ANKARA (AA) - Erbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanın maneviyatı ve Başkanlığın faaliyetlerine yönelik değerlendirmeler ile ramazanı evde geçireceklere tavsiyelerde bulundu.
Kovid-19 nedeniyle geçen yıl vakit, cuma, teravih ve bayram namazlarının camilerde kılınamadığını, camilerin açık olduğunu ancak sadece hoparlörlerden ezan, dua ve salatü selam okunduğunu belirten Erbaş, 29 Mayıs 2020 Cuma günü itibarıyla camilerin cemaatle namaza yeniden açıldığını hatırlattı.
Dün kılınan teravih namazı ve gece yapılan sahurla ramazanın başladığını belirten Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sene elhamdülillah ramazan ayında cuma ve vakit namazlarımızı camilerde kılacağız. Yatsı namazı dahil. Yatsı namazının son sünnetini kıldıktan sonra imamlarımız, 'Muhterem kardeşlerim, değerli cemaatim şimdi hep birlikte evlerimize gidiyoruz ve evlerimizde mümkünse çocuklarımızla birlikte cemaatle teravih namazımızı kılıyoruz, mümkün değilse ferdi olarak kılıyoruz' şeklinde bilgilendirme yapacak. Önce teravih namazımızı kılacağız ardından da vitir namazımızı kılacağız. Çünkü vitir namazı teravih namazından sonra kılındığı için camilerde yatsı namazımızın son sünnetini kıldıktan sonra dağılacağız. Çünkü kapalı alanlarda uzun süre kalmak salgın hastalığın bulaşmasına daha çok sebep oluyor. Teravih namazı da yatsı namazıyla birlikte nereden baksanız bir saati buluyor."
Teravihin sünnet bir namaz olduğunu, camide de evlerde de kılınabildiğini ve salgın gibi "zaruret" olarak ifade edilen durumlarda insanların sağlığının korunması için tedbirlerin alınabileceğini vurgulayan Erbaş, "Süreç içerisinde eğer vakalarda düşme olursa yani camilerde tedbirlere, mesafeye, maskeye riayet ederek teravih namazlarımızı kılabilecek duruma gelirsek kararımızı alırız. Yetkili kurullar ve yetkililerle gerekli müzakereleri, istişareleri yapar milletimizle bunu paylaşırız." diye konuştu.
"İftar ve sahurları evimizde çocuklarımızla birlikte yapmaya gayret edelim"
Erbaş, Kovid-19 sürecinin "Allah-u Teala, sizin şer beklediğiniz bazı şeylerde hayır yaratır." ayeti üzerinden de değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, yıllardır evlerinde ailesiyle birlikte iftar ve sahur yapamayan, cemaatle teravih namazı kılamayan vatandaşların bu imkanı salgın sürecinde bulduğunu söyledi.
Geçen yıl olduğu gibi bu sene de kalabalık iftar sofralarının kurulamayacağını, sahur ve iftarların evlerde ailelerle yapılacağını aktaran Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
"Vatandaşlarımıza mümkün olduğunca evlerini mescit haline getirmelerini tavsiye ederim. Özellikle cemaatle namaz kılmak. Sadece teravih namazı demiyorum. Sabah namazından itibaren mümkün olduğunca namazlarımızı ihmal etmeyelim. Mümkünse cemaatle kılalım, mümkün değilse vaktinde kılalım namazlarımızı. İftar ve sahurları ihmal etmeden evimizde çocuklarımızla birlikte yapmaya gayret edelim. Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Bol bol Kur'an-ı Kerim okuyalım. Gönlüm ister ki bu ramazan ayında her Müslüman bir hatim indirsin. Bugünden itibaren başlayarak her gün bir cüz okuyarak ramazanın sonunda Kur'an-ı Kerim'in 30 cüzü bitmiş olsun. Sonra da hatim duamızı yapalım. Rabbimizden bu ramazan ayının bütün Müslümanlar ve İslam alemi için hayırlar getirmesini dileyelim. Ramazan ayı aynı zamanda tövbe ve istiğfar ayıdır. Ellerimizi Rabbimize açalım yeryüzünden bütün kötülüklerin kalkması, iyiliklerin yayılması için dua edelim."
