Doğan SATMIŞ
Sabah merakla Oscar ödüllerini kimin kazandığına baktım ve sonuçlara da hiç şaşırmadım.
En İyi Film Ödülü’nü “Green Book”, yani Türkçe adıyla “Yeşil Rehber” Filmi kazandı. Film, ‘Irkçılık’ üzerine.
Adını aldığı “Yeşil Book”, çok değil bundan 50 yıl önce Amerika’nın bazı bölgelerinde siyahların seyahat etmesi halinde nerede kalabilecekleri, nerelere gidebileceklerine ilişkin özel bir rehber kitabı. Çünkü o dönemde siyahlar ülkenin güneyinde rahatça dolaşamıyorlar. Filmde de, böyle bir bölgeye seyahat ediliyor ve rehber çok işe yarıyor.
“Irkçılık” konusu, Amerikan filmlerinde çok işleniyor. Bugünlerde gösterilen ve Kennedy öldürülünce yerine yeni başkan olan Johnson’ın hayatını konu olan “LBJ” filminde de konu ağırlıkta. Amerika’da bir siyahi olan Barack Obama 2008’de Başkan seçildi ama buraya gelinceye kadar, taaa Lincoln’den bu yana yaklaşık 150 yıllık bir mücadele gerekti.
“Irkçılık” bence Türkiye’de tam olarak anlaşılmış değil. Şaşırtıcıdır ama üniversite eğitimi almış insanlar bile çoğu kez “Irkçılık” gerçeğini pek bilincinde değiller.
Mesela Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde “Irkçılık” şöyle anlatılıyor:
“İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti.”
Tanım net. Biraz etraflıca düşünülünce, bunun içine neler girebildiğini fark etmek mümkün.
“Bu Türkler”, “Bu Suriyeliler”, “Bu Araplar”, “Bu Ermeniler”, “Bu Kürtler” diye başlayan her cümle, ırkçılığa kayma potansiyeli içeriyor.
Sosyal medyada, sıradan insanlar bu tuzağa istemeseler de kolayca düşebiliyorlar.
Ama daha önemlisi, politikacıların retorikleri.
”Hitabet şehveti”yle kolayca “Irkçılığın” kırmızı çizgilerini geçiyorlar. Böyle olunca da geniş kitlelere “Irkçılık” fikirleri yaydıklarının pek farkında bile olmuyorlar.
Ama kendilerine sorunca “Türkiye’de ırkçılık diye bir problem yoktur” deyip sıyrılıyorlar.
Oysa Türkiye’de “Irkçılık problemi” hep vardı. Bunu 100 yıllık tarihimizde de defalarca yaşadık.
Ermeni Tehciri’nden, mübadelelere, Trakya Olayları’ndan 6-7 Eylül Olaylarına, Kıbrıs’tan Sıvas Katliamı’na, Güneydoğu’dan Çorum ve Kahramanmaraş Olayları’na hepsi “Irkçılık”tan filizlenmişti.
Bugünlerde de gün aşırı “Suriyelilere saldırı” haberleri duyuyoruz. Ya da Suriye’deki operasyonlar da sözkonusu oluyor.
Ya da Avrupa’daki Türklere yönelik her “Kimlik saldırısı”.
Tüm bunlar hep “Irkçılık” tabanından kaynaklanan toplumsal olaylar.
Politikacılara, akademisyenlere, gazetecilere, kısaca düşünen, konuşan, yazan her kesime düşen “Irkçılık” konusunda uyanık olmak, insanları yanlışa itebilecek her türlü söylemden uzak durmak.
“Irkçılık”la beslenen retorikleri bir kenara bırakıp, bu yılki Oscar Filmi “Yeşil Rehber” izlesinler, bu bile yeter...