Doğu Akdeniz’de bir süredir artan gerilim tırmanıyor. Türkiye'nin yolladığı ikinci sondaj gemisi Yavuz'un KKTC açıklarına varmasının ardından, Rusya ve Avrupa Birliği'nden peş peşe açıklamalar geldi. Rusya "Kıbrıs'ın egemenliğinin ihlâl edilmemesi" çağrısı yaparken, AB Türkiye'ye bir kez daha yaptırım uyarısında bulundu.
10 yılı aşkın bir süredir Doğu Akdeniz’de su ve enerji konularında araştırmalar yapan ve bu konuda 3 adet kitabı bulunan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri değerlendirdi.
“Doğu Akdeniz’deki hareketlenme 21. Yüzyılın başında başladı. Bölgedeki petrol ve doğalgaz rezervleri uzun dönem öncesinden biliniyordu . Ancak Kıbrıs sorunundaki gelişmeler beklendi. Doğu Akdeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin 2000’li yılların başından başlayarak birbirleriyle Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları yapmaya başlaması bugünlere gelineceğinin ilk işareti oldu.
Doğu Akdeniz Jeostratejik olarak zaten çok önemli bir bölge .Buna Doğalgaz rezervleri de eklenince uluslararası sistem Doğu Akdeniz üzerinde satranca başladı.
Orta Doğu’da özellikle Suriye’de ve sınırlarımızın hemen ötesindeki gelişmeler, Doğu Akdeniz’in kaderini Ortadoğu’nun bu bölgesiyle birleştirmiştir. Orta Doğu-Akdeniz olarak adlandırdığım bu tezimi son kitabımda açıkladım. Orta Doğu’daki kaos son dönemde Doğu Akdeniz’deki satranca yeni uluslararası aktörlerin dahil olmasını hızlandırmıştır. Bu aktörlerin en önemlisi Rusya olup en kazançlısı da Rusya olacaktır.
Doğu Akdeniz’deki satranç uzun dönemdir Kıbrıs meselesi üzerinden oynanıyor. Rusya’nın son açıklaması” Kıbrıs’ın egemenliğinin ihlal edilmemesi” açıklaması da bunu destekliyor. Son “Kuzey Irak’tan Kıbrıs’a Ateş ve Su “ kitabımda bu hattın kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki gelişmeleri de tetikleyeceği veya oradaki gelişmelerden etkileneceğini belirtiyorum.
Doğu Akdeniz’in geleceği artık Orta Doğu’nun geleceği ile iç içe geçti. Burada Rusya stratejik ve ekonomik ,İsrail ve Mısır da büyük ekonomik avantajlar sağladı. Şimdi bu bölgedeki doğalgazın bir an önce çıkartılıp ekonomiye kazandırılması planlanıyor. Özellikle Mısır ve İsrail bunun peşinde .Güney Kıbrıs Rum Kesimi de Türkiye’nin elini zayıflatma ataklarını Yunanistan ile birlikte yürütüyor. Sonunda bütün kıyıdaş ülkelerin o bölgede çatışmaya değil istikrara ihtiyacı var. Bu istikrarı sağlayacak baş aktörler de ABD ve Rusya Federasyonu.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan bir çözüm sürdürülebilir olmaz .Ancak Doğu Akdeniz’de her şeyin çok hızla değişebildiğini gözardı eden ve geç kalanın işi de zora girer.
Su Fakiri olan fakat son dönemdeki araştırmalarla Doğalgaz zengini olan bu bölgede çatışma riskini kimse almak istemez. Bu nedenle Türkiye’nin önüne Doğu Akdeniz’deki haklı pozisyonunu sarsabilecek bazı sorunlar çıkabilir. Bunlara hazırlıklı olmalıyız.