Erdoğan, Demirtaş üzerinden CHP'ye yüklendi: Yetki sahibi olsalar, elinde onlarca insanın kanı bulunan bu terörist destekçisini serbest bırakacaklar
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, CHP'ye sert sözlerle yüklenirken, "Çiftçilerimizi, üreticilerimizi, insanımızı bize karşı kışkırtmak için tamamı yalan, tamamı yanlış şeylerle gündem oluşturmaya çalışan bu zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. Biz bu cahillerle, ukala ve namertlerle dost değiliz. Cahilliklerini ifşa edene kadar kendileriyle muhatap olmaya katlanacağız" dedi. Erdoğan, muhalefeti; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında verilen "derhal serbest bırakılsın" kararının uygulanması gerektiğini savunması üzerinden de eleştirerek, "AİHM. Biz bu çifte standartlı, hukuki değil, siyasi saiklerle verilen bu kararı uygulamayız dedik. Vay efendim sen nasıl böyle bir şey söylersin. Kendileri bu işlerde yetki sahibi olasalar, elinde onlarca insanın kanı bulunan bu terörist destekçisini serbest bırakacaklar" diye konuştu.
Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak biz de toprak kiralamaya başladık. Böyle bir vizyonu, böyle bir derdi olmayanlar ülkemizin niçin Sudan'da, Nijer'de toprak kiraladığını anlayamıyor. Sadece anlamamakla kalmıyor, bir de çıkıp bize ithamlar yöneltiyorlar. Bu yıkıcı ve çapsız zihniyet her konuda karşımıza çıkıyor. Çiftçilerimizi, üreticilerimizi, insanımızı bize karşı kışkırtmak için tamamı yalan, tamamı yanlış şeylerle gündem oluşturmaya çalışan bu zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. Türkiye, geçtiğimiz 18 yılda tarımsal milli gelirini 37 milyar liradan 278 milyar liraya yükselterek Avrupa'da ilk sıraya yükselmiştir" sözleriyle muhalefete yüklendi.
CHP'nin, "tek parti zulmü dışında sayabilecekleri işleri olmadığını" savunan Erdoğan, "Hiç değilse vizyon olarak, proje olarak, program olarak söyleyebildikleri bir şey var mı. Hiçbir somut, sürdürülebilir, hesabı kitabı yapılmış proje veya politikaları yok. Aslında böyle bir dertleri de yok. Kendi içlerindeki taciz, tecavüz, şantaj, hırsızlık işlerinin üzerini örtmekten bu konuda sıra gelmiyor" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Çiftçilerimizi bize karşı kışkırtıyorlar"
"Bugün 140 ülke başka yerlerde toprak kiralamak suretiyle kendini geleceğe hazırlamak niyetindedir. Toprak kiralamada amaç, bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil, yarım asır, bir asır sonrasının taleplerine hazırlık yapmaktır. Türkiye olarak biz de toprak kiralamaya başladık. Böyle bir vizyonu, böyle bir derdi olmayanlar ülkemizin niçin Sudan'da, Nijer'de toprak kiraladığını anlayamıyor. Sadece anlamamakla kalmıyor, bir de çıkıp bize ithamlar yöneltiyorlar. Hiçbir yerde hükümetlerin böyle ithamlara maruz kaldığını göremezsiniz. Oralarda ülkenin ve milletin felaketi üzerine ikbal hesabı yapan bir siyasi muhalefet anlayışı yoktur. Bu yıkıcı ve çapsız zihniyet her konuda karşımıza çıkıyor. Çiftçilerimizi, üreticilerimizi, insanımızı bize karşı kışkırtmak için tamamı yalan, tamamı yanlış şeylerle gündem oluşturmaya çalışan bu zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz.
"Biz bu cahillerle, ukala ve namertlerle dost değiliz"
"Şeyh Edebali'ye atfedilen şu güzel mısralar hissiyatımızı anlatıyor: Cahil ie dost olma, ilim bilmez irfan bilmez söz bilmez üzülürsün. Saygısızla dost olma, usul bilmez adap bilmez sınır bilmez üzülürsün. Açgözlüyle dost olma, ikram bilmek kural bilmek doymak bilmez üzülürsün. Görgüsüzle dost olma, yol bilmez yordam bilmez üzülürsün. Kibirliyle dost olma, hal bilmez ahval bilmek gönül bilmez üzülürsün. Ukalayla dost olma, çok konuşur boş konuşur kem konuşur üzülürsün. Namertle dost olma, mertlik bilmez yürek bilmez dost bilmez üzülürsün. Biz bu cahillerle, ukala ve namertlerle dost değiliz. Cahilliklerini ifşa edene kadar kendileriyle muhatap olmaya katlanacağız.
"Türkiye, geçtiğimiz 18 yılda tarımsal milli gelirini 278 milyar liraya yükselterek Avrupa'da ilk sıraya yükseldi"
"Türkiye'nin tarımda nereden nereye geldiğini anlatmadan önce, sofrada eksikliğini hissetmediğimiz ekmeğimizi, aşımızı üreten tüm çiftçilerimize şükranlarımı şahsım, milletim adına sunuyorum. Üreticilerimizin hakkını teslim etmek için 18 yıldır çalışıyoruz. Anadolu toprakları kadim çağlardan beri tarım üretimi yapılan bir yerdir. Türkiye'nin toprakları endi ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretimine imkan sağlıyor. Yaptığımız altyapı yatırımları sayesinde ülkemiz gıda ihracatçısı konumuna gelmiştir. Sadece kendi üretimimize bağlı kalırsak, böylesine büyük bir gıda ihracatçısı olamayız. Türkiye, geçtiğimiz 18 yılda tarımsal milli gelirini 37 milyar liradan 278 milyar liraya yükselterek Avrupa'da ilk sıraya yükselmiştir.
