Erdoğan: Bay Bay Kemal, benim milletim ayyaşa sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz

Büyük İstanbul Mitingi'ne 1 milyon 700 bin kişinin katıldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Bay Kemal, benim milletim ayyaşa sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz" dedi.

AKP'nin İstanbul seçmeni 14 Mayıs seçimlerine bir hafta kala "Türkiye Sana Emanet" diyerek Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne geliyor.

Saat 16.00'daki miting için alana dev platform ve ses sistemleri kuruldu.

Türkiye haritası sahne konseptiyle hazırlanan platformda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafının yanı sıra "Türkiye sana emanet" ve "Türkiye Yüzyılı için doğru zaman doğru adam" yazısı, yerli ve milli otomobil, gemi, tren, uçak ve hizmetlerinden bazılarının görselleri ile dev ekranlar bulunuyor.

Teknik imkan ve özellikleriyle dünyadaki muadillerinden çok daha gelişmiş teknik altyapı ile hazırlanan miting alanı, 40 ayrı LED ekran üzerinden herkesin rahat izleyebileceği şekilde tasarlandı. Teknik sistemin kusursuz şekilde ilerlemesi için 80 ayrı vinç, 140 mobil jeneratör ve 45 ses kulesi kullanıldı.

Yenikapı Etkinlik Alanı'nın 2 katı, Maltepe Etkinlik Alanı'nın ise 5 katı büyüklüğüyle tarihin en kalabalık mitinglerinden birine ev sahipliği yapması beklenen Atatürk Havalimanı'na saat 11.00 itibarıyla vatandaşlar, 15 farklı noktadan ellerinde Türk bayrağı ve AKP flamalarıyla giriş yapmaya başladı.

İSTANBUL'DAN 10 BİN OTOBÜS KALKTI

AKP İstanbul İl Başkanlığınca yayınlanan Büyük İstanbul Mitingi'ne erişim için ulaşım rehberinde, İstanbul'un 39 ilçesinde belirlenen noktalardan toplamda 10 bin otobüsünün alana hareket edeceği belirtildi.

Erdoğan, sahneye eşi Emine Erdoğan ile birlikte çıktı.

İstanbul'da doğduğunu, büyüdüğünü, belediye başkanlığı yaptığını, buradan başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına yürüdüğünü belirten Erdoğan, bu yürüyüşü vatandaşlarla yaptıklarını, tekrar vatandaşlarla aynı yollarda olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana her şey seni hatırlatıyor" şarkısının "Beraber yürüdük biz bu yollarda/Beraber ıslandık yağan yağmurda/Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda/Bana her şey sizi hatırlatıyor." sözlerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirindeki "Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/ Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/ İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda iklim/ O benim zaman mekan aşıp geçmiş sevgilim/ Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/ Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur/ Denizde toprak yalnız onda ermiş misale/ Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale/ İstanbul benim canım/ Vatanım da vatanım/ İstanbul, İstanbul" dizelerini seslendirdi.

"MİTİNGE KATILIM 1 MİLYON 700 BİN"

Mitinge katılanları selamlayan Erdoğan, "Bu ne muhteşem bir ihtişam. Yollar bir başka zengin, gelemiyorlar. Ve İstanbul bugün haykırıyor. 14 Mayıs'ta birilerini emekliye sevk edeceğiz. Onların kim olduğunu biliyorsunuz, dün Maltepe'deymişler. Evet, şimdi resmi rakamı getirdiler bana, resmi rakam 1 milyon 700 bin." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara sorduğu "İstanbul yapar mı?", "İstanbul sandıkları patlatır mı?" sorularına "evet" yanıtını aldı.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Sakarya Türküsü" adlı şiirinde, "Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya/ Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya." dizelerini söyleyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte şimdi İstanbul ayağa kalktı. İstanbul, senin her bir sokağını, semtini, mahalleni, tepeni ayrı ayrı selamlıyorum. Bu şehrin her bir insanını ayrı ayrı selamlıyorum. Şairin dediği gibi 'İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar?' Sade bir semtini bile sevmenin ömre bedel olduğu İstanbul'u biz de doğumdan bu yana aşkla sevdik. Burada doğduk, burada büyüdük, buranın hizmetkarı olduk. İstanbul'u dünyada saygın bir şehri haline getirdik. İstanbul sadece kendi sınırlarından orada yaşayanlardan ibaret bir şehir değildir. Ülkemizin diğer 80 vilayetinin tüm ilçeleri ve köyleriyle tamamından gelip burada hayat kuran kardeşlerimiz var. Bunun için İstanbul Türkiye'dir, İstanbul aynı zamanda gönül sınırları Türkiye'yi de aşan bir büyük insan zenginliğinin adıdır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Kırım'dan Kerkük'e, Batı Trakya'dan Türkistan'a dört bir taraftan özbeöz kardeşlerinin şehri olduğunu, bütün dünya önlerine serilse ve "Yerle gök arasında nerede yaşamak istersiniz?" diye sorulduğu takdirde cevaplarının "İstanbul" olduğunu vurguladı.

