Doğu Akdeniz’de ekonomik çıkar ve jeopolitik egemenlik hamleleri sürüyor.
Rus Lukoil firması Doğu Akdeniz’de Mısır’a ait ZOHR sahasının yüzde 30’unu satın aldı. Novatek, Lübnan’da İtalyan ve Fransız enerji şirketleriyle birlikte rezerv arama çalışmaları için konsorsiyum kurdu.Bundan 9 yıl önce Rusya Esad rejimine destek karşılığında Banyas’tan Tartus’a kadar Suriye’nin kıyı kesiminde 25 yıllık sondaj hakkının Rus enerji firmalarına verilmesini sağladı.
Rusya, aynı anda İsrail ile işbirliğini geliştirdi…Ve Tamar ve Leviathan sahalarındaki gazın bir kısmını LNG olarak Avrupa yerine Doğu Asya pazarına satmayı planladı…İtalyan ENİ Firması bölgede alan genişletiyor.
ABD Kara Kuvvetleri Komutanı ani bir ziyaretle Güney Kıbrıs’a gitti ve Askeri üssü kopardı. ABD’nin, Güney Kıbrıs’a konuşlandırdığı 130’dan fazla F-35’den söz ediliyor .Güney Kıbrıs’ta , İngiltere , Fransa ve İtalya’nın askeri üsleri var.Karşılığında İtalyan ve Fransız enerji şirketleri arama hakkı elde etmişti. Ulusötesi Şirketler bu havzalara milyon dolarlar yatırdılar. Daha tam bir geri dönüş alamadılar. Yatırımlar da devam ediyor. Şimdi bölgede ABD ve Rusya’nın gelecekte istikrarın nasıl sürebileceğine dair okumaları ve buna göre alacakları tavırlar öne çıkacak.
Türkiye Doğu Akdeniz’de Bölge ülkeleri tarafından dışlanırken AB ve ABD tarafından da sondaj faaliyetine başlaması nedeniyle sert bir şekilde ikaz ediliyor.Bu gerilimin nereye kadar tırmanacağı ise merak konusu. Bölgedeki askeri yığınak artıyor.
Ancak görünen o ki bu ticari paylaşım coğrafyasında öncelikle çatışma değil hedef ülkeleri çevreleme ve blokaj olur. Bu çevreleme ve blokaj ise bölgede batının bölge için yaptığı ticari gelecek planlarını bozabilecek ülkeler için düşünülür ve mutlaka uygulanır. Doğu Akdeniz’deki son durumun özeti budur.
Yazıyı kaynağında okumak için tıklayın