Festivalin üçüncü günündeki konukları ise İki Elin Arasında filminin yönetmeni Osman Yazıcı, Anons filminin oyuncusu Şencan Güleryüz ve idari yapımcısıSinan Yusufoğlu, Güvercin filminin yönetmeni Banu Sıvacı ve oyuncusu Kemal Burak Alper idi.
“Benim için engelli birey yok, engellenen birey var.”
Festivalin Program Koordinatörü Ezgi Yalınalp’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşilerin ilk konuğu, Ayrıksı Otu seçkisinde yer alan İki Elin Arasında filminin yönetmeni Osman Yazıcı idi. Filminin gösteriminden sonra seyircilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı filmde, kekemelik üzerinden toplumdaki iletişim problemini anlatmaya çalıştığını dile getirerek fikirlerinin ve kendisinin ötekileştirildiği bir dönemde filmin hikayesinin ortağa çıktığından bahsetti. Söyleşinin devamında konuşmasına “Benim için engelli birey yok, engellenen birey var.” diye devam eden Yazıcı, filminin 150 festivalde gösterildiğini ama amacına uygun olarak ilk kez Engelsiz Filmler Festivali’nde seyirciyle buluştuğundan bahsetti.
“Film kişisel bir yerden anlatılıyor.”
Günün ikinci konukları Festivalin Engelsiz Yarışma bölümünde yarışan Anons filminin oyuncusu Şencan Güleryüz ve idari yapımcısı Sinan Yusufoğlu idi. Söyleşide konuklara, yönetmen Mahmut Fazıl Çoşkun’un “Bu bir darbe filmi değildir.” açıklamasıyla ilgili düşünceleri soruldu. Filmin idari yapımcısı Sinan Yusufoğlu, filmin kişisel bir yerden anlatıldığını dile getirerek darbenin neden yapıldığını anlatmaktan çok Türkiye’deki insan meselesi ve modernleşme üzerine bir film olduğundan bahsetti. Oyuncusu Şencan Güleryüz ise filmin siyasi bir yanı olmadığını dile getirerek yönetmenin filmin senaristlerinden Ercan Kesal ile birlikte ürettiği bir hikâye olduğunun altını çizdi.
“Sadece sevdiğin şeyin sorumluluğunu alırsın.”
Festivalin üçüncü günündeki son konukları Güvercin filminin yönetmeni Banu Sıvacı ve oyuncusu Kemal Burak Alper, filmin gösteriminden sonra seyircilerin sorularını yanıtladı. Söyleşinin başında filmin oyuncusu Kemal Burak Alper’e Yusuf karakterini canlandırmanın nasıl bir deneyim olduğu soruldu. Alper, tüm insanların muhatap olduğu zorunlulukları anlatan bir karakteri oynadığını dile getirerek, kendi olma mücadelesi veren bir bireyi canlandırmaktan mutlu olduğunu belirtti. Toplumsal dayatmalar yüzünden mutsuzluğa sürüklenen bireylerle ilgili de konuşan Alper, “Sadece sevdiğin şeyin sorumluluğunu alırsın.” dedi.
“Kadın yönetmen, kadın doktor gibi sıfatların tamamen ortadan kalmasını umuyorum.”
Söyleşinin devamında ise Banu Sıvacı, filmdeki güvercinlerin bir insanın kendisi olma mücadelesini temsil ettiğinden söz ederek filmin, geçmişinden çok iz taşıdığının altını çizdi. Türkiye’de kadın yönetmen olmak ilgili gelen soruya ise Sıvacı; “Ben yönetmenim. Kadın yönetmen, kadın doktor gibi sıfatların tamamen ortadan kalkmasını umuyorum.” diye yanıtladı.
20 Ekim (yarın) Pazar gününe kadar film konuklarının katılımıyla devam edecek olan Festivalin bugün Goethe-Institut Ankara’da gerçekleşecek Ödül Töreni’nde ise Engelsiz Yarışma ödülleri için yarışan filmlerin kazananları belli olacak.
Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Goethe-Institut Ankara’da sinemaseverleri ağırlamaya devam eden Festival, programında yer alan tüm filmleri göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar içinse işaret dili ve ayrıntılı altyazı ile gösteriyor. Festival’de gösterimlerin yanı sıra, gösterim sonrası film ekipleriyle yapılan söyleşiler de işaret dili çevirmeni eşliğinde gerçekleşiyor.