"İSTANBUL HİÇBİR FARKLILIĞINA BAKMADAN HERKESİ BAĞRINA BASAN ŞEHİR"

Erdoğan'ın "Siz de İstanbul'da yaşamak istemiyor musunuz?" sözlerine katılımcılar "evet" yanıtını verdi.

Bu heyecanın İstanbullu olmaktan geldiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Aldığımız her nefesinde tarifsiz bir huzur ve mutluluk bulduğumuz tek yer İstanbul'dur. Burası ortasından deniz geçen şehirdir. Burası tarih boyunca insanlığın hep göz bebeği olarak kalmayı başarmış şehirdir. Burası her köşesinde ayrı bir eda ile yükselen camileriyle medeniyetimizin şahikası şehirdir. Burası Fatih'in fethiyle birlikte ebedi vatanımıza kattığımız ve bir daha asla vazgeçmeyeceğimiz şehirdir. Burası kökenine, inancına, meşrebine, hiçbir farklılığına bakmadan herkesi kucaklayıp bağrına basan şehir."

Erdoğan, İstanbul'un bir başka olduğunu, İstanbul'un bu farklılığının şehre farklı bir şekilde hizmetkar olmaya sevk ettiğini, kentin şairlerin anlata anlata, ressamların çize çize, şarkıcıların söyleye söyleye bitiremediği şehir olduğunu dile getirdi.

Doğduğu günden bu yana bu şehirde yaşadığı ve 30 yıldır hizmet ettiği için Allah'a şükreden Erdoğan, "Bize İstanbul'daki her bir fertle bu şehrin güzelliklerini paylaşma imkanı veren Rabbime hamdediyorum. Bize bugün burada sizlerle birlikte olmayı nasip eden Rabbime hamdediyorum. Bugün burada İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde sevginize, coşkunuza, ahde vefanıza, kadirşinaslığınıza, azminiz ve iradenizle bizlerle birlikte olduğunuz için her birinize şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.

“KILIÇDAROĞLU'NA BİZ BU VATANI BÖLDÜRTMEYECEĞİZ”

Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nın kendileri için sadece eskiden gelip geçtikleri, seyahatlerini gerçekleştirdikleri bir yer olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeşilköy'deki bu alan önceki asrın başlarında ülkemizin havacılık alanındaki teknoloji hamlesinin başladığı ve sonra tek parti CHP'si tarafından bitirildiği yerdir. Maalesef, maalesef bunların bu ülkede dikili taşı yok, dikili ağacı yok. İşte onun için benim milletim 14 Mayıs'ta bunlara gereken cevabı sandıklarda verecektir. Evet Türkiye sana sen bize emanetsin diyorlar. Kardeşlerim biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz, bu terör örgütleriyle beraber gezen dolaşan Kılıçdaroğlu'na biz bu vatanı böldürtmeyeceğiz."

