Bir grup gazeteci meslektaşla hem ödül törenine katıldık hem de kenti dolaşma fırsatı bulduk. Her yıl mutlaka uğradığım Diyarbakır’da, yine pek çok değişiklik olduğuna tanık oldum.
Öncelikle eski Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ın tutuklanmasından sonra bu göreve atanan Kayyum Belediye Başkanı Cumali Atilla’nın çevresel faaliyetleri çok dikkat çekici.
Kayapınar bölgesinde çok önemli yenilikler göze çarpıyor. Diyarbakır’ın yeni açılan Stadyumu için yollar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geleceği günün gecesi sabaha kadar çalışılarak bitirilmiş. Belediye Başkanı ve Vali de geç saatlere kadar çalışmaları izlemişler. Çevresi çamur tarlaları olsa da mükemmel yollar yapılmış.
Kent o kadar büyümüş ki, bundan bir kaç yıl önce şehir içinde kaldı diye taşınan otogar yine şehir içinde kalmış. Herhalde yakında buradan da taşırlar.
Yine Kayapınar’da 70 dönümlük bir Kent-Park inşa edilmiş ki, devasa bir alan. Konserler için veya benzeri açık hava faaliyetleri için mükemmel bir fırsat. Umarım burası gençler için bir konser alanı olarak gerçekten kullanılır.
Yollar tamamlanmış, kentin daha önceki çamurlu-görüntüsü tamamen kaybolmuş. Diyarbakır Havaalanı’nın yolları da dikkat çekici kadar güzelleşmiş.
Bir Diyarbakırlı dostum, yapılanlar için “Kanserli hastaya makyaj yapmak” benzetmesi yaptı. Diyarbakırlılar veya en azından bazıları olaya böyle bakıyor. Çünkü alt yapıda bir yenilik olmadığı, hala çok sayıda işsiz bulunduğu, yatırım yapılmadığı kanısındalar. Bankaların kredi verirken bölgeye yönelik tedirginliği sürüyormuş.
Sur Bölgesi’ni de özel izinle dolaşma fırsatı bulduk. Bölge hala yerel halka tamamen kapalı. Ancak gazetecilere özel olarak kaymakam izin verdi, iki polis eşliğinde hendek savaşlarından sonra tamamen yıkılan Sur Bölgesinde bir tur atma fırsatı bulduk.
Mardinkapı ile İç Kapı arasında kalan Diyarbakır surlarının içine mükemmel bir asfalt çevre yolu açılmış. Yıkılan evlerin yerine ise, Diyarbakır Usulü olduğu söylenen, avlulu evler inşa edilmiş. Dışları Diyarbakır taşı görünümlü Kayseri taşıyla döşenmiş. Çünkü iddiaya göre Diyarbakır'da yeterli taş bulunamamış.
Evlerin metrekaresinin 4 bin liradan satıldığı söylendi bize. Bazı evlerin 200 metrekare olduğu düşünülürse, 800 bin lira gibi bir fiyat ortaya çıkıyor ki, bu evlerin bu fiyata satılması mümkün değil. Çünkü yeni gelişen bölgelerde 200 metrekarelik modern modern katlar 400-450 bin liraya satılamıyor. Ve bu modern bölgelerde inşa edilen blokların bazılarında, dairelerle birlikte küçük birer hobi bahçesi bile veriliyor. Emlak fiyatları çok düşmüş durumda.
Bizzat dolaştığım bir daireyi anlatayım size: 200 metrekare, 5+1 daireydi. İçinde bir oda da bulunan kocaman bir mutfağı vardı. İki büyük balkon, soyunma odaları, site içinde hobi bahçesi, iki biri kadınlar için iki büyük havuz vardı. Satıcı 550 bin lira dedi, yüzde 10 indirim yapılacağını söyledi, sonra da “Ödemede anlaşırız” dedi.
Tamamen yıkılan Sur Bölgesi’ndeki eski Diyarbakır evleri yıkılmış durumda. Sadece tarihi bir kaç camii, kilise ve han ayakta kalmış. Bizi dolaştıran polisler, hala patlamamış bomba olduğu için dolaşmanın tehlikeli olduğundan söz ettiler.
Diyarbakır’ın çarşıları, 40 yıl önceki halini koruyor. Eski dükkanlar kaplama süslemelerle yenilenmiş.
Diyarbakır’ın hareketli ortamı sürüyor. Ancak esnaf ekonomik krizin etkisinde. Peynir satanlar bile, “İşler kötü” diyorlar.
Çok büyük güvenlik önlemleri olduğunu söylemeden de geçmeyelim. Özellikle İstanbul'da Kadınlar Yürüyüşü olduğu gün Diyarbakır'ın her sokağında bir toma, bir zırhlı araç vardı.
HDP kaynakları ise, Selahattin Demirtaş'ın ve öteki tutuklu HDP'lilerin serbest bırakılmalarını bekliyorlar ve "Politika normalleşmeden
Diyarbakır'daki ortamın normalleşmesi de mümkün değil" diyorlar.
Yaklaşan belediye seçiminde AKP adayı gösterilen Cumali Atilla seçimi kazanır mı diye sorarsanız, yanıt şöyle:
Çok zor.
Çünkü HDP Diyarbakır'da her zaman yüzde 50'nin çok üstünde oy alıyordu bugüne kadar. Bu oranın bir kaç sayı düşmesi veya çıkması mümkün ama iki rakamlı, yüzde 10'luk, 15'lik değişiklikler pek mümkün gözükmüyor.
Ayrıca devlet memurluğundan gelen Cumali Bey, anlaşılan politikacı deneyiminden uzak. Kendisiyle bir şekilde tanışanlar, politikacıların 'yumuşak-tutmasa da söz veren-sıcak' yüzüyle değil, bürokratların 'Katı-herşeye önyargıyla bakan-baştan hayırcı' bir yüzle karşılaştıklarını söylüyorlar. Konuklarına çikolata ikram etmesi de havayı yumuşatmıyormuş.
Bir Diyarbakırlı aynen şöyle dedi:
"Kayyum daha önce de Diyarbakır'da görev yaptı. Ancak memur zihniyetinde ve bunu üzerinden atamadı. Her yere 20 korumayla gidiyor. Kimse kendisine derdini anlatamıyor. İş isteyen annelere, 'Benim kızım da işsiz' diye yanıt veriyor. Böyle biri halkla nasıl kaynaşacak?" dedi.
Cumali Bey'in aday gösterilmesinin hiç olumlu tarafı yok mu derseniz, varmış. Onu da bir Diyarbakırlı anlattı:
,"Eğer AKP içinden bir aday gösterilseydi, parti içi çekişme yüzünden, bazıları ona destek olmayabilirdi, hizipler etkili olabilirdi. Şimdi böyle bir durum yok. Tüm parti kendisini destekleyecek, böyle bir çekişme olmayacak."
Diyarbakır'dan izlenimler şimdilik böyle...