Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in ölümünün 12. yıldönümüydü, 5 Kasım günü. Günün anlam ve önemi dolayısıyla basında Ecevit’in röportajları yer aldı.
Ecevit, vefatından önce anılarını anlattığı gazeteci Mehmet Çetingüleç’in Ecevit’in 76. yaş gününde düzenlenen “Ecevit'in Anıları-12 yıl saklı tutulan veda sohbetleri” isimli kitabı,birçok Ecevit röportajına referans olmuştu.
Kitapta Ecevit’in özel yaşamı,duygu ve düşünceleri yer almış,siyasi yaşamıyla ilgili perde arkası aydınlanmıştı.
İşte kitapta yer alan bir röportajdan kesitler:
“LAİKLİĞİN GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNDUM”
Büyük bölümü siyasetle geçen 76 yılı geride bıraktınız. Neler hissediyorsunuz; bir muhasebe yapabilir misiniz?
BÜLENT ECEVİT: Siyasal yaşamımda birçok güçlükle, engellerle karşılaştım; ama Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümüne ve dış ilişkilerine katkıda bulunabildim. Demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde demokrasi mücadelesi verebildim. İçtenlikli dindarların duygularını incitmeksizin laikliğin gelişmesine katkıda bulundum. İşçi hakları için verdiğim uğraşlardan sonuç alabilmenin mutluluğunu duydum. Kıbrıslı Türklerin özgürlüğüne katkıda bulunabildim. Demokratik sol hareketin oluşumu için çalıştım. Demokrasinin gereği olan uzlaşı kültürünün gelişmesine yardımcı oldum. Bu gibi etkinliklerimi anımsayınca, siyasal yaşamımın boşa gitmediğini düşünüyorum.
Siyasetçi olarak yaşamaktan mutlu musunuz? Sadece edebiyatla uğraşmayı tercih eder miydiniz?
ECEVİT: Sırf siyasetçi olarak yaşamak da, sırf edebiyatla uğraşmak da benim için manen doyurucu olmaz. Yaşam tekdüze değildir, çok boyutludur. Bir siyasetçinin yaşamı salt siyasetle dolu olursa, onun topluma yararı sınırlı kalır. Veya bir edebiyatçının yaşamı salt edebiyatla dolu olursa onun esin kaynağı kurur.
Siyasetin öteki yüzünde ne görüyorsunuz?
BÜLENT ECEVİT: Siyaset özveri gerektiren çetin bir uğraştır. Siyasete giren kişi, her çileyi, her ihaneti, her yenilgiyi göze almalıdır.
‘BENİ EN ÇOK ÜZEN,İNSANLARIN ÜZÜLMESİDİR’
En çok neyi özlüyorsunuz?
BÜLENT ECEVİT: Rahşan’la birlikte kırlarda yürüyebilmeyi, görünmeden dolaşabilmeyi, daha çok okuyabilmeyi, şiire ve sanat etkinliklerine daha çok vakit ayırabilmeyi ve Türkiye’nin tarihsel zenginliklerini daha yakından görebilmeyi özlüyorum.
Sizi ne mutlu eder, ne üzer?
BÜLENT ECEVİT: Beni en çok mutlu eden, insanlığın mutluluğuna katkıda bulunabilmektir. Beni en çok üzen de insanların üzülmesidir.
Hayalleriniz gerçekleşti mi?
BÜLENT ECEVİT: Ben hayal kurmaktan çok tasarım kurmakla tatmin olurum.
‘TÜRK HALKININ OLAĞANÜSTÜ YETENEKLERİNE GÜVENİYORUM’
Türkiye’nin ufkunde neler görüyorsunuz?
BÜLENT ECEVİT: Türkiye’nin ufkunu aydınlık görüyorum. Çünkü Türk halkının olağanüstü yeteneklerine güveniyorum.
Teknoloji çağından bilgi çağına girilen bu yüzyılda yeniden doğmak ister miydiniz?
BÜLENT ECEVİT: Her çağın kendine özgü güzellikleri ve zenginlikleri vardır. Teknoloji ve bilgi çağının olanaklarını olabildiğince değerlendirmek gerekir. Ama teknolojiye ve bilgiye kendimizi fazla kaptırıp da bilimin ve felsefenin değerini unutmamalıyız. Bilimin ve felsefenin kazanımları çağcıl değil kalıcıdır.
Yeniden dünyaya gelseniz ne yapardınız? Yine siyasetçi olmayı mı tercih ederdiniz?
BÜLENT ECEVİT: Sorunları büyük ölçüde çözülmüş ve hakça bir düzene kavuşmuş bir ülkeden yeniden doğsa idim yine siyasetçi olmayı düşünmeyebilirdim.
Hayatı dolu dolu yaşadığınızı düşünüyor musunuz?
BÜLENT ECEVİT: Yaşadığım kadarıyla Allah’a şükrederim.
Yeni yaşınızda yeni başlangıçlar yapmayı düşünüyor musunuz?
BÜLENT ECEVİT: Eğer vaktim olursa daha yapmak istediğim şeyler var. Bunların başında nüfusumuzun hala yaklaşık yarısını, ama en yoksul kesimini oluşturan köylümüzün kalkınması için uğraşmak geliyor. Onun içindir ki bu yaşımda Köy-Kent hareketini başlatmaya çalışıyorum.
“RAHŞAN’I YENİDEN BULABİLİR MİYİM”
Ecevit çifti Türkiye’de sadakatin sembolü olarak görülüyordu. Aralarında yılların yıpratamadığı güçlü bir bağ vardı. Bülent Ecevit, spiritüalistlerin reenkarnasyon inancına ihtimal vermiyordu, ama öldükten sonra Rahşan Hanımla buluşma konusunda güçlü bir istek duyuyordu:
BÜLENT ECEVİT -Öldükten sonra yeniden yaşama dönme konusunda bir teşhise varmak zor. Hatta olanaksız. Allah’ın nasıl düzenlediğine bağlı bir şey. Ama Hint felsefesinde, düşüncesinde vardır reenkarnasyon. Bir temenni, olursa diye. Keşke olabilse. İçimden hep geçer; yeniden canlanma, yeniden dirilme diye bir olay varsa, Rahşan’ı yeniden bulabilir miyim acaba, diye. Sonra o da beni ararmış!...
RAHŞAN ECEVİT-Yani o iş olur mu, olmaz mı bilmiyorum tabi ki ama olursa acaba nasıl
bulurum diye bir şeyler düşünmeye çalışırım.