Vecihi Hürkuş'un gayretlerini gömdükleri Atatürk Havalimanı'na şimdi de TEKNOFEST'i gömmek istediklerini vurgulayan Erdoğan, "Gömdürmeyeceğiz değil mi? İHA'ları, SİHA'ları, akıncıları evet hep beraber inşallah bunlara gömdürmeyeceğiz ve bir de bunlarla birlikte inşallah savunma sanayinde ülkemizi ayağa kaldıracağız. Burasının bir diğer önemli özelliği de 15 Temmuz destanını İstanbullularla birlikte yazdığımız yerdir. Biliyorsunuz bu kardeşinizi, FETÖ'cüler ailesiyle birlikte öldürmeye geldiler ve gece buraya indik." diye konuştu.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi FETÖ'cüler tarafından tankların arasından kaçırılarak Bakırköy Belediyesine gittiğini aktardı.

Kılıçdaroğlu'nun orada kahvesini yudumladığını ve olanları seyrettiğini kaydeden Erdoğan, "Ama bunda yalan bol. Ne dedi? 'Benim haberim olsaydı ben de beklerdim.' Hayatı yalan. Dürüstlük diye bir şey bunda yok. Ama ona ihtiyacımız yoktu, on binler buradaydı. Milletim bizimle beraberdi. Milli iradenin şahlanışı olan 15 Temmuz destanından rahatsızlık duyanlar, buradan her geçtiklerinde adeta aynı hezimeti tekrar yaşıyorlar." diye konuştu.

Millet İttifakı'nın İstanbul'da dün yaptığı mitinge işaret eden Erdoğan, "Bak niye mitingini burada yapamadı, Yenikapı'da? Nerede yaptı? Maltepe'de. Neden? Çünkü bu iş farklı bir şey." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara şöyle seslendi:

"İnşallah onların bu kabuslarını da hiç bitirmeyeceğiz. Buna hazır mıyız? Gümbür gümbür sandıklara gidiyor muyuz? Bütün yakınlarımızı, dostlarımızı sandıklara götürüyor muyuz? Ben size inanıyorum. Siz İstanbul'sunuz. İstanbul 'Evet' derse bu iş biter. İstanbul 'Birilerini emekli edeceğiz' derse bu iş biter. Benim size inancım tam. Ve biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Eğer siz 'tamam' derseniz bu iş bitmiştir. Tamam mı? Tamam mı? Eyvallah."

Bir vatandaşın elindeki "Bay Kemal boş sözü, Reis son sözü söyler." yazılı pankartı okuyan Erdoğan, "İşte benim milletim böyle. Zeka fışkırıyor her yerden." karşılığını verdi.

"ÖYLE BİR SES VERİN Kİ 14 MAYIS'TA SANDIKTAN ÇIKACAK SONUCUN MÜJDECİSİ OLSUN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilk asrının demokrasi ve kalkınma eksiklerini beraberce telafi ettikleri gibi Türkiye Yüzyılı'nı da milletle beraber kuracaklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Şimdi buradan öyle bir ses verin ki yürekler titresin, gönüller coşsun, kalplerin atışı hızlansın. Hazır mıyız? Şimdi buradan öyle bir ses verin ki ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından duyulsun. Hani o Avrupa'nın gazeteleri, dergileri var ya onlar şimdi burayı izliyorlar. Acaba Atatürk Havalimanı'nda ne oluyor? İşte burada, cevabı siz vereceksiniz siz. Bu mübarek ülkenin, bu kutlu devletin üzerinde karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün. Öyle bir ses verin ki 14 Mayıs'ta sandıktan çıkacak sonucun müjdecisi olsun. Hazır mıyız? İstanbul, 14 Mayıs'ta fethinden 570 yıl sonra bu şehrin Türkiye Yüzyılı heyecanıyla buluşturuyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs'ta bu ülkenin ve bu şehrin kazanımlarına sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs'ta evlatlarının geleceğine sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı için 'Bismillah' diyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs'ta tercihini doğrudan yana kullanıyor musun? Biiznillah, sizlerle beraber bu yolu gümbür gümbür yürürüz. Maşallah, barekallah, tebarekallah."

