Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Cinsel Sömürü, İstismar ve Tacize Karşı Önlem ve Müdahale Direktör Vekili Dr. Gaya Gamhewage, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Ebola salgını sırasında aralarında 21 DSÖ personelinin de yer aldığı, 83 yardım görevlisinin kadın ve çocuklara cinsel istismarda ve sömürüde bulunduğu raporunun yayınlanmasının ardından, daha fazla kadının salgını sırasında yardım görevlileri tarafından cinsel sömürü ve istismara uğradığının raporlandığını kaydetti.
DSÖ tarafından 1 Ekim 2020'de Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki cinsel istismar iddialarının soruşturmak üzere kurulan bağımsız komisyon tarafından hazırlanan 35 sayfalık rapor 28 Eylül'de kamuoyuna sunulmuştu. Komisyon, 2018-2020 yılları arasındaki Ebola salgını ile mücadele zamanında onlarca cinsel istismar ve sömürü vakası tespit etmişti. Raporda, aralarında 21'i DSÖ personeli olan toplam 83 yardım görevlisinin kadın ve çocuklara cinsel istismarda ve sömürüde bulunduğu belirtilerek, 9 tecavüz iddiasını içeren ihlallerin hem ulusal hem de uluslararası personel tarafından işlendiği tespit edilmişti.
Son yayınlanan raporun ardından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Cinsel Sömürü, İstismar ve Tacize Karşı Önlem ve Müdahale Direktör Vekili Dr. Gaya Gamhewage yaptığı açıklamada, cinsel istismar raporunun yayınlanmasından bu yana Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde Ebola salgını sırasında daha fazla kadının yardım görevlileri tarafından cinsel sömürü ve istismara uğradığının raporlandığını belirtti. DSÖ'nün, reformlar uygulamaya ve Birleşmiş Milletler (BM) kurumuna olan güveni yeniden oluşturmaya çalışırken, istismarın boyutuyla ilgili endişelerin altını çizen Gamhewage, Ebola salgını döneminde yardım görevlileri tarafından suistimal edildiğini iddia eden daha fazla insanın ortaya çıktığını kaydetti. Gamhewage, "Ne kadar çok çalışırsak, o kadar çok vaka gün ışığına çıkar. Dolayısıyla ortaklarımızdan şimdiden haber alıyoruz, onlar da daha fazla şikayetler alıyor. Bu, sahip olmak istediğimiz sistemlerin çalışmaya başladığının bir işareti. Kurumlar arası ağ aracılığıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Goma kentinde daha fazla şikayet olduğunu duyduk" dedi.
SKANDAL, BİRÇOK KURUM İÇİN BİR UYANDIRMA ÇAĞRISI OLDU
Yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay yayınlanan raporun birçok kurum için sistemde bir hata olduğuna yönelik bir uyandırma çağrısı olduğuna dikkat çekerek, "Bağımsız komisyonun raporu, mağdurların ve hayatta kalanların ifadeleri, sadece DSÖ'ye değil, tüm kurumlara sistemde bir sorun olduğuna dair bir mesajdır. Hepimiz sarsıldık, hepimiz üzgünüz" ifadelerini kullanan Gamhewage, DSÖ'nün tecavüz iddialarını, soruşturması için ulusal makamlara ilettiğinin altını çizdi.
83 DAVA DOSYASININ TAMAMINI BM SORUŞTURMA SERVİSLERİNE TESLİM EDECEĞİZ
Ayrıca, cinsel istismarın dünya çapındaki acil durum operasyonlarında genellikle eksik bildirildiğine inandığını belirten Sri Lankalı doktor Gamhewage, DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'un bağımsız bir soruşturma başlatarak BM'de "radikal olarak farklı bir yaklaşım" benimsediğini aktardı. Komisyonun, yalnızca DSÖ çalışanları veya yüklenicileri tarafından yapılan suistimalleri soruşturma yetkisine sahip olduğundan, DSÖ'nün 83 dava dosyasının tümünü eylem için BM araştırmacılarına göndermeye hazırlandığını belirten Gamhewage, "Diğer BM kurumları için çalışan failler olabileceğinden, 83 dava dosyasının tamamını BM soruşturma servislerine teslim edeceğiz. Bunlar, şu anda DSÖ ile tanımlanmayan 62 vaka dosyasını içeriyor ve faillerin nerede olurlarsa olsunlar cezalandırıldığından emin olmalıyız" ifadelerini kaydetti.
Şüphelilerin adlarının, potansiyel çalışanları tarayan sistem çapında bir araç olan BM "ClearCheck" veri tabanına yüklendiğini bildiren Gamhewage, "Bu o kadar ciddi ki, bu kişililerin sistemimize ve diğer BM kurumlarında yeniden işe alınmasını önlemek istiyoruz" dedi.