Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin Erdoğan sevgisini bombaladı.
Köşesinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini aradığına ilişkin bölümüne atıfta bulunan Uğurluoğlu, “Şaşırma Abdülkadir şaşırma… Erdoğan için Ali Babacan ve DEVA'nın oylarının yükselişi, ‘İsrail'in Mescid-i Aksa'ya saldırılarından’ çok daha önemlidir” diye yazdı.
“Erdoğan ve kadrosu Ali Babacan'a neden koro halinde hücum ediyorlar? Çünkü Ali Babacan, AKP tabanından büyük teveccüh görüyor, partisi de büyük oy devşiriyor” diyen Uğuroğlu, Selvi’nin söz konusu yazısında aktardığı Erdoğan’a ait "Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa'ları yıkmak istiyorlar" sözünü hatırlatarak şunları kaydetti:
“Sevgili Selvi; Erdoğan'ın bir zamanlar ‘Hocam’ diye elini öptüğü merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a karşı ‘siyasi ikiyüzlülük ve ihanet’ ettiğini unuttun mu? Erdoğan, Saadet Partisi içindeki, Mescid-i Aksa'ları yıkıp AKP'yi kurarak Millî Görüş'ü parçalamadı mı? Erdoğan bugün artık ‘Gelenekçi’, Ali Babacan ise ‘Yenilikçi’ durumdadır… Siyasetin ruhu bugün budur…”
İşte o yazı...
Millî Görüş cephesinde, "Yenilikçi-Gelenekçi" çekişmesinde lider olmak isteyen Recep Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan'ın aleyhine kulisler yapıyor, kendi kadrosunu kuruyordu.
1999 seçimlerinde Fazilet Partisi yüzde 15,4 oranında oy aldı.
Siyasi yasaklı Erdoğan önderliğinde "Yenilikçiler" Fazilet Partisi'nde Recai Kutan'ı devirmek istediler.
Fazilet Partisi 1. Olağan Büyük Kongresi'nde genel başkanlığı Recai Kutan kazandı, Erdoğancılar kaybetti.
Fazilet de kapatılınca, Erdoğan ve ekibi, Saadet Partisi'ne geçmeyip AKP'yi kurdu.
***
Bunları neden anımsattım?
Erdoğan ve kadrosu Ali Babacan'a neden koro halinde hücum ediyorlar?
Çünkü Ali Babacan, AKP tabanından büyük teveccüh görüyor, partisi de büyük oy devşiriyor.
Çünkü Ali Babacan'dan ve DEVA Partisi'nden, "AKP iktidarına son verecek" diye çok korkuyorlar.
Çünkü "tarih tekerrürden ibarettir" diye düşünüyorlar.
Hürriyet'in saray yandaşı yazarı Abdülkadir Selvi şunları yazdı:
- "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yazını okudum. Teşekkür etmek için aradım' diye söze başladı.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail zulmünün engellenmesi için dünya liderleriyle görüşmeler yaptığı bir sırada aramasına şaşırmıştım. Cumhurbaşkanı 'İçimizdeki Mescid-i Aksa'ları yıkmak isteyenlere karşı yazınız çok güzel oldu' dedi.
Şaşırma Abdülkadir şaşırma…
Erdoğan için Ali Babacan ve DEVA'nın oylarının yükselişi, "İsrail'in Mescid-i Aksa'ya saldırılarından" çok daha önemlidir.
***
Gelelim yazının şu bölümüne;
- "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmamız sona ermeden siyasi ikiyüzlülük ve ihanet konusu gündeme geldi.
- Elinden tutup cumhurbaşkanı, başbakan ve bakan yaptığı kişilerin ihaneti karşısında Erdoğan'ın ne düşündüğünü merak ettim.
- Kişisel bir şey söylemedi. Şahsını değil, davayı ön plana çıkardı.
- "Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa'ları yıkmak istiyorlar" dedi.
- Peki uluslararası sistem Erdoğan'ı neden yıkmak istiyor, Erdoğan'ı tasfiye planında yer alanlar neye hizmet ediyor?
- Erdoğan bir cümle ile yanıtını verdi.
- "Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa'ları yıkmak istiyorlar" dedi…"
***
Sevgili Selvi;
Erdoğan'ın bir zamanlar "Hocam" diye elini öptüğü merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a karşı "siyasi ikiyüzlülük ve ihanet" ettiğini unuttun mu?
Erdoğan, Saadet Partisi içindeki, Mescid-i Aksa'ları" yıkıp AKP'yi kurarak Millî Görüş'ü parçalamadı mı?
Erdoğan bugün artık "Gelenekçi", Ali Babacan ise "Yenilikçi" durumdadır…
Siyasetin ruhu bugün budur…
***
Görüştüğüm DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen dedi ki;
- "Sayın Abdullah Gül'ün 'Bağımsız cumhurbaşkanlığı adaylığı' ülkemiz içindi, demokrasimiz içindi.
- Tartışılan imza ise Sayın Gül'ün aday olmayacağının kesinleşmesinin ardından, 3 Mayıs 2018 tarihinde Tayyip Bey'in adaylığı için grup kararı nedeniyleydi.
- Son olarak Filistin'de 103 şehidimizin olduğu bir günde Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendi siyasi istikbalini Mescid-i Aksa ile eşleştirdiğini üzülerek okuduk. Dini değerlerimiz hiç bu kadar gündelik siyasete alet edilmemişti. Dinimizin değerlerini siyasete alet etmekten vaz geçinler."