Eş zamanlı operasyonlarda Diyarbakır’da birçok adrese baskın yapıldı. Baskınlarda evlerde yapılan aramaların ardından aralarında, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, Özgür Kadın Hareketi, Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu, Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri ile HDPli Belediye Meclis Üyeleri ve parti üyelerinin bulunduğu 22 kadın gözaltına alındı.
TUAY-DER yöneticisi Bahar Akyapı ve HDP Sur Eşbaşkanı Hatun Yıldız’ın evlerine baskın yapıldığı ancak evde olmadığı için gözaltına alınmadığı öğrenildi. Gözaltına alınan kadınların Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.
Bu arada aynı saatlerde Gaziantep'te düzenlenen ev baskınlarındaysa aralarında HDP Gaziantep İl Eş Başkanı Musa Aydın’la Şahinbey ve Şehitkamil İlçe Başkanları, DBP Antep İl Başkanı’yla, 2 mahalle muhtarı ve 1 avukatın da bulunduğu toplam 33 kişi gözaltına alındı.
27 ayrı adrese eş zamanlı düzenlenen operasyonda mahallelere giriş-çıkışlar Özel Harekât Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından kapatıldı. Gözaltına alınanlar sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü.
HDP ve DBP 'den tepki
Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenleyen Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, operasyona tepki gösterdi.
Operasyonda 55 kişinin gözaltına alındığını söyleyen Aydeniz, kadın mücadelesinin hedef alındığını söyledi. Aydeniz, “Belki bugün kurumlar ya da kişiler üzerinden gidiyorlar ama asıl yönelimin, saldırının ve hedefin kadın mücadelesi olduğunu, asıl hedefin Kürt kadınlarının verdiği demokrasi ve barış özgürlük mücadelesi, kadın kazanımlarına yönelik verdikleri mücadele olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.
Operasyona bir tepki de HDP’den geldi. HDP’den yapılan yazılı açıklamada “AKP-MHP iktidarının bugün partimize, kadın mücadelesi yürütenlere, demokrasi ve özgürlük isteyenlere karşı başvurduğu yöntemlerin tamamı 12 Eylül faşist darbeci uygulamalardır. Dolayısıyla yarın 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle iktidarın meydanlarda atacağı ‘Demokrasi, halk iradesi, tanklara karşı direniş’ gibi nutukların hiçbirinin bir karşılığı yoktur, tamamı kandırmacadır. İktidar sadece son iki gün içinde yaptıklarıyla 15 Temmuz’un bizzat sürdürücüsü, ‘Allah’ın lütfu’ olarak gördüğü 15 Temmuz’dan nemalanan bir siyasi yapı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu iktidar 15 Temmuz’un sorumlusu olarak gördüğü cemaatin sadece geçmişteki ortağı değil aynı zamanda onun Kürt halkına karşı düşüncesinin, eyleminin de sürdürücüsüdür. Bu saldırıların artmasının nedeni AKP’nin kaybetme korkusunun büyümüş olmasıdır. Bu iktidar miadını doldurmuş, meşruiyetini yitirmiştir, o yüzden toplumsal değerlere karşı gittikçe bir suç iktidarına dönüşmüştür. Ne yaparsa yapsın iktidar için korkunun ecele faydası olmayacaktır. Bu yaptıklarının tamamı onun için sonun başlangıcıdır“ ifadeleri yer aldı.