Erzurum İl Müftülüğü ile Atatürk Üniversitesi ortaklığında, Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda gerçekleşen programa; Diyanet İşleri Başkanı (DİB) Prof. Dr. Ali Erbaş, Erzurum Valisi Okay Memiş, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, DİB Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin, DİB Yayınları Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt, DİB Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak, Erzurum İl Müftüsü Şahin Yıldırım ile kurum yöneticileri, STK temsilcileri, akademisyenler, davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Katılımın oldukça yoğun olduğu program, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Muhammed Fatih Uyanık'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Rektör Çomaklı: “Çalışmalarımızın merkezinde daima ‘bilgi' yer almıştır”
Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, “Bilgiden Bilince” konulu söyleşi vesilesiyle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ı Atatürk Üniversitesinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ülke yükseköğretimine 65 yıldır hizmet eden, önemli bir geleneğe ve büyük bir tecrübeye sahip olan, kurulduğu günden bugüne kendini akademik ve bilimsel mükemmelliğe ulaşma çabaları ile tanımlayan Atatürk Üniversitesinin bölgenin göz bebeği olduğunu ifade eden Çomaklı, “Ülkemizin geleceği olan üniversitemizde, özverili yönetim kadromuz ve donanımlı akademisyenlerimizle birlikte yürüttüğümüz ve vizyonumuzun gereği olan 'Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm' çalışmaları sonuçlanmış ve üniversitemiz artık bir Araştırma Üniversitesi olma statüsü kazanmıştır. İfade etmeliyim ki bu süreçte iman ve irfanın eşlik ettiği 'bilgi' her zaman olduğu gibi çalışmalarımızın merkezinde yer almıştır” şeklinde konuştu.
“Gençlerimizi ilmin aydınlığında buluşturmaya devam edeceğiz”
Dinin fonksiyonel olmasının öneminin gün geçtikçe arttığını belirten Rektör Çomaklı, “Bu bağlamda özellikle çocuklarımız ve genç neslin inşasında İslâm dininin ön gördüğü dünya görüşünün bir bütünlük içinde ortaya konması, bilgi yöntemleri ile işlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu da ancak sağlıklı bir şuur, öz bilincin tesisi ve milli-manevi değerlere sahip çıkmakla mümkündür. Bu değerleri muhafaza etmek ve gençliğimizin inşâ ve ihyâsını sağlamak noktasında her daim destek aldığımız, gayretleriyle bizlere güç veren ilimiz müftülüğüyle etkin iş birliğimizin sonuçlarını olumlu bir şekilde alıyoruz. Yarınlarımızı, yani geleceğimizi inşa ederken, gençlerimizi Kur'an'ın ve onu tebliğ eden Sevgili Peygamberimizin ahlakıyla, ilmin aydınlığında bilgi ve etkinliklerle buluşturmaya devam edeceğimizi buradan ifade ediyor, programın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
Başkan Sekmen: “Gençlerimize olan inancımız hiçbir zaman yok olmadı”
Allah'ın insana verdiği ömrün bir imtihan süreci olduğu vurgusuyla konuşmasına başlayan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise bu dünyanın bir geçiş yeri olduğunu, aslolanın ahiret olduğu inancını benimseyenlerin, hem dünyasını hem de ahiretini kurtarabileceği inancına sahip olduklarını söyledi. Bu gelip geçici ömrün en güzel çağlarının gençlik dönemi olduğunu aktaran Başkan Sekmen, “Gençliğin heyecanı, güzelliği, enerjisi ne kadar fazlaysa sorumluluğu da o kadar fazladır. Bizim gençlerimiz Allah'ın yolunda ona güzel kul olabilmek için mücadele etmelidir. Bu mücadele, insanlık içindir. Şüphesiz İslam, barış dinidir adalet dinidir. Allah'ın indirdiği kitabı okuyan bir genç, onu anlayan bir genç, Kur'an'ı hayatına uygulayan bir genç her zaman insanlığa faydalı olmak için çalışır. Bilim de üretir, ilim de üretir. Aslolan bu güzel çağların ne kadar güzel geçirildiğidir. Sözlerime son verirken kıymetli Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hocamızı, evliyalar şehri Erzurum'da görmekten dolayı mutluluğumuzu ifade etmek istiyorum. Böylesi anlamlı il buluşmalarının da hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Vali Memiş: “Sorumluluklarımızı yerine getirmek için çok çalışmalıyız”
İslam medeniyetinin bir bilgi ve ilim medeniyeti olduğuna dikkat çeken Erzurum Valisi Okay Memiş, “Okumayı, anlamayı, aklı kullanmayı, bilgiye sahip olmayı emreden ve tavsiye eden birçok ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin varlığını hepimiz biliyoruz. Bilgiye sahip olanlar dünyayı yönetir. Bilgi en büyük güçtür. İyilik için kullanılırsa insanlığa hizmete, hukuk ve ahlak tanımayan insanların elinde ise insanlık için felakete dönüşür. Böylesine kritik bir dönemden geçtiğimiz günlerde gençlerimize her zamankinden daha büyük görevler düşmektedir. Ülkemizi ve milletimizi geleceğe güvenle taşıyacak olan bilgiyi üretecek gençlerimizdir. Devletimiz bu noktada üzerine düşeni yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir. Hiçbir öğrencisini mağdur etmeyen, barınma problemi yaşatmayan, öğrenme noktasında tüm imkanlarını seferber eden devletimize ve fedakârlık göstererek bizleri bu zamana kadar getiren aziz büyüklerimize sorumluluklarımızı yerine getirmeli ve çok çalışmalıyız. Sizlere olan inancımız tamdır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Erbaş: “Bilgi, iyilik için kullanılırsa insanlığa hizmete dönüşür”