Erbaş, vatandaşlardan camilerdeki mukabele programına imkan dahilinde katılmaları tavsiyesinde bulunarak, "Camilerdeki mukabele programlarının salgın noktasında herhangi bir tehlike oluşturacağını düşünmüyorum. Bir metre değil de 2, 3 metre mesafe oluşturulabilir. Vatandaşlar camilerde mukabeleye devam etme imkanı bulamıyorsa Diyanet TV'de günde birkaç sefer yayımlanan mukabele programlarını takip edebilir ve Diyanet Kur'an radyosunda sürekli okunan Kur'an-ı Kerim yayınlarını mukabele şeklinde dinleyebilirler. Bu noktada Kur'an ayı ramazanı bol bol Kur'an okuyarak değerlendirelim." ifadelerini kullandı.
"Vaaz ve irşat faaliyetlerine daha fazla özen gösterilecek"
Erbaş, Başkanlık tarafından müftülüklere ramazan ayına ilişkin gönderilen talimatnameye değinerek, öncelikle camilerin ramazanda teravih namazı hariç diğer vakitlerde en güzel şekilde değerlendirileceğini bildirdi.
Cuma günleri ve vakit namazlarında cami derslerinde özellikle ramazana ait konuların öne çıkarılarak milletin aydınlatılacağını aktaran Erbaş, din görevlilerinin vaaz ve irşat faaliyetleri noktasında cami ve cami dışındaki programlarına her zamankinden daha fazla özen göstereceğini söyledi.
Erbaş, camiler ve cami müştemilatlarında iftar programlarının yapılmayacağını hatırlatarak, "Kovid-19 nedeniyle geçen yıl camilerde itikaf ibadeti yapılamadı. Bu yıl müftülüklerimizin belirlemiş olduğu camilerde itikaf yapılacak. Çünkü bu da bir sünnettir. Camilerimizin uygun bölümlerinde ve uygun olan camilerimizde itikaf yapmak isteyen kardeşlerimiz bundan istifade edebilecek." açıklamasında bulundu.
"Müslümanlar ramazanda zekat vermeyi teamül haline getirdi"
Normal zamanın dışında ramazanda zekat ibadetinin daha çok gündeme geldiğine işaret eden Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
"Müminler, zengin Müslümanlar ramazan ayında zekat vermeyi teamül haline getirmişlerdir. Çünkü fakir fukara, garip gureba insan iftar sofrasına o zekat paralarıyla bir şeyler koyabilsin diye. Türkiye'nin zekat potansiyeli çok yüksek. Araştırmacıların ifadesine göre insanlar zekatını verse Türkiye'de fakir insan kalmaz. Türkiye'de 55 milyar dolarlık bir zekat potansiyeli var. Dünyadaki zekat potansiyeli 10 trilyon dolar. Eğer 10 trilyon dolar zekat verilse dünyada fakir fukara, garip gureba kalmaz. Allah-u Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayeti kerimede zekatı hemen namazla birlikte anmasının hikmeti de budur. İnsanları kötülüklerden alıkoyma noktasında namaz ne kadar önemliyse yeryüzünde sosyal dengelerin muhafaza edilmesi noktasında da zekat o kadar önemlidir. Bu ramazanda zekat verecek kardeşlerimizin biraz daha cömertçe davranmasını tavsiye ederim."
Kovid-19 nedeniyle geçen yıl bayram namazlarının kılınamadığını anımsatan Erbaş, şunları kaydetti:
"Şu an camilerimizde nasıl cuma namazları kılıyorsak bayram namazları da kılınacak inşallah. Aksi bir durum olmazsa yani vakalar yükselmezse. Vakaların bu ramazanda düşeceğini umut ediyorum. Bu, milletimizin alacağı tedbirlerle doğru orantılı. Millet olarak teravihten taviz verdik mesela. Teravihi, o güzelliği camilerde yaşayamayacağız. Teravihten fedakarlık eden bu millet başka şeylerden de fedakarlık etmeli. İki bayram yapalım inşallah. Biri ramazan bayramı olsun, diğeri de salgından kurtuluşumuzun bayramı olsun."