Geçtiğimiz yıl 193 farklı ülkeye 1870 çeşit tarımsal ürün ihraç ederek 18 milyar dolar gelir elde ettik. Un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikinci sıradayız. Tarım ürünleri ihracatında net ticaret fazlamış 5,3 milyar dolardır. Çiftçimize verdiğimiz destekleri bu dönemde 12 kat artırarak, bitkisel üretimimizi cumhuriyet tarihimizin en üst seviyesine çıkarttık. Büyükbaş hayvan varlığında 18,6 milyon adetle Avrupa ikincisiyiz.
"Sadece yalan, sadece iftira, sadece çarpıtmayla belki günü kurtarmak mümkündür"
"Küçükbaş hayvan varlığında ise 55 milyonun üzerine çıkarak Avrupa'da bir numara olduk. Tarımsal üretimdeki artış öyle kendi kendine gerçekleşmedi. Destekler yanında çok büyük sulama projelerini hayata geçirdik. 2002'ye kadar sulama amaçlı 276 baraj, 228 gölet, 1764 sulama tesisi inşa edilmişti. Biz ise son 18 yılda sulama amaçlı 600 baraj, 423 gölet, 1457 sulama tesisi yaparak milletimizin hizmetine sunduk. Arazi tapulaştırma çalışmalarında 450 bin hektardan 4,3 milyon hektara çıkan bir başarıya imza attık. Toprak nedir, çiftçi ne iş yapar, üretim nasıl yapılır bilmeyenler ağızlarını her açtıklarında saman ithalatından bahsederek aslında cehaletlerini sergiliyorlar. Çiftçilerimize hükümete oy verirseniz iki elim yakanızda olur diyenlerin bu tablo karşısında ortaya koyabilecekleri herhangi bir müktesebatları, projelerini duymadık görmedik. Sadece yalan, sadece iftira, sadece çarpıtmayla belki günü kurtarmak mümkündür.
"Tek parti zulmü dışında sayabilecekleri işleri yok"
"Karşımızda ülkemize kaynak girişi sağlamak için hayata geçirdiğimiz uygulamaları dahi fuhuş, uyuşturucu, organ kaçakçılığı ile ilişkilendiren bir anlayış var. Biz hayatımız boyunca siyasete hizmette ve icraatta yarış vesilesi olarak gördük. Biz bu anlayışla eğitimde ülkemize 324 bin yeni derslik kazandırdık diyoruz. Sağlıkta 2605 sağlık tesisi kazandırdık diyoruz. Ulaştırmada 22 bin kilometre bölünmüş yol kazandırdık diyoruz. Toplu konutta 900 bin yeni konut kazandırdık diyoruz. Orman varlığımızı 1,9 milyon hektar artırdık diyoruz. Savunma sanayiinde yerlilik oranını yüzde 70'e çıkardık diyoruz. Buna karşılık muhalefet ne diyor? Hadi icraatlarını geçtik, çünkü tek parti zulmü dışında sayabilecekleri işleri yok. Hiç değilse vizyon olarak, proje olarak, program olarak söyleyebildikleri bir şey var mı. Hiçbir somut, sürdürülebilir, hesabı kitabı yapılmış proje veya politikaları yok. Aslında böyle bir dertleri de yok. Kendi içlerindeki taciz, tecavüz, şantaj, hırsızlık işlerinin üzerini örtmekten bu konuda sıra gelmiyor.
"Kendileri bu işlerde yetki sahibi olsalar terörist destekçisini serbest bırakacaklar"
Türkiye alınan her karar, söylenen her sözün, yapılan her saldırının yılmaz savunuculuğunu üstlenme görevini de ifa ediyorlar. AİHM. Biz bu çifte standartlı, hukuki değil, siyasi saiklerle verilen bu kararı uygulamayız dedik. Vay efendim sen nasıl böyle bir şey söylersin. Kendileri bu işlerde yetki sahibi olasalar, elinde onlarca insanın kanı bulunan bu terörist destekçisini serbest bırakacaklar. Arkasında durdukları kişi 37 nitelikli adam öldürme, 27 adam öldürmeye teşebbüs, 3770 mala zarar verme, 25 alıkoyma, 395 hırsızlık, 15 yağma, 13 Türk bayrağını yakma, 7 Atatürk'ü Koruma Kanuna muhalefet suçunun işlendiği 6-8 Ekim 2014 olaylarının baş sorumlusu. Burada sayılmayan teröre destek mahiyetinde daha pek çok sözü ve eylemi var. Lafa gelince her fırsatta Atatürkün partisiyiz diye övünen kişiler, kendilerine "Mustafa Kemal'in askerleri değil, it sürüsünüz" diyen yöneticisine ses çıkaramamışlardır. Darbecilere mağduralar diyenler yine bunlardı. Türkiye böyle bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. Önümüzdeki dönemde ülkemizin köklü bir muhalefet reformunu hayata geçireceğine inanıyorum. Cumhur İttifakı inşallah bunlar karşısında çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir.