Dünyayı Kurtaran Davos

Berat Onur

Geçtiğimiz günlerde Dünya Ekonomik Forumu’nun her sene karlar altındaki Davos’ta tekrarladığı buluşmalar gerçekleşti. 

Trump’ın Hükümet kapanması sorununu bahane ederek katılmadığı bu seneki Davos’ta aslında birçok dünya lideri de mazeret bildirerek katılım göstermediler. Bu açıdan eski yıllara nazaran, bu yıl daha sakin bir buluşmaydı denebilir.
Ancak belli başlı liderler katılmamış olsa bile, bu seneki Davos buluşması insanlık tarihi adına çok daha derin ve önemli konuların ele alındığı bir hale büründü. 

Öyle olsa da, konular sadece ele alınmakla kalıyor, ya gerisi? Networking (bizbize pekmez olma durumu yani), linkedin sayfalarını donatan “etkin insanım”post’larıdır. 

Artık Davos’un mevzulara derinlemesine çözüm üreten aksiyonlardan ziyade, derin PR kokan, karlı dağların astronomik pahalı ortamlarından “story” yapan kurumsal zevatla dolup taştığı aşikardır. 
Mesela, “gezegenimizin geleceği” gibi çok ciddi bir konu için forum, panel vs yapıldı. Bence “Dünyayı Kurtaran Adam” filmindeki Cüneyt Arkın, bu misyona, Dünyayı Kurtaran Davos zevatından daha yakın olabilir. Öyle ki, ele alınan konulara aşırı soğuk bir kasabada bol kürklü kıyafetleri ile çözüm ürettiğini satanlar, sahte uzaylı canavarlar gerçekliğindeki inandırıcılıktan bile uzaklar. 

İklim değişikliğinin yansımaları gümbür gümbür doğa olaylarıyla -ki en son Antalya’da yaşanan devasa hortum bir örneğidir- ortaya çıkmışken, Dünyayı Kurtaran Davosçu zevat özel jetlerini dünyanın her tarafından fosil yakıtlarla uçurmaya devam etmekteler. Ne de olsa gezegen kendileri için var, geze geze bitiremiyorlar. O yüzden Davos zevatına gezegenin geleceği meselelerinde “otur yerine, sıfır” diyorum.

Bu seneye damga vuran başka bir konu ise Endüstri 4.0. Ben ne anlama geldiğini söyleyeyim; Gelişmiş ülkeler 4, az gelişmiş ülkeler 0. 

Ortaya çıkan yeni üretim teknolojileri artık sanayileşme yönünde adım atacak ülke ve ülkecikler için maalesef rekabette 4 gol yiyip hiç gol atamayacakları bir maça dönüşmeye gidiyor. Üretimdeki insan faktörü iyice azalarak, nesnelerin interneti (IoT) beraberinde birçok üretim sürecini ağ bağlantısı ile daha hızlı otomasyona dönüştürür iken, insan etkisinin asgariye ineceği günler çok yakın. Yani? Eskiden ucuz işgücü nedeniyle oluşturulan deniz aşırı üretim operasyonları artık iş gücüne o kadar da gerek kalmaması nedeniyle daha büyük ölçekli olarak gelişmiş ülkelere geri gelecek. 

Malum sınır duvarları, gümrük ve ticaret savaşları hikayesinin altındaki temel teknolojik devrimin ne olduğu biraz daha ortaya çıkmaya başladı. Zaten forumlardaki tartışmalara bakınca, Dünyayı Kurtaran Davosçu zevatın, 4.0 bitecek maçın sonunda az gelişmiş ülkelerin öfkeli taraftarlarının sahaya inmesinden nasıl korunabiliriz derdinde oldukları anlaşılıyor. 

Gerçi onlar bunu tartışırken kendi tribünlerinden “sarı yelekliler” sahaya inmişti bile ama neyse.
Benim anladığım Davos’ta meşgul olunan gündem, “artık eskisi kadar insan gücüne ihtiyaç kalmayacak, bunca boşa çıkacak insanın ne yapılacağıdır”. 

En uçuk önerileri zaten ülkemizdeki komplo teoriciler, tercüme edip, konuşuyor. Eskiden insanları uyuşukluğa sevk ettiği için yasak olan bazı bitkilerin yasal hale getirilerek yaygınlaşması ve böylelikle boşta gezen işssiz insan nüfusunun bitkiyle(!) sakinleştirilmesi gibi gündemler var. Yani işi gücü olmayan insanların sakin sakin yaşayıp, ayda çok cüzi bir para ödediği TV içeriğinde binlerce dizi ve filmi izleyerek veya viral yapılmış internet oyunlarıyla intihara kadar sürüklenip hem de tükettiği ucuz yapay gıdalarla dünyaya erkenden veda edeceği bir plan varsa şaşırmam. 
Nacizane tavsiyem size dayatılan içeriklere kanmayın, ekran başında geçirilen zaman kayıp zamandır. Dışarı çıkın, güneşin gıdasını tüketin, sanatla ilgilenin, bol bol okuyun, okuduklarınızı dostlarınızla sohbet edin, bağımsız sinemalara gidin, tiyatro izleyin, spor yapın ve yaptırın. En iyi bildiğiniz konudaki en ileri teknolojiyi araştırın, bulun, geliştirin ve uygulayın.

Tipik komplo teoricisi esnafı kapanışı da yapayım: Oyun büyük, en korktukları şey yapıştığınız koltuktan kalkıp, sürekli baktığınız ekranları ve içeriği terk ederek hayata açılmanız. Maçın gidişatını değiştirmek sizin iradenizde.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.