Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fıtır sadakasının (fitre) yardımlaşma ve dayanışmanın bir örneği olarak ramazan ayında muhtaçlara ödendiğini söyledi.
Fitrenin ramazanı sağ salim geçirip bayrama kavuşmanın bir şükrü olduğunu belirten Bozkurt, "Fitre, bir fakirin günlük gıda bedelini ödemektir. Yani bir bakıma beden sadakası olarak da ifade edilir. Fitre, fakir, yoksul, mağdur ve muhtaç insanlara ödenir. Bunlar içerisindeki birinci derece yakınlara verilmez, bizim zaten onlara bakmamız lazım. Bizim zenginliğimiz, birikimimiz onların da birikimi sayılır. Dolayısıyla onlara zekatımızla fitremizle değil, kendi birikimimizle, mallarımızla bakacağız." ifadelerini kullandı.
Normalde fitrenin ödenme zamanının bayram sabahı olduğunu hatırlatan Bozkurt, "Fıtır sadakasının bayram sabahından önce de ödenmesi teşvik edilir. Yani, ramazan ilk gününden itibaren verilebilir. Ramazanın son 10 gününe girdik. Eğer vermediysek hala bir an önce vermemiz gerekir. Salgın nedeniyle mağdur olanlara fitre bedelini bir an önce ulaştırmalıyız." diye konuştu.
Bozkurt, fitre ve zekat gibi mali ibadetlerin direkt ödendiği gibi vekalet yoluyla başkaları tarafından da ödenebildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Kovid-19 nedeniyle birinci derecede akrabamızı dahi göremiyoruz. Dolayısıyla muhtaç insanlara doğrudan ulaşma şansımız daha zordur. Biz, bu süreçte fakirlere telefonla ulaşabiliriz, hesap numaralarını alabiliriz. Mobil bankacılık veya internet bankacılığı üzerinden kişinin hesabına fitre bedelini gönderebiliriz. Bu tek bir tuşla mümkün. Tam kapanma sürecinde muhtaçlara bizzat ulaşma imkanlarımız kısıtlı olduğu için fitre veya zekatımızı internet bankacılığı üzerinden yani dijital ortamda kişilerin hesaplarına aktararak uzaktan ödeyebiliriz."
"Zekat yükümlülüğümüzü göz ardı etmemeliyiz"
Bozkurt, zekatın İslam'ın beş temel şartından biri olduğunu ve Müslümanlar için farz kılındığını vurgulayarak, "Her kameri yılda zekatı ödeme yükümlülüğümüz var. Zekat, malımızın belli bir oranını fakirlere vermemiz gereken bir ibadettir. Eğer bir birikime sahipsek malımızın kırkta birini yani yüzde iki buçuğunu fakirlere ulaştırmalıyız. Gerçekten mağdur olan insanları görüp gözetmek, onların ihtiyaçlarına koşabilmek için zekat yükümlülüğümüzü göz ardı etmemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.