“Gençlik Buluşması: İslam'ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince” konulu söyleşi programını gerçekleştirmek üzere kürsüye çıkan ve öğrencilere hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, gençleri selamlayarak, “Hz. Âdem'den beri, hakkı hakikati tebliğ eden, Rabbimizin davetini ve rahmet mesajını getiren bütün elçilere ve Medine'den büyük bir ilim ve adalet medeniyetinin temellerini atan, iyiliğin, hakikatin, güzel ahlakın en büyük öncüsü, alemlere rahmet olarak gönderilen, kâinatın efendisi Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya sonsuz salât ve selâm olsun. Sözlerime başlarken, böyle güzel bir buluşmada sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ediyor, hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
“İslam medeniyeti köklü bir ilim geleneği oluşturmuştur”
İslam medeniyetinin bir ilim medeniyeti olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de akletme, tefekkür, tedebbür ve tezekkürü vurgulayan pek çok ayeti kerimenin varlığına işaret ederek, “Tabiatı araştırmaya, evreni tefekküre yönelten ve yaratılışa dikkat çeken pek çok ayeti kerime vardır. Hayatın gayesi, ahiret ve varoluşun hikmeti ile alakalı pek çok ayeti kerime vardır. İnsanoğlu, kendisi ve evren ile ilişkisini vahyin kılavuzluğunda kurduğunda; bireysel, toplumsal ve küresel boyuttaki anlam krizini ve varoluşsal bunalımlarını sekinete dönüştürecektir. Nitekim peygamberlerin mirası üzerine yükselen, vahiy ve hikmete dayalı köklü bir ilim geleneği oluşturan İslam medeniyeti, bunun en somut göstergesidir” açıklamasında bulundu.
“Her toplum kendi kimliğini yansıtan bir yol izlemelidir”
Her milletin ancak kendi medeniyet değerleri ile yükselebileceğini belirten Prof. Dr. Erbaş, “Elbette insanlığın evrensel değerlerini sahiplenme ve insanlığın ortak birikiminden istifade etme önemlidir. Başkalarının ulaştığı sonuç ve bu sonuca götüren metottan istifade etme ve öğrenme ameliyesi de önemlidir. Ancak salt taklitçi bir anlayışla ilerlemek asla mümkün değildir. Her birey veya toplum kendisine özgün ve kendi kimliğini yansıtan bir yol izlemelidir. Bu göz ardı edildiğinde insanı bekleyen en büyük tuzak kendisine yabancılaşmasıdır. Kendi köklerinden ve özgün değerlerinden uzak kalan insan, çevresinin onu tanımlamasının esiri olacak ve o çevrenin bir nesnesi haline gelecektir. Çünkü eğitim sürecinin en temel unsurlarından olan 'bilgi' tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Asıl önemli olan bilginin insan zihni ve kalbiyle buluşunca nasıl bir davranışa yol açtığıdır” dedi.
“Tüm gayemiz, topluma ve insanlığa hizmet etmek olmalıdır”
İnsanın değerinin peşinden gittiği şeylerle ölçüldüğünü kaydeden Erbaş, “İnsan ideali kadardır. İdealiniz sadece kendinizle ilgili olmasın. Milletinize ve insanlığa hizmet etmeyi de idealinize dâhil ediniz. Hangi meslekte olursanız olun gayeniz, topluma ve insanlığa hizmet etmek olmalıdır. Zira karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek İslam'a, milletimize ve insanlığa hizmet etme uğrunda yaptığınız bütün çalışmalar ibadettir. Gencin süsü güzel ahlakıdır. En küçük davranışlarınızda bile edep, nezaket ve zarafet olsun. Peygamber Efendimiz Müslümanı 'elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu kimse' olarak tanımlamaktadır.
Yine Sevgili Peygamberimiz, 'Kendisi için istediğini mü'min kardeşi için de istemeyi, kendisinin hoşlanmadığı bir şeyi kimseye reva görmemeyi' imanın ölçüsü olarak bizlere öğretmektedir. Irkını, sülalesini, rengini, coğrafyasını seçmek kimsenin elinde değildir. Ama inancını ve ahlakını herkes kendisi tercih eder. Onun için Allah katında yegâne değer ölçütü 'takva'dır. Bütün imkânlarınızla bildiğiniz ve yaşadığınız güzelliklerin hayata taşınması için gayret edin. İyiliklerin çoğalması ve kötülüklerin azalması için elinizden geleni ve üzerinize düşeni en iyi şekilde yapın. Faydalı çalışmalara katılın ve iyi işlere destek olun.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinize eğitim hayatınızda başarılar diliyorum. Allah sizleri nice güzel ve hayırlı işler yapmaya muvaffak kılsın. Allah yar ve yardımcınız olsun. Tekrar her birinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum” söyleriyle konuşmasını tamamladı. Program, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.