Karaciğer yağlanması erkeklerde, kadınlara göre 2 kat daha yaygındır. Yağlı karaciğer hastalığı sinsi ve ilerleyici bir hastalıktır ve hala sınırlı bir teşhis ve tedavi yöntemlerine sahiptir. Aşırı kilo, karaciğer yağlanmasında en büyük risk faktörüdür.
Yağlı karaciğer hastalığının belirtileri nelerdir?
Yağlı karaciğer, hastalığın çok geç evrelerine kadar sessizce gelişir, bu nedenle hastaların büyük çoğunluğu hastalığa sahip olduklarının farkında değildir.
Yağlı karaciğer hastalığının belirtileri şunlardır:
- Karın ağrısı ve şişkinlik hissi,
- Karın ve bacak şişmesi (ödem),
- İştah kaybı,
- Mide bulantısı,
- Sarılık,
- Yorgunluk,
- Güçsüzlük.
Karaciğer yağlanmasını önleyen bir ilaç yoktur, bu nedenle diyabet, hipertansiyon ve aşırı kolesterol gibi tüm metabolik faktörlerin doğru şekilde yönetilmesi ve tedavi edilmesinin yanı sıra sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmak ve gerekirse kilo vermek oldukça büyük bir önem taşıyor.
Bu nedenle uzmanlar bu yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasını tavsiye ediyor:
Hamur işleri
Hamur işleri, makarna ve hazır kek ve kurabiyelerin tüketiminden kaçınmak, yalnızca karaciğer sağlığını korumak için değil, aynı zamanda sağlıklı bir kilo için de önemlidir. Çalışmalar, küçük tüketimlerin bile karaciğer yağlanmasını tetikleyebileceğini gösteriyor.
Her gün paketli hamur işleri tüketmenin vücut için farklı olumsuz sonuçları da vardır. Paketli hamur işleri ve fast food tüketimi artan depresyon ve tip 2 diyabet riski ile ilişkilidir.
Tuz
Yüksek sodyum alımı karaciğerde şekilsiz hücreler, daha yüksek hücre ölümü oranları ve daha düşük hücre bölünmesi oranları gibi bir dizi olumsuz değişikliğe yol açarak karaciğer yağlanmasına yol açabilir.
Kırmızı et
En iyi diyet her zaman meyve ve sebzeler açısından zengin, kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketiminin az olduğu Akdeniz diyetidir. Meyve ve sebzelerde büyük miktarda bulunan polifenoller açısından zengin bir diyet ve kırmızı etin azaltılması, karaciğer yağlanmasının azalmasında temel bir role sahiptir. Polifenoller üzüm, çilek, ahududu, nar ve yaban mersini gibi meyvelerde, pancar, patlıcan, domates ve soğan gibi bazı sebzelerde, baklagiller ve tam tahıllarda bulunur.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2015 yılında kırmızı eti olası bir kanserojen olarak sınıflandırmış ve tüketiminin haftada 500 gramı geçmemesini tavsiye etmiştir.
Alkol
Alkol vücut için toksiktir, bu yüzden vücut mümkün olan en kısa sürede ondan kurtulmaya çalışır. Vücutta birikmemesi için onu metabolize etmekten karaciğer sorumludur. Alkol aşırı kalori sağlar ve sürekli tüketimi karaciğerde birikerek iltihaplanmaya ve hücrelerin yok edilmesine neden olan iltihaplı maddelerin oluşumuna neden olan yağa dönüşmesini tetikler.
Bu durum zamanla karaciğer yağlanmasına neden olur, akut alkolik hepatit oluşabilir ve ağır vakalarda siroz oluşabilir. Bireysel duyarlılık değişebilir ve toksik etki kadınlarda erkeklerden daha fazladır.
Şekerli içecekler
Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı esas olarak sağlıksız bir diyetten kaynaklanır. Bu nedenle şeker yükü çok yüksek olan karbonhidratların alımını kısıtlamak, özellikle de şekerli içecekleri diyetten çıkarmak oldukça büyük bir önem taşıyor. Bunlara doğal olsalar bile meyve suları ve smoothieler de dahildir.
Meyve suları lif içermediğinden, vücutta şeker dalgalanmalarına neden olacak çok miktarda serbest şeker içerir, bu nedenle istisnai durumlar dışında her zaman meyvenin tamamını tüketmek en iyisidir.