Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz ve kardeşi Nazlım Suna Öz'ün arasında sular durulmuyor. Prof. Dr. Mehmet Öz, kardeşinin sahte vasiyetname düzenlediğinden şüphelendiğini belirtip bilirkişi incelemesi talep etmiş, inceleme sonunda vasiyetnamenin fotomontajla oluşturulmuş olduğu sonucuna varılmıştı.
Prof. Dr. Mehmet Öz açtığı davada Nazlım Suna Öz ve diğer şüphelilerin cezalandırılmasını istemiş, hem Türk hem ABD vatandaşı olan Nazlım Suna Öz'e yurt dışına çıkış yasağı konulmasını, tüm taşınmazları üzerine de tedbir konulmasını talep etmişti.
KİRA SÖZLEŞMESİNİN İPTALİNİ İSTEDİ
Günaydın'dan Deniz Yusufoğlu'nun haberine göre, savcılığa yapılan şikayetin ardından Mehmet Öz, şimdi de babaları Prof. Dr. Mustafa Öz'den kalan Sarıyer Yeniköy'deki yalılarının Mart ayında kardeşi tarafından S.T.'ye aylık 85 bin lira karşılığında kiralandığını iddia etti.
Yalının kendisinin haberi ve rızası olmadan sahte vasiyetname ile kiralandığını dile getiren Mehmet Öz., kiracı S.T.'e sözleşmenin iptal edilmesi için dava açtı.
NE OLMUŞTU?
Babalarının ölümünden sonra Mehmet Öz ile kardeşi Nazlım Suna Öz'ü karşı karşıya getiren olaylar zinciri şöyle gelişti:
Prof. Dr. Mustafa Öz, 2019 yılının şubat ayında vefat ettiğinde geride mirasçısı olarak eşi Yıldız Suna Öz ile çocukları Prof. Dr. Mehmet Öz, Fatma Seval Öz ve Nazlım Suna Öz kaldı. 22 Ocak 2003'te bir vasiyetname hazırlayan Mustafa Öz, Sarıyer'deki bahçeli evi kızına bırakmıştı ancak 12 Ağustos 2008'de yeni bir vasiyet hazırladı. Tüm mal varlığını ABD'de kendi adına kurulmuş olan Mustafa Öz Vakfı'na bıraktı. Vasiyete göre, vakfın yönetiminde tüm aile fertlerini eşit olarak koruyacak şekilde oğlu Prof. Dr. Mehmet Öz bulunacaktı. Vasiyetname mahkemeye taşındı.
YENİ VASİYET ORTAYA ÇIKTI
Mustafa Öz'ün 2008 tarihli dilekçesi İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dava dosyasına sunulduktan sonra, Nazlım Suna Öz'ün avukatı daha önce hiç bahsi geçmeyen 22 Ocak 2018 tarihli bir vasiyetnameyi dava dosyasına sundu. Nazlım Suna Öz'ün ayrıca dava dosyasına sunduğu bilirkişi raporunda, el yazılarının Mustafa Öz'e ait olduğu belirtiliyordu. Rapor, Nazlım Suna Öz'ün talebiyle noterde tasdik ettirilmişti. Vasiyetnamenin gerçekliğiyle ilgili şüphe duyan Prof. Dr. Mehmet Öz'ün talebi üzerine bilirkişi heyeti inceleme yaptı.
YENİ VASİYETİN FOTOMONTAJ OLDUĞU BELİRLENDİ
Hazırlanan raporda, "22 Ocak 2003 tarihli 'Vasiyetname' ve 'Senet ve Vasiyetname' başlıklı ikişer sayfalık belgelerden yararlanılarak, bu belgelerin muhtelif yerlerinden alınan 5 ayrı bölüm ve parçanın, imza ile birlikte tamamen boş bir kağıda veya imzalı ve üst tarafı boş bir kağıda özel konumlandırılarak aktarılması ile fotomontaj suretiyle oluşturulmuş bulunduğu sonucuna varılmıştır" denildi.
Prof. Dr. Mehmet Öz'ün avukatı Erhan Baki Selek'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu dilekçede, "Bu rapordan hareketle, müteveffa Mustafa Öz tarafından 22 Ocak 2018'de yazıldığı iddia edilen "sahte" vasiyetnamenin aslında hiç var olmadığı ortaya çıkmıştır. Nazlım Suna Öz, belge aslını sunmaktan her nedense kaçınmıştır" denildi.
YURT DIŞI YASAĞI TALEBİ
Dilekçede, Nazlım Suna Öz ve savcılıkça tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında cezalandırılmaları amacıyla dava açılması, hem Türk hem ABD vatandaşı olan Nazlım Suna Öz hakkında çifte pasaport taşıması dolayısıyla yurt dışına çıkış yasağı ve tüm önleyici tedbirlerin alınması, mirasen intikal eden taşınmazlar başta olmak üzere tüm taşınmazları üzerine tedbir konulması talep edildi.