Erdoğan, Suyun Gücü Milletle Buluşuyor Toplu Açılış Töreni'nde konuştu." Ankara'mıza bu tesislerimizi kazandırırken elbette komşu şehirleri de ihmal etmiyoruz. Çankırı’da70 milyon liralık bir yatırımla inşa ettiğimiz Dereçatı Barajı’nı, Kırıkkale’de yatırım tutarı 63 milyon lira Sulakyurt Sulamasını da bugün resmen devreye alıyoruz. Hem topraklarımızın verimi artıracak hem de tasarruflu olacağı için çiftçilerimizin enerji maliyetleri düşecektir." dedi.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
(Sulakyurt Sulaması) Şu an faal olarak çalışan sulama tesisiyle yıllık 17 milyon lira gelir artışı ve yaklaşık 2300 kişiye istihdam oluşturacaktır. Çiftçimizin enerji yükünü çok ciddi oranda hafifletmektedir. Toplam yatırım tutarı 1 milyar 470 milyon lira olan tüm tesislerin öncelikle bu şehirlerde yaşayan kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum.
Su, denizler, göller, dağlar, yaylalar, üzerinde yaşadığımız toprak bizlere verilmiş birer emanettir. Eşrefi mahlukat yani insan elbette bu nimetleri kullanacak, hayatı idame ettirirken de faydalanacaktır. Ancak insanoğlu emanete ihanet etmeyecek, gelecek nesillerin ve diğer canlıların nimetler üzerindeki hakkı bencilce gasp etmeyecektir.
Ecdadımız da bir taraftan suyu sebiller, kanallar, kemerler, şadırvanlar, çeşmelerle bütün canlılar için erişilebilir kılarken, israfına mani olacak pek çok adım atmıştır. Kimi yazarların özellikle İstanbul için ‘Su medeniyetinin başkenti’ ifadesini kullanması, ecdadın su kullanımı ve mimarisinde geldiği yeri göstermesi bakımından çok önemlidir.
Farklı kaynaklardan temin edilen su bir kısmı halen ayakta kalan kemerler vasıtasıyla şehre ulaştırılmış, havuzlarda dinlendirilirken su teraziyle basıncı ayarlanmış, her biri ayrı bir zerafet örneği çeşmelerle İstanbulluların hizmetine sunulmuştur. Benzer bir mühendislik dehasını Endülüs’te de görmek mümkündür. Endülüs Müslümanları su kanalı inşasında öyle ileri gitmişlerdi ki bazı kaynaklara göre İspanya’nın başkenti Madrid’in su ihtiyacı uzun yıllar boyunca su kanallarından karşılanmıştır. Bu tarihi birikimden ilham ve cesaret alarak biz de bugün ülkemizin su kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde kullanmanın gayretindeyiz.
Su hayattır diyerek, yürüttüğümüz çalışmalarla su israfını önlemeye, su kirliğininin önüne geçmeye, mevcut kaynaklarımızdan azami derece istifade etmeye çalışıyoruz. Bizim de iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle su kaynaklarımız giderek azalıyor. Suyu açık kanalet sistemleriyle kullanmanın yanlış olduğu inancındayız. Zira açık kanalet sisteminde yüzde 60-70’lere varan buharlaşmanın suyu ne der ece israfa yönelik hale getirdiğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte daha çok kapalı sistemle suyu kullanmanın gayreti içinde olacağız, yatırımlarımızı da buna yönelik yapacağız.
Su kaynaklarına ziraat, endüstri ve evsel atıkların karışmasıyla sularımız her geçen gün kirleniyor. Dünya genelinde 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağı ifade ediliyor. Su kaynaklarının azalması bizim gibi kişi başına kullanılabilir su miktarı bakımında su stresi çeken bir ülke için çok ciddi riskler içermektedir.
Türkiye’nin her geçen gün daha da kötüleşen bu tablo karşısında gereken adımları şimdiden atması şarttır. Daha önce de ifade ettiğim gibi suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında hiçbir fark görmüyoruz. Bu amaçla son 19 yılda ülkemizin su ve gıda güvenliğini garanti altına alacak pek çok önemli projeyi hayata geçirdik.
Şehirlerimiz su sıkıntısı çekmesin diye 81 il içme suyu eylem planı hazırladık. İllerimizi 2040, 2050 ve 2070'e kadar içme suyu planını yapmış bulunuyoruz. İçme suyu sorunu en büyük sebebi kayıp kaçak oranıdır. Belediyelerimizin yüzde 38'den yüzde 25'e düşürülmesi için çalışmalar devam ediyor. Su yatırımlarına ağırlık veriyoruz.
277 milyar liralık yatırımla 600 barajı, 423 göleti, 590 hidroelektrik santralini, 1457 adet sulama tesisini ve 267 adet içme suyu tesissisini hizmete alarak destan yazdık. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçtiğimiz 3 yılda 41 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık.
Meclis'te bir su kanunu hazırlıyoruz."