"Ekonomi iyi yönetilmediği için TL değer kaybedecek" yazan cezalandırılacak mı

Bankacılık yasa tasarısında neler var

TBMM’ye gelen yasa teklifinde tanımı yapılmayan “manipülatif ve yanıltıcı işlem” ile “sistemi tehlikeye düşüren” bankacılara ceza verilmesi maddeleri bankacıları tedirgin etti.

DW Türkçe’den Erdal Sağlam, konuyla ilgili analizinde, yeni bankacılık yasa tasarısını ele aldı.

BANKACILARI ŞAŞIRTTI

Sağlam şu ifadeleri kullandı:

“Bir süredir beklenen yeni bankacılık yasası teklifi, tanımı belirsiz suç ve ağır ceza maddeleriyle TBMM’ye sunuldu. Bir süredir iktidar tarafından üzerlerindeki baskının arttırıldığını düşünen bankacılar, bu yasa teklifini de yeni bir baskı aracı olarak yorumluyorlar.

Bankacılıkla ilgili düzenlemelerde daha önce Hükümet ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankalar Birliği kanalıyla bankaların görüşlerini alırdı. Bu kez bankacılara hiçbir şey sorulmadı. Haberlerden öğrendikleri yasa teklifinin metnini yeni gören bankaların hukukçuları ve ilgili birim yetkilileri, bütün hafta sonunu maddeleri incelemekle geçirdiler. Pazartesi günü bankaların bir araya gelerek ortak görüş oluşturmaya çalışacaklarını öğrendik.

Konuyla ilgili bilgi veren bankacılar, ulaştıkları yetkililerin kendilerine ‘Artık yasa teklifleri hükümetten değil, milletvekillerinden geliyor’ dediklerini, bunu da görüş sorulmamasına gerekçe gösterdiklerini söylediler. Halbuki yasa teklifi metnine bakıldığında, teklife imza atan milletvekilleri tarafından hazırlanamayacağı açıkça görünüyor.

Bankacılar yaptıkları ilk incelemede yasada yer alan mevcut cezaların her yıl enflasyon oranında artırılırken, bu kez yasayla çok ağırlaştırılmış biçimde artırıldığını söylediler. Teklifte ticari işletmelerle bankaların ilişkilerinde alınacak ücret ve komisyonların Merkez Bankası tarafından belirleneceği maddesi de bankacıları çok şaşırttı. Bireysel kredilerde zaten devletin belirlediği faiz oranları ve ücretlerin alındığını hatırlatan bankacılar, ticari kredi ilişkisinde devletin belirleyiciliğinin piyasa kurallarına aykırı olduğu görüşündeler.

TANIMI YAPILMAMIŞ YENİ SUÇLAR

Sağlam şöyle devam etti:

“Yasa teklifinin en şaşırtıcı maddesi ise bankacılık faaliyetleri konusunda yeni suç oluşturan maddeler ve bunlara verilecek cezalar oldu. Teklif ile ‘manipülatif ve yanıltıcı işlemler’ yapan bankalara ceza verilmesi öngörülüyor. ‘Bankacılık sistemini tehlikeye düşüren işlemler’ yapan bankacılara da ağır cezalar getiriliyor.

Hangi işlemlerin "manipülatif” olduğu, "yanıltıcı işlem”in ne olduğu, "bankacılık sistemini tehlikeye düşüren işlemler” yapmanın ne anlama geldiğinin bilinmediğini kaydeden bankacılar, ‘Bunlar tanımı yapılmamış, yoruma açık ve duruma göre değişebilecek işlem ve eylemler’ yorumunda bulundu. Bankacılık çevreleri, görüşlerine başvurdukları hukukçuların yeni bir suç tanımının ancak yasayla yapılması gerektiğinin altını çizdiklerini, yasada öngörülen tanımların içinin doldurulması işleminin BDDK’nın yetkisine bırakılmasının hukuka uygun olmadığı görüşünü savunuyorlar.

Son aylarda iktidara yakın medyada ekonomiyi eleştirenlere karşı yaptırım uygulanmasının tartışıldığını, eleştirenler için “terörist” tanımının yapılmasının gündeme geldiğini kaydeden bir bankacı, BDDK’nın yapacağı tanımın merakla bekleneceğini söyledi. Bankacı, “Örneğin tasarruf sahibinin ‘Gerçeğe aykırı şekilde yönlendirilmesi' kapsamına sosyal medyada ‘Ekonomi iyi yönetilmediği için TL değer kaybedecek' yazan birileri, dolar sonraki aylarda artmadığında yanıltıcı yönlendirme yapmış sayılacak mı?” diye sordu. Finansal piyasalarda spekülasyon ile manipülasyonun oldukça sık karıştırılan, tamamen farklı kavramlar olduğunu hatırlatan bankacı, ‘Bu çizgiyi BDDK doğru bir şekilde çizecek mi? Özellikle yapay arz veya talep ifadesi, isteyen bürokrat veya siyasinin kötü kullanımına çok açık olacak. Hazine tahvilini azaltan kuruluşa, ‘portföyünüzden satış yapıp yapay arz oluşturdunuz' veya dolar alana ‘Gün içi dolar alıp yapay talep oluşturdunuz' denmesi, bugünkü ekonomi yönetiminin piyasalara bakışıyla hiç de düşük olasılık görünmüyor’ şeklinde konuştu.”

HÜKÜMETİN KREDİ BASKISI

Sağlam, analizini şöyle noktaladı:

“Bankacıların hemen hepsinin bu yasa teklifini, ‘kendi üzerlerinde yeni bir baskı aracı olarak’ yorumlamakla birlikte, kendi isimleriyle tepki vermekten kaçındıkları gözleniyor. Bankacılar bu baskının ardında, ‘Özel bankaların hükümetin istediği kadar kredi musluklarını açmaması’nın yatmış olabileceği görüşünde. ‘Yönetim herkese kredi açılmasını istiyor ama bankalar batık hale geleceği belli olan kredileri açmaya yanaşmıyor’ diyen bir bankacı, özel bankaların tüketici kredilerini artırdıklarını ama bunun yönetimi tatmin etmediğini söyledi. Rekabet Kurumu’nun bankalara yaptığı baskınların, sigorta işlemleri nedeniyle bankalara kesilen cezaların normal görünmediğini kaydeden bir başka bankacı, ‘Tüm bunlar birleştiğinde, sektör yetkilileri yasa teklifini de bu baskıların devamı olarak görüyor’ yorumunu yaptı.

Yabancı bankaların belirsiz tanımlarla yeni suç oluşturulmasına ne diyeceğini sorduğumuzda ise bir bankacı, ‘Elbette tedirgin olacaklardır. Ancak bir süredir uluslararası kuruluş ve yabancı bankaların tepkisi gibi unsurlar yönetim tarafından zaten gözetilmiyor’ şeklinde konuştu. Aynı bankacı UniCredit'in Yapı Kredi’den çıkışının ardından yeni yabancı banka satışlarının konuşulduğunu ancak uygun fiyat bulmadan Türkiye'den çıkmalarının zor olacağını da söyledi.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri