NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, IFEMA Kongre Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
İki gün süren zirvede toplantı ve ikili görüşmeler gerçekleştiren Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“TÜM ÇABAMIZ BARIŞ İÇİNDİR”
* NATO tarihinin en önemli zirvelerinden birini tamamlamış durumdayız. Öncelikle Kral 6. Felipe ve Başbakan Sanchez’e başarılı organizasyon için şükranlarımı sunuyorum. Genel Sekreter Stoltenberg’e ayrıca teşekkür ediyorum.
* Zirvenin dün gerçekleştirdiğimiz ilk oturumunda Sayın Zelenskiy bizlere hitap etti. Sürecin başından bu yana kendisi ile yakın diyalogumu sürdürüyorum. Aynı zamanda Sayın Putin ile de temas halindeyiz.
* Tüm çabalarımız barış içindir. Çatışma arttıkça ne yazık ki can kaybı da artmaktadır. Türkiye olarak adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz. İstanbul süreci ile yeşeren umutları devam ettirmemiz gerekiyor. Elinin taşının altına koyabilen bir müttefik olarak rolümüzün takdirle karşılandığını gördük.
* Önceliğimiz bu krizin insani etkilerinin en aza indirilmesi. Ukrayna tahılının Karadeniz limanlarından ihracına yönelik BM planına yönelik katkılarımızı paylaştım.
“BU KARARLIK KAĞIT ÜZERİNDE KALMAMALIDIR”
* Zirvede uluslararası kamuoyunun en dikkat çeken konularından biri stratejik konsepti. Bu yeni belge NATO’nun temelini oluşturan birlik temellerini yeniden inşa etmiştir.
* Bu sene ittifaka katılımının 70. yılını kutlayan ve NATO içerisindeki etkin rol ile Türkiye şüphesiz gelecek vizyonunda da söz sahibi müttefikler arasında yer alacaktır.
* NATO'nun, terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadele kararlılığının ortaya konulması önemlidir. Ancak bu kararlılık kağıt üzerinde kalmamalıdır. Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden, binlerce evladını teröre kurban vermiş bir ülke olarak oyalamalara tahammülümüz kalmamıştır.”
* Terör örgütleri arasında hiçbir ayrıma gitmeden mücadelenin tam bir dayanışma içerisinde sürdürülmesi zaruridir. İkili temaslarımda da bu konunun Türkiye için ne kadar hassas olduğunu vurguladım.
“SÖZDE DEĞİL EYLEMLERİNDE DE HAKİKİ BİR DAYANIŞMA BEKLİYORUZ”
* Masumların canları ve kanları üzerinden ikbal devşirmeye çalışan çeteler hepimizin düşmanıdır. Bugün bize karşı kullanılan silahların yarın başka ülkelere karşı kullanılmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
* Son günlerde PKK ve uzantılarının en küçük bir müdahale karşısında sergilediği pervasızlıklar bunun en açık örneğidir. Müttefiklerimizden sözde değil eylemlerinde de hakiki bir dayanışma beklediğimizi vurguladım.
* Türkiye’nin mücadelesinin vurgulayan bir videoyu müttefiklerimizle izleme fırsatı buldum. Gelinen noktada hepimiz şu gerçeği görüyoruz: Şayet NATO’nun güvenilirliğini korumak istiyorsak, terörle mücadelede daha net tutarlı ve samimi adımlar atmamız şart.
“TÜRKİYE İÇİN DİPLOMATİK BİR ZAFERDİR”
* İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvuruları bağlamında yaşananlar, Türkiye’nin terör konusundaki kırmızı çizgilerini ortaya koymuştur. Bu muhtıra Türkiye ve milletimiz açısından zorlu müzakere sürecinden sonra elde edilmiş diplomatik bir zaferdir.
“İSVEÇ 73 TERÖRİSTİ İADE EDECEK”
* Muhtırada kayıtlı hususların uygulamasını titizlikle takip edecek, adımlarımızı buna göre atacağız. İsveç’in verilmiş olan sözü şudur, 73 teröristin Türkiye’ye iadesi.
* Salı günü imzalanan mutabakat muhtırasının, Türkiye’nin hassasiyetlerinin anlaşıldığı olarak görüyoruz. Ancak bu başlangıçtır. Bu muhtıradaki konuların uygulanmasını takip edecek adımımızı buna göre atacağız.
* Türkiye’ye yönelik terör propagandalarının engellenmesi konusunda sağlam garantiler almıştır. Böylece Türkiye’nin ilk günden itibaren dile getirdiği hassasiyetle güçlü muhtıraya girmiştir.
* Türkiye ve NATO ile birlikte bu muhtıranın kazananı İsveç ve Finlandiya halklarıdır. Bu karar bu ülkelerin halklarının barış huzur ve güvenliğine de katkı yapacaktır.
* Madrid zirvenin yeni bir dönemin kapısını aralamasını temenni ediyoruz.