Erdoğan, Avrupa'da yaşayan Türklerin ülke ve millet adına tarihi bir duruş sergilediklerini vurgulayarak " Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğine sahip olduğu halde gavurun kılıcını sallayarak üzerimize gelenleri gördükçe de üzülüyoruz" dedi. Erdoğan, enflasyon oranında artış yapılan bayram ikramiyelerinin Ramazan'daki ilk ödemesinin mayıs ayı başında yapılacağını bildirdi.
Dünya ekonomisinin koronavirüs sebebiyle ciddi daralma yaşadığını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin dünyada herkes küçülürken büyüyen nadir ülkelerden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, "Türkiye bu sürece en hazırlıklı giren ülkelerden birisidir. Dünya ekonomisinin ciddi daralmalar yaşadığı bu dönemde 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir" dedi.
Erdoğan, çiftçinin elinde kalan patates ve soğanların Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden satın alarak ihtiyaç sahiplerine hibe olarak Ramazan öncesinde dağıtılacağını duyurdu. Salgın döneminde alınan tedbirler kapsamında en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkartıldığını hatırlatan Erdoğan, "Emeklilerimiz bugün tarihlerinin en iyi gelir seviyesine sahiptir" şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
BU SÜRECE EN HAZIRLIKLI GİREN ÜLKE TÜRKİYE: Son 1 yıldır, koronavirüs salgını sebebiyle insanlık olarak sancılı, sıkıntılı günler geçiriyoruz. Dünya genelinde 3 milyon insanın hayatına mal olan salgın dalgalar halinde yayılmayı sürdürüyor. Sabrediyor, Allah'tan tüm insanlığı bu musibetten kurtarmasını niyaz ediyoruz. Tamam diyerek sloganlaştırdığımız, temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek bu hastalığın üstesinden geleceğiz. Allah'ın izniyle Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır. Milletin sıkıntısını siyasi ikmal kapısı olarak gören muhterislere aldırmadan, salgınla mücadelemize devam edeceğiz. Bu tür önemli hadiselerin küresel ölçekte değişimlere yol açtığını görüyoruz. Koronavirüs, dünya sisteminde kırılmalara sebep olacak yeni bir dönemin kapılarını aralayacaktır. Türkiye bu sürece en hazırlıklı giren ülkelerden birisidir. Dünya ekonomisinin ciddi daralmalar yaşadığı bu dönemde 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir. Son 1 yıldaki tecrübelerimizin eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum. Türkiye'nin salgınla mücadeledeki örnek başarısı yurt dışındaki vatandaşlarımız tarafından daha iyi görülüyor. Avrupa’da günlerce test sırası bekleyen, ambulans bulamadığı için evinde vefat eden insanların olduğunu biliyoruz. Böyle manzaralar yaşanmasına müsaade etmedik. Krizin başından bu yana 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye'ye getirdik. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak ihtiyaç sahiplerine sırtımızı dönmedik. 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım göndererek Türk milletinin alicenaplığını dünyaya gösterdik.
ŞAHİN VE TÜRECİ FIRSAT VERİLDİĞİNDE İNSANIMIZIN NELER YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ: Avrupalı Türkler, 1960'lı yıllardaki misafir işçi kimliğini uzun bir zaman önce geri bıraktılar, o iş bitti. Bugün Avrupa genelinde 6 milyon insanımız var. Bir dönem sadece işçi, emekçi olarak çalışan kardeşlerimiz artık iş dünyasından ticarete, eğitimden akademiye geniş bir yelpazede varlık gösteriyorlar. Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerin hayatına daha fazla katkıda bulandıklarını görmekten gurur duyuyoruz. Kadınlarımızın ve gençlerimizin en ön safta yer aldığına şahit oluyoruz. Türklerin ötelendiği, dışlandığı, sadece belli mesleklere, sektörlere hapsedildiği günler artık geride kaldı. O iş bitti, her zaman söylediğimiz gibi sizlerin başarısı, bizim başarımızdır, milletimizin başarısıdır. Çok ciddi mücadeleler verdik. AK Parti olarak, tüm dünyada yaşayan vatandaşlarımızın oy kullanma hakkını kendilerine kazandıran biz olduk. Bizden öncekiler lafını yaptı. Ama biz icraatını yaptık. Şimdi uluslararası camiada benim vatandaşım bir seçmen olarak orada oyunu kullanıyor, milletvekili olabiliyor. Nereden nereye geldik. Bu arada Uğur Şahin ve Özlem Türeci hocalarımızın aşıyı geliştirmede yakaladıkları başarı, kendilerine destek olunması ve fırsat verilmesi halinde insanlarımızın neler yapabileceğini göstermiştir. Bu tür iyi örnekler sadece Avrupalı Türklere değil, diğer göçmen topluluklara da cesaret aşılamaktadır. Bu durum birilerinin de kabusu oluyor. Avrupalı Türkleri hala 1960'ların dar kalıplarına sıkıştırmaya çalışanlar, diaspora gerçeğini kabullenmek istemiyorlar. İslam düşmanlığı bu hazımsızlığın tezahürlerinden biridir. Dayatılan haşa İslam modelleri de bu hastalıklı bakış açısının yansımalarından biridir. İslam düşmanlığı batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için istismar aracına dönüşmüştür. Dış politikada başarısızlığa uğrayan, içeride sıkışan siyasetçiler bu kifayetsizliklerini şahsıma ve Müslümanlara saldırarak kamufle etme çabasındadır. Birkaç gündür süren tartışmalar bunun örneğidir. Irkçı dalgadan sadece Türkler değil diğer toplum kesimleri de mağdur oluyor. Siz bu acı gerçekle yüzleşiyorsunuz. Nefret suçları 2 kat artmıştır. Sadece 2020 yılında 400’ü bizim insanımıza olmak üzere 900’ün üzerinde ırkçı saldırı kaydedilmiştir. Bir dönem ülkemizde olduğu gibi Avrupa'da da kamusal alan, özel alan kurnazlığı üzerinden Müslüman hanımların hakları gasp edilmektedir. Başörtülü kadınların iş bulabilmesi, sosyal alanda özgürce yer alabilmesi ciddi anlamda sınırlandırılmıştır. Meselenin en vahim tarafı da bize demokrasi ve insan hakları konusunda ders verenlerin kendi ülkelerinde insan haklarının çiğnenmesine alkış tutmasıdır. Bu tablo karşısında bize düşen mücadelemizi kararlılıkla sürdürmektir. Bunun yolu da örgütlü olmaktan geçiyor. Uluslararası Demokratlar Birliği’ni bu kutlu ve zor mücadelenin en önemli vasıtası olarak görüyoruz. Göreviniz sıradan bir görev değil. Dayanışmada bulunarak, haklarını almak ve savunmaktır. Birlik kuruluşundan bu yana Avrupa'daki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın hukukunu savunma konusunda önemli bir sivil toplum örgütü konumuna yükseldi. Yeterli değil. Önümüzde halen kat etmemiz gereken ciddi bir mesafe bulunuyor.
KADINLAR VE GENÇLERLE DAMGAMIZI VURDUK: Türkiye'nin rekorlar ve başarılarla dolu son 19 yılına kadınlar ve gençlerle damgamızı vurduk. Türkiye genelinde yaklaşık 11,5 milyon üyemiz var. Bunun içinde 1 milyon gencimiz, 5,3 milyon kadın üyemiz var. 6,5 milyonun üstü ana kademenin diğer üyeleri var. Bütün illerimizde bu üye kayıt kampanyaları devam ediyor. 2023'e kadar bu kampanyalarımız yoğun bir şekilde devam edecek. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlayacağız 2023'e yine sizlerle beraber yürüyoruz. Avrupalı Türklerin, köklerinden, dininden, kültüründen kopmadan huzur içinde yaşaması sizin vereceğiniz mücadeleye bağlıdır. Sizlerden ülke ve millet olarak bizim de Avrupalı soydaşlarımızın beklentisi büyük. Sizler politikalarını belirlerken, BM kürsüsünden 'Dünya 5'ten büyüktür' diye hak talep eden bir ülkenin evlatlarısınız. Şu anda savunma sanayinde, diplomaside, terörle mücadelede destanlar yazan, İHA'lar, SİHA'lar ile dünyada savaş paradigmasını değiştiren bir ülkenin evlatlarısınız. Sizler yurt dışında kendiniz, aileniz, ülkeniz ve milletiniz adına tarihi bir duruş sergilerken biz de içeride benzer bir mücadelede yürütüyoruz. Medeniyetimizin yükselişini hazmedemeyenlerin saldırılarını göğüs geriyoruz.
GAVURUN KILICINI SALLAYARAK: Ancak güya bize muhalefet yapmak adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğine sahip olduğu halde gavurun kılıcını sallayarak üzerimize gelenleri gördükçe de üzülüyoruz. Türkiye'nin son 8 yıldır yaşadığı her hadise bu sinsi oyunun bir parçasıdır. Bunca siyasi, sosyal, ekonomik, psikolojik saldırının üstesinden gelmeyi başardık. Özellikle CHP, Türkiye karşıtı her senaryonun içinde yer alarak yalan, yanlış ve iftira ürünlerini tekrarlayarak kendisine yeni misyon oluşturmaktadır. Geçmişte asla tasvip etmesek de kendince bir duruşa sahipti. Bugün CHP, kime ne duymak istiyorsa onu söyleyen, seviyesizliği, lümpenliği siyasetinin merkezine yerleştirmiş bir yapı haline dönüşmüştür. Bu çukur ve bataklık siyasetinden kendimizi uzak tutmaya çalışıyoruz. Ancak yalanın ve iftiranın dozu öylesine artıyor ki bunlara cevap verme mecburiyetinde kalabiliyoruz. Böyle durumlar haricinde biz kendi programımızı uyguluyor, kendi işimize bakıyoruz.
FAKİR FUKARAYA DAĞITALIM DEDİK: Depolarda kalan patates soğanları TMO üzerinden satın alarak ihtiyaç sahiplerine hibe olarak Ramazan öncesinde dağıtmayı kararlaştırdık. 1 milyon 250 bin ton patates ve 300 bin ton soğan. Bunların hepsini devlet olarak alalım ve hibe olarak vatandaşlara, fakir fukaraya dağıtalım dedik. Pirinç noktasında da sorun vardı. Bu da çiftçimizin elinde kalmasın dedik TMO'ya talimatı verdik, çiftçilerden alıp silolarda stoklayıp uygun fiyata alımını yapıp Ramazan öncesinde çiftçilerimiz huzur içerisinde yola devam etsinler dedik. Bu mutluluk meydana getirdi. Geri dönüşünü alınca biz de mutlu olduk. Ramazan öncesi 81 il valilikleri vasıtasıyla bu konuyu yakından takip edip neticelendirerek üreticileri sıkıntıdan vatandaşlarımıza destek olacağız kurtaracağız. Bu haberin duyulmasının ardından çiftçilerden çok sayıda samimi teşekkür mesajı aldık. Bizim için en büyük mutluluk bu hizmetler karşılığında insanlarımızdan şöyle gelen bir Allah razı olsun sözünü duymaktır. Bu duyguyu dünyanın tüm hazinelerine değişmeyiz.
EMEKLİYE İKRAMİYE MAYIS AYI BAŞINDA: Biliyorsunuz yaklaşık 3 yıl önce emeklilerimize bayramlarda biner lira ikramiye ödeme sözü vermiş ve bu uygulamayı hemen başlatmıştık. Enflasyon oranında artış yapılan bayram ikramiyelerinin Ramazan'daki ilk ödemesini mayıs başında, Kurban Bayramı ödemesini de Temmuz ortasına doğru gerçekleştireceğiz. Ayrıca salgın döneminde aldığımız tedbirler kapsamında en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkartarak hiçbir vatandaşımızın mağdur durumuna düşmemesini sağladık. Bu vesileyle iktidara geldiğimizde emekli maaşlarının 66 liradan başladığını hatırlatmak isterim. Emekli maaşları 66 lira idi. Emeklilerimiz bugün tarihlerinin en iyi gelir seviyesine sahiptir. Biz bunu da yeterli görmüyor ülkemizin imkânlarının genişlemesine paralel olarak emeklilerimizin şartlarını dağla iyileştirmeye hazırlanıyoruz. Bu tabloya ihracatta da her ay tazelediğimiz rekorları, dünyada herkes küçülürken bizim büyüyen nadir ülkelerden biri olduğumuz gerçeğini ve pek çok olumlu haberi ekleyebiliriz. Hizmet sektörü, turizm etkilenen çeşitli alanlarda çözmemiz gereken sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Almak zorunda kaldığımız tedbirler sebebiyle dükkânı kapanan, işi azalan geçimi sıkıntıya düşen her kardeşimizin derdi bizim derdimizdir. Bugüne kadar istihdamdan kiraya uygun şartlı krediden hibe kadar pek çok destek verdiğimiz esnaf ve sanatkârımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.