Seçim döneminde gittikleri her şehirde havalimanından miting meydanına kadar attıkları her adımda milletin sevgisine ve coşkusuna şahit olduklarını dile getiren Erdoğan, Kayseri mitinginde 135 bin, Mersin mitinginde ise 80 bin kişi olduğunu, her şeyden önce yol kenarlarının ve heyecanın muhteşem olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepsi kararı vermişti. Caddelerdeki, meydanlardaki bu tablo bize, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak 21 yıldır hizmet verdiğimiz milletimizle aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi." dedi.

"BİZ BU MİLLETE EFENDİ OLMAYA DEĞİL, HİZMETKAR OLMAYA GELDİK"

Bir önceki gün Erzurum'da olduğunu anımsatan Erdoğan, "Dadaşlar bizim otobüsün adeta önünü kestiler, yürütmüyorlar. Fakat alana bir geldik, maşallah, orada da 130 bin kişi. Dadaş bu Dadaş? O yürü demezse yürüyemezsin ve onlarla beraber alana yürüdük. Alandaki coşku yine bir başkaydı." değerlendirmesini yaptı.

Bugün İstanbul'un hepsinden bir başka güzel olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Muhteşem mi muhteşem. İstanbul bugün kendine yakışanı, kendi evladını, ona hizmetkar olanı çok iyi tanıdığı için biliyor. Buraya, bu kardeşinizi belediye başkanı yaptığınızda İstanbul'un hali neydi? Susuz. Çöp, çukur, çamur. Buralarda İstanbul'u bu kardeşiniz kurtardı mı? İstanbul'u susuzluktan kurtardık mı? Çöp dağlarından kurtardık mı? Hatırlayın. Ümraniye'de çöp dağları vardı ve çöp dağları patladı, 39 kardeşimiz orada öldü. Ey bay bay Kemal, ya sen bunların hesabını nasıl vereceksin ya? Ya sizin geçmişiniz bozuk, geçmişiniz bozuk. Peki biz orayı ne yaptık? Spor tesisleriyle donattık. Niye? Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Şimdi oralar spor tesisleriyle donatıldı. Ve İstanbul'un doğal gazı 50 bin eve girmişti. Biz 1 milyon 250 bin eve çıkardık. Biz buyuz, farkımız bu. Şimdi bunu milletimize siz anlatacaksınız. Ne diyor şair? 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' Şimdi ben koşuyorum. İnanıyorum ki siz de benimle beraber koşuyorsunuz."

Belediye başkanlığından beri bir prensibi olduğunu, yapmayacağı şeyi söylemediğini dile getiren Erdoğan, söyledikleri her şeyi de Allah'ın izniyle yaptıklarını vurgulayarak, ülkenin ve milletin meseleleri konusunda en küçük bir sorumluluk hissetmeyenlerin böyle bir derdi olmadığını kaydetti.

Erdoğan, onun için de ülkeye kazandırdıkları her esere takoz koyulduğuna işaret ederek, "Milletimize verdiğimiz her hizmete kara çaldılar. Türkiye'nin her kazanımından rahatsızlık duydular hatta bunu açıkça söylemekten de çekinmediler. Bu hükümet, dünyanın en doğru şeyini de yapsa ne diyorlar? 'Biz yine karşı çıkacağız.' Bunun için biz sözümüzü hep milletimize söylüyoruz. Eser ve hizmet yarışımızı da muhalefetle değil kendi kendimizle yapıyoruz. Şimdi isterseniz ülkemize bugüne kadar kazandırdıklarımızı şöyle kısaca bir hatırlayalım." diye konuştu.

