İBB Başkanı İmamoğlu, niye çıktığını tam anlayamadığımız Karadeniz gezisinde otobüse aldığı gazetecilerin eleştirilmesine, “Vız gelir, tırıs gider!” dedi. Bir Zamanlar Çukurova dizisinde “usûletle ve suhûletle” işleri hâlleden Fekeli’ye benzettiğim İmamoğlu, artık “hızlı ve öfkeli” ilerlemek niyetinde gâliba.
Keşki “her gıcılayan arabaya binen” gazetecilerle poz vermeyi, böyle savunmasaydı; keşki “vız gelir, tırıs gider” ifâdesini kullanan dâmâdın âkıbetini unutmasaydı!
Erdoğan’dan sonra cumhurbaşkanlığına hazırlanan Berat Albayrak, 28 Eylül 2016’da Moody's'in not düşürme karârıyla ilgili olarak şöyle demişti:
"Birileri, bir operasyon yapmaya çalışıyor. Birileri, bir algı peşinde. Biz, işimize bakacağız. Bir iktisatçı olarak söylüyorum, vız gelir, tırıs gider!"
Hangi aklı başında iktisatçı bunu der ki? Arkasından eklemişti, büyük iktisatçı:
"2020'ye kadar çok stratejik adımlar atacağız.”
Hakîkaten çok stratejik adımlar attı. Pelikanlardan ordu kurdu. En stratejik adımını, 8 Kasım 2020’de gördük. Otobüsüne aldığı pelikanlar bile sessizliğe büründüler. İki buçuk yıldır bu çoook stratejik adımı anlamaya çalışıyoruz.
Bizim ülke, biraz tuhaf. Yoldan bir adam çevirip, “Cumhurbaşkanı olsan ne yaparsın?” diye sorsan hemen yapacaklarını sıralar. Birisi de çıkıp, “Benden Cumhurbaşkanı olmaz” demez.
“İBB’yi alan Türkiye’yi alır” sözü, kulağa hoş geliyor. Erdoğan önce İBB’yi, sonra Türkiye’yi aldı. İyi de arada, yirmi yıl ve iki Cumhurbaşkanı var. İstanbul’u kirli havadan, çöpten, trafik çilesinden kurtaran Erdoğan gerçeği var. 27 vatandaşın canına mâl olan Hekimbaşı Çöplüğü enkâzı altında kalan sol belediye gerçeği var. 2000 krizi sonrası ekonomiyi düzelten AK Parti gerçeği var. Erdoğan’ın boyuna posuna oy vermemiştik yâni.
Ziyâ Paşa’nın güzel bir mısrâı var:
“Bûseden sonra kenâr ister, visâl ister gönül”
İmamoğlu, bûseden sonra hemen visâl istiyor. Yedi aylık gibi, beklemeye niyeti yok. Bir an evvel doğmak istiyor. İBB’yi alınca Türkiye’yi alacağını zannediyorsa yanılıyor. Daha belediye başkanlığında rüştünü ispat etmeden Cumhurbaşkanlığına heveslenmesi, büyük hatâ. Hele de altılı masadan ayrı hareket ederse doğmayacak, düşük yapacak.
Yok yok, düşük bile değil! Millet ittifâkından bağımsız hareket etmesi, düpedüz dış gebelik!