Birleşmiş Milletler bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), tarafından kabul edilen ‘İklim Değişikliği 2022: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık’ başlıklı yeni raporda ‘dünyanın çoklu iklim tehlikeleriyle karşı karşıya kalacağı’ belirtildi.
Rapor, Türkiye’nin aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi olduğunu ortaya koydu.
Raporun ağustosta yayımlanan birinci kısmında iklim krizinin insanlık için artık ‘kırmızı kod’ haline geldiği vurgulanmıştı.
34 binden fazla bilimsel makaleye atıfta bulunan kapsamlı ikinci raporda 270 araştırmacı ve yazarın katkı sundu. Kısa vadeli küresel eylemlerin iklim krizinin tüm zararlarını ortadan kaldıramayacağı kaydedildi.
Rapor iklim değişikliğinin erken ölümlere, yerleşim yeri kayıplarına, gıda güvensizliğine neden olduğunu ve dünyayı ‘tahammül edilemez ve geri dönülemez risklere’ maruz bıraktığını ortaya koydu.
‘Mevcut politikalar ısınma rotasına soktu’
Raporda, küresel ısınmayı 1,5 santigrat dereceye yaklaştıran kısa vadeli eylemlerin, iklim değişikliğinin zararlarını daha yüksek ısınma seviyelerine kıyasla önemli ölçüde azaltacağı belirtildi. Ama yine de hepsini ortadan kaldıramayacağı vurgulandı.
Mevcut emisyon politikalarının ve taahhütlerin, dünyayı yaklaşık 2,3-2,7 santigrat derecelik ısınma rotasına soktuğu belirtildi.
Hayatı tehdit edecek
İklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zararların, daha fazla ısınmayla hızla artacağı ve insanların ve doğanın buna uyum sağlayamayacağı risklerin ortaya çıkacağı kaydedildi.
Raporda, “Emisyonlar yalnızca şu anda planlanan oranda azaltılırsa, ortaya çıkan sıcaklık artışı gıda üretimini, su kaynaklarını, insan sağlığını, kıyı yerleşimlerini, ulusal ekonomileri ve doğal dünyanın çoğunun hayatta kalmasını tehdit edecek” dendi.
Bunu önlemek için ‘daha hızlı emisyon kesintileri’ istendi.
‘İnsanlar fiziksel ve zihinsel olarak mustarip’
Dünyanın her yerinde insanların iklim değişikliğinin fiziksel ve zihinsel sağlık etkilerinden mustarip olduğu belirtilirken, aşırı sıcaklıkların her noktadan insanları öldürdüğü kaydedildi.
Rapora göre iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olayları travmaya da neden oluyor. Örneğin orman yangını dumanına daha fazla maruz kaldıkça kalp ve solunum sorunları ortaya çıkıyor. Raporda bazı hastalıkların daha yaygın hale geldiği ve yeni alanlara yayıldığına da değinildi.
‘İnsani krizler daha da kötüleşiyor’
Sel ve kuraklık gibi aşırı hava olayları ve buna bağlı gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmenin de insani krizleri kötüleştirdiğine yer verilen raporda, iklim değişikliğinin insanları evinden ettiği ve bazı durumlarda şiddetli çatışmaları uzattığı ve kötüleştirdiği kaydedildi.
Bulguların, iklim değişikliğinin bireyleri, özellikle kadınları ve daha yoksul insanları etkilediğini, onları daha da yoksullaştırdığını gösterdiği belirtildi.
Kentler daha savunmasız
Buna göre, kentlerde yaşayan insanlar, daha güçlü ısı dalgalarından ve altyapıya verilen zararlardan da özellikle etkileniyor. Mevcut ‘sürdürülemez kalkınma kalıpları’nın, insanları ve doğayı iklim değişikliğine karşı daha savunmasız hale getirdiği belirtildi.
‘Dünyaya verdiği zarar, fark edilenden daha büyük’
Raporda “İklim değişikliğinin dünyaya verdiği zarar, daha önce fark edilenden daha büyük. İncelenen tüm türlerin yarısı yaşam alanlarını değiştirdi; birçoğunun yerelde nesli tükendi ve bazı türler iklim değişikliği nedeniyle tamamen yok oldu” denirken, bunların iklim değişikliğini halihazırda gerçekleşmiş ve geri döndürülemez etkilerine birer örnek olduğu söylendi.
Hayvan ve bitki ölümleri
Son olarak aşırı sıcaklıkların, hayvanların ve bitkilerin toplu ölümlerine neden olduğunun ve ekosistemlerde yaygın bozulmaların olduğunun aktarıldığı raporda acil eyleme geçilmesi gerektiği söylendi.
Raporda şöyle dendi: “Bilimsel kanıtlar çok açık. İklim değişikliği, insan refahı ve gezegenin sağlığı için bir tehdit. Uyum ve sera gazını azaltmak konusunda ileriye yönelik müşterek küresel eylemde daha fazla gecikme, herkes için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir geleceği güvence altına almak için kısa ve hızla kapanan bir fırsat penceresini kaçırmaya neden olacak.”
Türkiye, Avrupa’nın en kırılgan ülkesi
Yeşil Gazete’nin haberine göre rapor, Türkiye’nin aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi olduğunu ortaya koydu. Ülkede yüksek emisyonların devam etmesi durumunda taşkınlar, kuraklık, sel ve toprak kayıpları meydana gelebilir.
Raporda atıfta bulunulan bir çalışma, Türkiye’de yağış rejimindeki değişim ve artan hava sıcaklığı nedeniyle toprak erozyonunun artacağını öngördü. Bu özellikle Akdeniz Bölgesi’ndeki tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 30’unu tehdit ediyor. Emisyonlar artarsa öngörülen toprak kayıpları da artıyor.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 460 bin kişi kıyı taşkınlarına maruz kalabilecek bölgelerde yaşıyor. Raporda atıfta bulunulan bir araştırmaya göre, emisyonlar artarsa bu sayı, yüzyılın sonuna kadar yaklaşık iki katına çıkabilir.
‘Türkiye başka yerdeki olaylardan da zarar görecek’
Türkiye’nin başka yerlerde yaşanacak zararlardan da derinden etkileneceği belirtilen raporda şunlar kaydedildi: “Örneğin, iklim değişikliğinin, uluslararası tedarik zincirlerinde, piyasalarda, finans sektöründe ve ticarette yarattığı olumsuz etki, Türkiye’de ürünlere erişimi kısıtlayacak, fiyatlar artacak ve Türkiye’nin ihracat piyasasına zarar verecek. Tarımsal verimin düşmesi, önemli altyapıların hasar görmesi ve emtia fiyatlarındaki artış gibi iklim değişikliği kaynaklı ekonomik şoklar, finansal istikrarsızlığa yol açabilir.”