AK Parti'nin 21 yılda ülkeye kazandırdıklarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından sözlerine devam eden Erdoğan, şunları ifade etti:

"Gördüğünüz gibi tek tek anlatsak günlerce bitmeyecek eser ve hizmetle ülkemizi güçlendirdik. Milletimizi güvenli, huzurlu bir hayata kavuşturduk. Yürümekle bu yol bitmez. Yapacağımız çok şey var. Tabii ki sorunlar da var. Ama önce nereden nereye geldiğimizi görmemiz lazım. Bir ülke düşünün, asırlardır istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor. Bir yönetici düşünün, iş başına geldiği günden beri hizmet üretmek için engel üstüne engel aşmak zorunda kalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başladığımızda bizi bu şehre hizmetten alıkoymak için neler yaptılar, neler. Biz yılmadık, teslim olmadık, mücadeleyi bırakmadık. Hamdolsun. İstanbul'u sadece CHP'nin çöpünden, çukurundan, çamurundan kurtarmakla kalmadık aynı zamanda bu şehri sahip olduğu avantajları, altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla zenginleştirerek, dünyanın gıptayla baktığı bir merkez haline getirdik. Şimdi ben İstanbul'a soruyorum Haliç ne idi? Kokudan yanından geçilebiliyor muydu?"

“2024'TE ONA DA GEREKEN DERSİ VERMEYE HAZIR MIYIZ?"

Erdoğan, 9,5 kilometre ötedeki Alibeyköy taş ocağına Haliç'in bütün dip çamurlarını pompa sistemiyle naklettiklerinin altını çizerek, orayı şu anda çocuklar için bir oyun parkı haline getirdiklerini belirtti.

Haliç'in kokudan temizlendiğine vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden mezbahaların olduğu bir yerdi Sütlüce. Oraya Haliç Kongre Merkezi'nin adımını attık. Başlattım, rahmetli Kadir Bey tamamladı. Orada şimdi kongreler yapıyoruz. Nereden, nereye? Böyle bir eser kazandırdık. Boğazın suyunu Haliç'e bağladık. Neyle? Tünel sistemiyle. Bu suyla birlikte Haliç'teki o kirli su temizlendi. Bizden sonra da İstanbul'un başındaki adam maalesef rezil etti. Şimdi de İstanbul'u sel bastığı zaman, bunun gittiği yer belli, ya yurt dışı ya Bodrum. Buralarda hayatı geçiriyor. O da yetmiyor, şimdi de bay bay Kemal ona bir talimat vermiş. 'Sen niye İstanbul'da duruyorsun, çık Van'a git. Van'da da PKK'lılarla anlaşmışlar. Onların işaretini yapıyorlar. Ya Ekrem, sen Trabzonlusun. İstanbul'a hizmetkar olmak varken, senin oralarda ne işin var? 2024'te ona da gereken dersi vermeye hazır mıyız?"

"VESAYETİ YENDİK, BU DEFA DA PKK VE FETÖ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SALDIRILARIYLA KARŞILAŞTIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un bunlardan çok çektiğini belirterek, "Ankara çok çekti, yeter. İzmir çok çekti, yeter Bunların hepsine birden ders verip, bunları emekliye sevk ediyor muyuz?" dedi.

Vesayetin ayak oyunlarını bozan tarihin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdiklerini, vesayeti yendiklerini dile getiren Erdoğan, "Bu defa da kendimizi PKK ve FETÖ terör örgütlerinin saldırılarıyla darbe teşebbüsleriyle, ülkemizi yıkma girişimleriyle karşı karşıya bulduk." diye konuştu.

Erdoğan, Gezi olaylarında İstanbul'un sokaklarına, "Zulüm 1453'te başladı" yazıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bunlar kim? İşte CHP yandaşları. Bunlar duvarlara yazdılar. Benim Başbakanlık ofisimin karşısına rahmetli anneciğime hakaretler ettiler. Maalesef ne elde ettiler? Bunlar Dolmabahçe'de Atik Valide Camisi'ne bira şişeleriyle girdiler mi? Bira şişeleriyle bizim mabedimizi kirlettiler mi? Loderlerle tüneller açmaya kalktılar. Bedelini ağır ödediler ve ödeyecekler. Öyle mi? Biz girdik, biraları devirdik. Bay bay Kemal istediğin kadar, fıçı dolusu iç, hiçbir şey seni iflah etmez. Benim milletim ayyaşa, sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz. Yapacağımız çok iş var. Bu yolda yürüyecek çok mesafemiz var. 'Zulüm 1453'te başladı' yazanların mesajı açık değil mi? Montaj olduğunu bildikleri halde 17-25'te FETÖ ihanet çetesinin kaset kumpaslarına dört elle sarılanların mesajı açık değil mi? 15 Temmuz gecesi millet darbeye direnirken, tankların arasından süzülüp gidenlerin mesajı açık değil mi? Suriye'yi yerle bir eden kan ve ateş çemberini ülkemize taşımak için terör örgütleriyle kol kola girenlerin mesajı açık değil midir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarına, 'tüketmeyin' ülke batsın diyerek, destek olanların mesajı açık değil mi?"

"21 YILDA ÜLKEDE MİLLİ GELİRİ 3 KAT ARTTIRDIK"

Erdoğan, "Akdeniz'de yaptığımız sondajlara, Karadeniz'de bulduğumuz gaza, Gabar'da çıkardığımız petrole gönlü razı olmayanların mesajı açık değil mi?" diye sorarak, şöyle konuştu:

"Soruyorum size, bunların ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği ve beraberliği, devletimizin gücü ve bekası gibi bir gayesi olabilir mi? Kendi ülkesini gidip dışarıya şikayet edenlerden, bu milletin hayrına herhangi bir düşünce ve eylem sadır olabilir mi? Amerika'da 'Benzin istasyonuna gittim' deyip malum restoranda kimlerle görüştün bay bay Kemal söylesene. FETÖ'cülerle ülkemizin savunma sanayinde kat ettiği mesafeyi kendi varlıklarına tehdit olarak görenler, bu toprakların evladı olabilir mi? Şimdi biz tüm bunlara rağmen ülkemize 21 yılda biraz önce özetini seyrettiğimiz eser ve hizmetleri kazandırdık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yılda ülkede milli geliri 3 kat artırdıklarını vurgulayarak, "21 yılda nüfusumuza eklen 21 milyona iş ve aş sağladık. Evet 21 yılda 10,5 milyon yeni konut yaparak ailelerimizi yuvaya kavuşturduk. 21 yılda 14,5 milyon yeni otomobil satışıyla insanlarımızı yeni araçlarının keyfiyle buluşturduk." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilde açtıkları okullarla, üniversitelerle, hastanelerle yaptıkları yollarla, tünellerle, köprülerle, havalimanlarıyla, tren hatlarıyla milletin tamamının hayat kalitesini yükselttiklerini söyledi.

Bunları yeterli görmediklerini vurgulayan Erdoğan, son dönemde ardı ardına patlayan küresel krizlerin ülkeye yansımalarından kaynaklanan sıkıntıları da bildiklerini dile getirdi.

Erdoğan, deprem felaketlerinin üzerine binmesiyle kimi alanlardaki sıkıntıların da arttığının farkında olduklarını kaydederek, şöyle konuştu:

"Emin olun konut ve gıda fiyatları başta olmak üzere çarşı, pazardaki hayat pahalılığını yok saymıyoruz. Kimi açgözlülükten, kimi mevsim şartlarından kaynaklanan bu meseleleri yakından takip ediyoruz. Zamanla tüm bunların hal yoluna girdiğini muhakkak göreceğiz. Ülkemizin ve milletimizin bugüne kadarki her sıkıntısını nasıl çözdüysek, bunların da üstesinden biz geleceğiz. Çünkü biz çözümün eriyiz. Çünkü biz ülkemizin sahip olduğu imkanları en doğru şekilde değerlendirebileceğimizi biliyoruz. Çünkü biz milletimize hizmeti, ibadet mertebesinde gören bir siyaset anlayışına sahibiz."

Bunun için de 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını dile getiren Erdoğan, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini, seçim beyannamelerinde yüzlerce ve binlerce başlıkta ifade ettikleri projelerin hepsini de hayata geçireceklerini söyledi.

