, kötülüklerden, haramlardan uzak durmak onda, zulümden insanları kurtarmak onda, Bütün bunlarla ilgili eğer vazifemizi güzel yaparsak işte Efendimiz aleyhisselatu vesselama vefa gösteren bir ümmet oluruz" dedi.
"BİZE DÜŞEN DE ONUN EMANETİNE SAHİP ÇIKMAK"
Hazreti Peygamberin bir hadis-i şerifinde, "Size iki şeyi emanet bırakıyorum, bu iki emanete sarıldığınız sürece yolunuzu sapıtmazsınız. Bunlardan birisi Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim, ikincisi de Rasulünün sünneti" diye buyurduğunu aktaran Erbaş, "Bize düşen de onun bu iki emanetine sahip çıkmak. Emanete ihanet etmemek, vefa göstermek. Toplumumuzda her zaman vefayı yaygınlaştırmak. Evlat, babaya anneye vefakar olacak. Öğrenciler öğretmenlerine, küçükler büyüklerine vefakar olacak ve toplumda vefaya önem veren bir özellik gittikçe yaygınlaşacak" dedi.
Erbaş, konuşmasının devamında Mevlid Kandilinin önemi ve Hz. Muhammed'in hayatıyla ilgili bilgi verdi.
Programın sonunda camiye gelenlere Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i Nebi Haftası'na özel olarak hazırladığı "Peygamberimiz ve Vefa Toplumu" isimli kitap ile Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları'ndan çocuklar için hazırlanan "Papatya ve Yeğenleri" isimli kitaplar hediye edildi.