Avrupa, daha önce görülmemiş bir kaosa adım adım sürükleniyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde aşı programları gittikçe yavaşladı. Bazı ülkelerde ayaklanma patlak verirken aşı fiyaskosu nedeniyle öfke hakim.
Yetkililerin yaptığı bir açıklama, görülmemiş bir öfkenin fitilini ateşledi. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana uygulanmamış sistemin getirilmesi, hoşgörüsüyle nam salmış halkı çılgına çevirdi.
Bu hafta Hollanda'da kilitlenme karşıtı protesto gösterileri birçok şok edici görüntüye sahne oldu. Ancak bunlardan biri, yalnızca Hollanda'yı değil, tüm dünyayı şoke etti.
Geçtiğimiz Pazar günü, ülke çapında 21.00'de sokağa çıkma yasağı getirilmesine karşı Eindhoven kentinde düzenlenen protesto sırasında, bir polis kamyonu, tazyikli suyu genç bir kadına sıktı.
Bu sert müdahale sonrasında genç kadın havaya fırladı ve hemen arkasındaki duvara sert bir şekilde çarptı. Ardından yere yığıldı ve kan revan içinde kaldı.
İsminin Denisa Stastna olduğu ortaya çıkan genç kadının, polisin sert müdahalesi sonrasında kafatasının kırıldığı ve 15'ten fazla dikiş atıldığı ortaya çıktı.
Polisin açıklamasına göre o ve erkek arkadaşı, sokağa çıkma yasağı karşıtı protestoların birkaç saattir sürdüğü şehrin bu bölgesini terk etme talimatlarını görmezden geldiği için hedef alındı.
Eindhoven şehrinde kaydedilen bu görüntüler, Hollanda polisinin hiçbir uyarıda bulunmadan yoldan geçen bir sivile uyguladığı kanlı müdahaleyi gözler önüne serdi.
Olayın videosu hızla viral hale geldi. Dünyadaki en liberal, hoşgörülü ve medeni ülkelerden biri olarak parmakla gösterilen bir ülkede, ani şiddet patlamasıyla şaşkına dönen halk tarafından yüz binlerce kez paylaşıldı.
Bu hafta, normalde yasalara saygılı binlerce vatandaşı, polise molotof kokteylleri, havai fişekler ve ellerine ne geçerse onunla saldıran bir isyan ve yağma çılgınlığına katıldı. 400'den fazla kişi tutuklandı ve 5 bin 700 para cezası kesildi.
Hollandalı gazeteci Fleur Launspach, Daily Mail için kaleme aldığı makalede, şu ifadeleri kullandı: "Dünyayı şaşkına çeviren bu görüntüler kesinlikle şu soruyu akla getiriyor:
Hollanda gibi barışsever bir ulus, salgın ve amansız tecritleri denetlemek için gittikçe artan otoriter bir yaklaşımla bu kadar aşırılıklara sürüklenebilirse, Avrupa'nın başka yerlerinde de sokaklarda benzer sahneler görmeyi bekleyebilir miyiz?"
Bu olağandışı tepkiyi harekete geçiren şey, Hollanda'da hükümetin geçen Cumartesi günü, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana akşam 21.00'den sabaha karşı 04.00'e kadar olan ilk sokağa çıkma yasağını getirmesiydi.
Amaç, koronavirüsün yayılmasını azaltmaktı, ancak Hollanda halkını şaşkına çevirdi çünkü enfeksiyon oranlarının gerçekten düştüğü bir zamanda uygulandı.
Ancak bu tepki kısa sürede çok daha kötü bir şeye dönüştü. Ertesi öğleden sonra yüzlerce kişi, hızla şiddete dönüşen bir gösteriyi protesto etmek için Amsterdam'ın Müze Meydanı'nda toplandı.
Protestolarda çevik kuvvet polisi kalabalığa tazyikli su sıktı, protestocular da taş ve havai fişek fırlatarak tepki verdi.
Şiddet, işlek Rotterdam limanı da dahil olmak üzere ülke çapındaki diğer büyük şehirlere ve ardından geceleri daha küçük şehir ve kasabalara yayıldı.
Gece haberleri yanmış arabaların, yağmalanmış dükkanların ve polisin göz yaşartıcı gaz ateşlemesinin görüntülerini yayınlarken, Hollanda polisi bu rahatsızlıkları, işgalcilerin ve yetkililerin önerilen konut reformu konusunda çatıştığı 1980'den beri gördüğü en kötü isyanlar olarak nitelendirdi.
Eindhoven belediye başkanı John Jorritsma, ülkenin "iç savaşa doğru gittiğini" ilan ederek daha da ileri gitti. Yakın zamana kadar Hollanda'da böyle bir dilin kullanılması düşünülemezdi.
Geçen yıl ilk tecrit için halk tarafından genel destek varken, bu durum zayıflamış bakanların karışık mesajlar yaymasının ve özellikle kasvetli bir kışın ortasında uzun süredir devam eden bir tecrit uygulamasının ardından değişti.
Başbakan Mark Rutte ve iktidardaki VVD partisi yavaş bir aşı uygulamasına yönelik eleştirilerle karşı karşıya ve halkın normale dönme umutlarını kırıyor.
LETONYA
Avrupa'daki öfke Hollanda ile sınırlı değil. AB'nin üç eski Sovyet Baltık devletinin en büyüğü Letonya'da aşı kaosu yaşanıyor. Yetkililer iki milyon insanın toplu aşılamasının Nisan'dan önce başlamayacağını kabul etti.
POLONYA
Polonya'da da büyük bir huzursuzluk hakim. 38 milyonluk nüfusun sadece 1,1 milyonu aşılandı. Tıp merkezlerindeki uzun kuyruklar mutsuzluğu artırdı ve protestolara neden oldu.
DANİMARKA
Danimarka'da halk, Başbakan Mette Frederiksen'in fotoğrafını yakacak kadar öfkeli. 5,8 milyon nüfusun yüzde üçüne denk gelen 228 bin 875 kişiye aşı yapıldı. Sağlık çalışanlarının randevuları ertelendi.
İRLANDA
İrlanda'da öfke yükseliyor. 4,7 milyon nüfusun sadece 161 bin 500'ü aşıladı ve sağlık personelinin aşılanması ertelendi.
LİTVANYA
Litvanya'da ise Temmuz ayına kadar kitlesel aşılama olasılığı yok. Şimdiye kadar 2,8 milyonluk nüfusta yalnızca 91 bin 794 kişi aşılanmış durumda. Bakım evlerinde ilk aşı iğneleri daha geçen hafta başladı.