"14 MAYIS'TA BİZ BU İŞİ ALLAH'IN İZNİYLE BİTİRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek döneme yönelik ülkeye kazandırılacak eser ve hizmetlere ilişkin gösterilen videonun ardından konuşmasında şunları söyledi:

"Nasıl? 14 Mayıs'ı milat yapmaya hazır mıyız? Görüyorsunuz gümbür gümbür eserlerimizle, her şeyimizle bu yoldayız. Bizde laf yok, icraat var. Bizde kuru söz yok, program var, proje var, taahhüt var. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs'ta sadece sizin sandığa gitmeniz yetmez. Çevrenizde, seçimdeki tercihi konusunda kafası karışık en az bir eşinizi, dostunuzu, akrabanızı da ikna ederek sandığa götüreceksiniz. Ben size inanıyorum. Siz bunu yaparsınız. Bunu hep birlikte başardığımızda 15 Mayıs'a 'Türkiye Yüzyılı' muştusuyla 'merhaba' diyeceğiz."

Şu anda emniyetten bilgileri aldığını, hala herkesin yolda olduğunu ve gelmekte zorlandıklarını belirten Erdoğan, "Atatürk Havalimanı yetmiyor. Bu, bir şeyi gösteriyor. Diyor ki 14 Mayıs'ta biz bu işi Allah'ın izniyle bitireceğiz. Buna var mıyız? Kararlı mıyız? Mesele yok." diye konuştu.

"BİZ SÜREKLİ YENİ İMTİHANLARLA SINANAN BİR ÜLKE VE MİLLETİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim biz sürekli yeni imtihanlarla sınanan bir ülke ve milletiz. Yaşadığımız afetler de bu imtihanlardan biridir. Ülkemizde kader bağımız, imkanlarıyla birlikte mihnetlerini de kabullenmemizi gerektiriyor. Biliyorsunuz Türkiye 6 Şubat'ta tarihinin en çok can kaybına ve en ağır yıkımına yol açan bir depremle karşı karşıya kaldı ve çok insanımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Yaralılarımıza Rabbim şifalar versin." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde 3 ayda yıkıntıları kaldırdıklarını, yeni konutların inşasına başladıklarını dile getiren Erdoğan, "Hatta bayramda ilk köy evlerini teslim ettik. 100 bin konteynerin kurulumu bitti, inşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısı 142 bini, temeli atılan konut sayısı ise 59 bini buldu. Bay Kemal, sen İzmir milletvekiliydin galiba. Peki İzmir milletvekili olarak İzmir'de, o afetlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ne yaptı? Yaptığınız bir şey var mı, yok. Yine İzmir'de konutları biz yaptık, biz. Buradan tekrar ben İzmirli kardeşlerime de sesleniyorum, bunlara 14 Mayıs'ta İzmir'de de gereken cevabı dersi vermeye hazır mısınız?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 319 bini 1 yıl içinde teslim edilecek şekilde, 650 bin yeni konutla şehirleri ayağa kaldırmak için harıl harıl çalıştıklarını vurguladı.

Bu vesileyle dün akşam saatlerinde Hatay'da meydana gelen elim trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Erdoğan, "Bir taraftan deprem, bir taraftan da bu asker uğurlamasında maalesef onların arasına giren kamyonla 12 kardeşimiz şehit oldu. Bunun yanında yaralılar var. Allah şifalar versin." ifadelerini kullandı.

"İNSANLARIMIZIN HER BİRİYLE TEKER TEKER KUCAKLAŞMAK BİZİ YORMAZ"

Son aylarda önceliği hep deprem yaralarının sarılmasına, depremde yıkılan yerlerin ihyasına verdiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları belirtti:

