Türkiye'de geçen yıl devreye alınan elektrik üretim kapasitesinin yüzde 97'sini yenilenebilir enerji santralleri oluşturdu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye'de geçen yıl 3 bin 446 megavat lisanslı elektrik üretim kapasitesi devreye girdi.
Bu kapasitenin 1772 megavatla yüzde 51,5'ini rüzgar enerjisi santralleri, 498 megavatla yüzde 14,5'ini güneş enerjisi santralleri oluşturdu.
Geçen yıl devreye alınan lisanslı elektrik üretim kapasitesinde biyokütle, atık ısı ve jeotermal santrallerin payı yüzde 16,6 olurken, hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 14,5 olarak hesaplandı.
Böylece, Türkiye'de 2021'de devreye giren lisanslı elektrik üretim kapasitesinin yüzde 97'si temiz enerji kaynaklarından sağlandı. Kapasitenin yüzde 3'ünü ise 101,8 megavatla termik santraller oluşturdu.
Toplam kurulu gücün yüzde 53,7'sini yenilenebilir enerji oluşturdu
Türkiye'nin toplam elektrik kurulu gücü ise 2021 sonu itibarıyla 99 bin 820 megavata ulaştı.
Toplam kurulu güç içinde termik santrallerin kapasitesi 2021'de bir önceki yıla göre 117 megavat azalarak 46 bin 192,8 megavata geriledi.
Geçen yılki kapasite artışlarının ardından hidroelektrik kurulu gücü 31 bin 492,6 megavata, rüzgar enerjisi kapasitesi de 10 bin 607 megavata yükseldi.
Türkiye'de lisanssız kapasitenin ağırlıklı olduğu toplam güneş enerjisi kapasitesi de 7 bin 815,6 megavata ulaştı.
Biyokütle, jeotermal ve atık ısı santrallerinin toplam kapasitesi ise 3 bin 711,6 megavat oldu. Böylece, yenilenebilir kaynaklar toplam elektrik kurulu gücünün yüzde 53,7'sini oluşturdu.
Rüzgar ve güneşteki büyüme hız kazanıyor
Küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlama amacı ve temiz enerji teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesi son yıllarda önemli ölçüde arttı.
Kurulu gücün yüzde 31,5'ini oluşturan hidroelektrik santralleri toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünde büyük paya sahip olmasına rağmen rüzgar ve güneş enerjisindeki büyümenin hız kazandığı görülüyor.
Son yıllarda temiz enerji kapasitesindeki artışa rağmen iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek ve hali hazırda fosil yakıtlardan daha ucuz hale gelen yenilenebilir enerjiden en üst düzeyde yararlanmak için daha fazla yatırıma ihtiyaç duyuluyor.