Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un talimatıyla, son yıllarda dünyada adından söz ettiren başarılara imza atan Türk dizileri için yeni bir destek mekanizması oluşturulması için çalışma yapılıyor.
TBMM'de kısa bir süre içinde gündeme getirilmesi hedeflenen Sinema Kanunu'yla, ihraç edilen Türk dizi filmlerine teşvik sağlanacak.
Hazırlıkları süren düzenlemeyle sinema filmlerinin desteklenmesine yönelik 5224 sayılı Kanun'da değişikliğe gidilerek, yurt dışında yayınlanması koşuluyla Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlayacak nitelikteki yerli veya ortak dizi filmlerin maddi olarak desteklenmesi planlanıyor.
Kanun taslağıyla ayrıca, Türkiye'yi "film çekim merkezi" haline getirmek amacıyla bir kısmı ya da tamamı Türkiye'de çekilecek yabancı sinema filmleri ve dizi filmlere Türkiye'de harcanan tutarın yüzde 30'una kadarının geri ödenmesi öngörülüyor.
DÜNYADA 500 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ TÜRK DİZİLERİNİ İZLİYOR
Bakanlığın sektörden gelen bilgiler ışığında hazırlanan verilerine göre, son yıllarda 100'den fazla Türk dizisi 150'nin üzerinde ülkeye ihraç edildi. Yıllık 350 milyon doların üzerindeki ihracat geliriyle ABD'den sonra ikinci sıraya yerleşen Türk dizileri 500 milyonun üzerinde kişi tarafından büyük ilgiyle takip ediliyor.
Dizilerin tanıtımı için Bakanlık desteğiyle dünyanın en önemli dizi ve içerik fuarlarından olan ve Fransa'nın Cannes kentinde gerçekleştirilen "MIP TV ve MIPCOM" ile Asya'nın en önemli etkinliklerinden olan "ATF - Asia TV Forum&Market"e katılım sağlanıyor.
Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli film festivallerinde Türkiye'nin stantları boy gösteriyor, Türk sinema filmleri ve dizilerinin tanıtımları gerçekleştiriliyor.
Türk dizilerinin ihraç edildiği bölgeler arasında Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri, Doğu Avrupa, Batı Avrupa, Asya, ABD ve Latin Amerika ülkeleri yer alıyor. Bugüne kadar en çok ihraç edilen diziler arasında ise "Adını Feriha Koydum", "Gümüş", "Fatmagül'ün Suçu Ne", "Ezel" ile "Kara Sevda" gibi yapımlar yer alıyor.
"BU BİZİM İÇİN BİR BAŞLANGIÇ"
Televizyon ve Sinema Filmi Yapımcıları Meslek Birliği (TESİYAP) avukatı Burhan Gün, yaptığı açıklamada, dizilerin başarısında yapımcılar başta olmak üzere, senarist, yönetmen, oyuncu ve teknik anlamdaki ekiplerin çaba ve emeklerinin yattığına işaret etti.
Gün, "Bu bizim için bir başlangıçtır. Her geçen gün yeni ve özgün projeler üretmeye devam edeceğiz. Dizilerimiz yeterli kaynak ile tüm dünyaya ihraç edilecek niteliktedir. Teknik donanımımız, insan gücümüz, yetişmiş insan kaynağımız, doğal çekim alanlarımız sayesinde başarılı içerikler üretmemiz kaçınılmazdır." ifadelerini kullandı.
Dizilerin Türkiye'nin tanıtımına sağladığı katkılara dikkati çeken Gün, Türk sinema filmlerinin festivallerde kayda değer başarılar elde etmesine karşın, ihracat açısından henüz diziler kadar uluslararası pazarda yaygın olmadığını dile getirdi.
Gün, "Dizilerimizin yakaladığı başarıya benzer bir başarının sinema filmleri tarafından da yakalanması oldukça önemlidir. Bu konuda özel ve kamusal girişimlerin desteklenmesi yerinde olacaktır." dedi.
"YENİ SİNEMA KANUNU İLE ÜLKEMİZ VE SEKTÖRÜMÜZ CANLANACAK"
Burhan Gün, Meclis'e sunulması beklenen yeni Sinema Kanunu'na ilişkin ise düzenlemenin sinema sektörünün tüm bileşenleri tarafından desteklendiğini vurguladı.
Bu desteklerini Sinema Genel Müdürlüğüne yazılı olarak ilettiklerini aktaran Gün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni Sinema Kanunu'nu oldukça önemsiyoruz. Kanunla uluslararası alanda elimizi kolumuzu bağlayan ve girişim yapmamıza engel olan birçok problem yasal düzenleme ortadan kaldırılmış olacak ve böylece ülkemiz, sinema sektörümüz bir bütün olarak canlanacaktır. Özellikle sinema yapım desteklerinin çeşitlendirilmesi ve çoğaltılması; uluslararası ortak yapımların veya yabancıların ülkemizde film çekimi yapmalarının özendirilmesi endüstrimizi geliştirecek ve büyütecektir."
Sinema filmleri ve dizilerin uluslararası alandaki başarısını artırmak için yaratıcı, farklı ve özgün nitelikteki eserlerin önündeki yasal engellerin de kaldırılması gerektiğini aktaran Gün, "İçerik bizim için dizi film veya sinema filmidir. İçeriklerin serbestçe yapılabilmesi için yasalardaki denetleyici, yasaklayıcı veya ceza yaptırımı uygulanan düzenlemelerin kaldırılması, bu düzenlemelerin sadece çocukların ve gençlerin korunması ile sınırlı tutulması yerinde olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.