Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, coronavirüs nedeniyle ara verilen eğitimin yüz yüze verilmeye başlamasıyla ilgili açıklamalarda bulunurken, öğretmenlerin maaşlarının külfet olduğunu da açıkladı. Sözlerim çarpıtıldı demiş olsa da; keşke geleceğimizi emanet edeceğimiz nesli yetiştiren fedakar öğretmenlerin geçimlerine katkı sağlayacak bir zam açıklamış olsaydı...
Öğretmenler sadece alfabe öğretmez. Toplumu şekillendirir. Bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “ Öğretmenler,her fırsattan istifade ederek halkla koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibadet olmayacağını anlamalıdır.En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur.Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk Milleti yükselecektir. Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız.” gibi sıralayacağımız birçok sözünde öğretmenin önemini vurgulamıştır.
Öğretmenin aldığı maaşının külfet oluşturduğu söyleniyor...Oysa daha 20 Temmuz 2020 yılında kurulan ve teşkilatlanma çalışmalarına hızla başlayan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, eğitim ile ilgili sorunların giderilmesi ve öğretmen maaşlarının artırılması yönünde yapacaklarını parti programında önemle yer vermiştir.
Yenilik Partisinin programında eğitimle ilgili yapacağı bazı bölümlerinde yer alan “ Yönetimin, üretimin, bilginin, kültürel gelişimin ve insani kalkınmanın ana unsuru olan eğitim en büyük önceliğimiz olacaktır. Eğitimi anaokulundan üniversite bitimine kadar parasız yapacağız.
Eğitimde dijital sistemden azami yararlanacağız. Bilimsel, uygulamalı, sorgulayıcı, soyut düşünebilmeyi esas alan bir müfredata geçeceğiz. Eğitimin bütün evrelerinde; Atatürk’ü, cumhuriyetin kuruluş felsefesini, yurtseverliği, insanlığın evrensel değerleri ve birikimi ile tarihimizi, milli ve manevi değerlerimizi esas alarak, akla, bilime, özgürlüğe, ahlaka, insana, hayvana ve çevreye önem veren çağdaş bir eğitim modeli uygulayacağız. Eğitimde bilimi esas alacağız. Ölçme değerlendirme öğrencinin bir sonraki aşamadaki okuyacağı okulu belirlemek amacıyla yapılacaktır. İlk, orta ve lise öğrencilerini bulundukları aşamada aldıkları puanlara ve yatkınlıklarına göre farklı nitelikteki okullara yönlendireceğiz. Eğitimi bir lüks değil, ihtiyaç olarak ele alacağız. Bu bakımdan, her doğan çocuğun mutlaka kendi zekâ ve beceresine uygun bir eğitimden yararlanmasını sağlayacağız. Bunun için; eğitim fakültelerinin sayısını öğretmen ihtiyacına göre yeniden düzenleyeceğiz. Eğitim fakültelerinde okuyan bir öğretmen okulu bitince atanamama gibi bir sorun ile karşılaşmayacaktır.Sözleşmeli öğretmen uygulamasına son vereceğiz, halen görevde olanların mevcut kadrolara atamasını öğretim yılı başına yapacağız.Öğretmenler için KPSS sınavını kaldıracağız. Ayrıca, bu sistemde öğretmenlik sadece meslek olmayacak, aynı zamanda toplumun toptan dönüşümünü hazırlayan örnek ve saygın meslek olacağı için öğretmen ve öğretim üyelerinin maaşlarını da buna uygun düzenleyeceğiz. Eğitimi olmayan bir ülkenin ne doğru dürüst bir yönetimi ne de üretimi ve gelişimi söz konusu olabilir. Eğitimde fırsat eşitliği önündeki bölgesel, ekonomik ve sosyal engelleri kaldıracağız. 12 yıllık zorunlu eğitimde öğrencilerin ulaşım, yemek, kitap, eğitim, araç ve gereçleri devlet tarafından karşılanacaktır” gibi bu yenilikler yer almaktadır