"Bunun için şehirlerimizin bir kısmına çok arzu etmeme rağmen aktarmalı gidiyoruz. İnşallah seçimden sonra hepsini tek tek yeniden gezeceğiz. Sadece Cumhurbaşkanlığımız süresince Cumhur İttifakı olarak buraları ziyaret ettik, ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. İnşallah seçimden sonra İstanbul ve Ankara dışındaki 79 vilayetimizin her birini bir kez daha ziyaret ederek teşekkürlerimizi milletime bizzat ifade edeceğiz. Ülkemizi karış karış gezmek, insanlarımızın her biriyle teker teker kucaklaşmak bizi yormaz. Tam tersine bize güç verir, enerji verir, heyecan verir, daha çok çalışma azmi verir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un her zaman olduğu gibi bu felakette de depremzede kardeşlerine kucak açıp vefasını gösterdiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu depremin ülkemize maliyeti ne biliyor musunuz, 100 milyar doların üzerinde. Kovid salgınından Rusya-Ukrayna savaşına kadar pek çok küresel krizin sonuçlarıyla uğraşan ülkemiz, deprem yükünü de omuzladı. Kur, döviz, faiz sarmalı üzerinden ekonomimizi yıkma tehditleri savuranları da unutmayın. Biz tüm bu sorunlarımızın çözümü için gereken kaynağı küresel tefecilerden borç dilenmede değil, ülkemizin kendi imkanlarında arıyoruz. Şimdi ne diyor bay bay Kemal? 300 milyar dolar Londra'dan alacakmış. Ya bay bay Kemal avucunu yalarsın ya. Senin gibilerine bu tefeciler para vermez. Onlar kime para vereceğini çok iyi bilir. Bunlar var ya bir garipler. Çok enteresan. Biliyorsunuz, bir IMF var. Davos'tayız. O zaman 'Bebecan' da benim yanımda. Gittik ve IMF'in başkanına dedim ki 'Siz alacağınızı bizden tahsil ediyor musunuz?' 'Ediyoruz' dedi. 'Ama siyaseten gelip Türkiye'yi yönetmek sana düşmez. Türkiye'yi ben yönetirim.' dedim. O zaman başbakanım. Ne oldu? 2013, IMF'ye olan borcu tamamen bitirdik. Ondan sonra da 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. Sıfırladık, iş bitti. Şimdi bizim IMF ile ilişkimiz yok başka. O zaman Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi, 27.5 milyar dolar. Peki şimdi Merkez Bankamızın döviz rezervi ne? 115 milyar dolar."

Başbakanlığı döneminde döviz rezervinin bir ara 135 milyar dolara kadar çıktığına dikkati çeken Erdoğan, şimdi yeniden onu da yakalayacaklarını, daha da ileri taşıyacaklarını söyledi.

“NE KADAR YATIRIM ARTARSA İSTİHDAM DA O KADAR ARTACAKTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben yalnız şunu söyleyeyim. Dünyada herkes faizi yükseltirken biz ne yapıyoruz? Faizi düşürüyoruz. Niye faizi düşürüyoruz? İstiyoruz ki yatırımcı gelsin, yatırımını yapsın ve bankalarımız da öncelikle kamu bankaları bunlara gerekli krediyi versin. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla da inşallah Türkiye'nin rakamları patlasın. Yapar mıyız bunu? Ne kadar yatırım artarsa istihdam da o kadar artacaktır." ifadelerini kullandı.

Son dönemde bu doğrultuda tarihi öneme sahip adımlar attıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi Karadeniz gazıyla yüzlerce milyar dolarlık bir kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Gabar petrolüyle onlarca milyar dolarlık bir kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Akkuyu Nükleer Santrali ile Karapınar Güneş Enerjisi Santrali ile barajlarla onlarca milyar dolarlık kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Sonuçlandırdığımız savunma sanayi projelerimizle yine onlarca milyar dolarlık kaynakları milletimizin emrine sunduk mu? Sadece son birkaç ayda açıkladığımız savunma sanayi projelerinin önümüzdeki 10 yılda ihracat potansiyeli 65 milyar doları buluyor. Üretime giren her yeni sanayi tesisi, açılan her yeni tesis, her yeni işletme, istihdam olarak, üretim olarak, ihracat olarak bizim kazanç hanemize yazılıyor."

MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERLE LGBT'CİLER AYNI SAFTA

Milli Görüşçülerle LGBT'cileri aynı safta buluşturdular.

Masada bulunan diğerleri LGBT'cilere hayır diyor mu? Ak Parti asla LGBT'ci olmadı olmaz. MHP asla LGBT'ci olmadı olmaz. Çünkü biz ailenin kutsaliyetine inanıyoruz.

Bunlar talimatı Kandil'den alıyorlar. "

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri