Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanan İkinci Karabağ Savaşı'nın birinci yıl dönümünde Ermenistan'ın başkenti Erivan'da halkın iyi bir gelecek konusunda karamsar olduğu gözlenirken bazı vatandaşlar barış ve diyalog umudunu dile getiriyor.
Eski Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Ermenistan, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde giriştiği işgalin ardından bölgesel iş birliği süreçlerinin dışında kaldı.
Ermenistan halkı, Azerbaycan ve Türkiye’nin anahtar rol oynadığı enerji nakil hatları, ulaşım koridorları, ticaret imkanları ve bölgesel siyasi iş birliği gibi pek çok sürecin getirdiği fırsatlardan faydalanamadı.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan İkinci Karabağ Savaşı, Ermeniler için her yönüyle yıkım oldu.
Geçen yıl 10 Kasım'da taraflar ortak bildiriyi kabul ederek ateşkese gitti.
Mağlubiyet, Ermenistan’da darbe girişimi ve sosyal huzursuzlukları tetikledi.
AA, Erivan'da vatandaşlara mikrofon uzattı
AA, Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanan İkinci Karabağ Savaşı'nın birinci yıl dönümünde Erivan'da halkın nabzını tuttu.
Duygu ve düşünceleri sorulan Ermeni vatandaşlarının çoğunun, üzgün ve karamsar olduğu gözlendi.
Birinci Karabağ Savaşı'nda Ermenistan ordusunda yüzbaşı olarak görev yapan Arakelyan Kamo, son savaşta "hem toprak kaybettiklerini hem çocuklarını yitirdiklerini" belirterek "Toprak kaybı olduğu için tabii ki çok üzüntü yaşıyoruz. 18-20 yaş arası gençleri kaybettik. Bir jenerasyon yok oldu. Çok hüzünlü bir durum. Bölgede Azerbaycan ve Türkiye aynı tarafta. Şunu biliyorum, bizim dostumuz İran. Gürcistan bile dostumuz değil. Rusya da bizim dostumuz değil." ifadelerini kullandı.
"Barışın tekrar tesis edileceğine inanmıyorum"
Felsefe alanında çalışmalar yaptığını dile getiren 80 yaşındaki Gevorgyan Frenel, "Barışın tekrar tesis edileceğine inanmıyorum." diyerek ülkelerinin kendilerine düşmanlık besleyenlerce çevrildiğini ve bunun istisnasının İran olduğunu savundu.
"On yıl geçse de unutulmayacak"
Venera Chilingaryan isimli vatandaş da savaşın yıl dönümünün "tüm Ermenistan ve Ermeni halkı için çok ağır ve hüzün dolu olduğunu" belirtti.
"Bu durumda bir insan nasıl rahat olabilir. Kökenim Karabağ'dan kayıplarımız çok. Hükümetten kötülükten başka bir şey beklemiyorum." diyen Chilingaryan, "Büyük başarısızlık oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Hayale Gasparyan ise "Bu, asla silinmeyecek. Bizim için bir yıl da geçse beş yıl on yıl da geçse de unutulmayacak. Son savaş büyük felaket" diye konuştu.
Gasparyan, siyasetle ilgilenmediğini ancak bölge için de çok umudunun olmadığını dile getirdi.
"Diyalog mutlaka olmalı"
Emekli Larisa Kheranyan, bölgede huzurun tesisi için umutlarını koruduğunu ve barışın geleceğine inandığını ifade etti.
Kheranyan, "Ben savaşın hiç olmamasını isterdim. Çok fazla kayıplarımız oldu. Bence diyalog mutlaka olmalı. Arzum o ki taraflar uzlaşma yoluna gitsin. Savaş istemiyorum. Barış için çok umutluyum çünkü insanlar ve ilişkiler giderek gelişiyor." dedi.
"Hiçbirimiz eskisi gibi değiliz"
Erivan Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi İran Bölümünde öğrenci Lila da son bir yılın kendileri için "bin yıl gibi geçtiğini" söyledi.
Savaşta arkadaşlarından ölenler olduğunu, kardeşinin ve birçok tanıdığının cephelerde yaralandığını dile getiren Lila, şöyle konuştu:
"Bence bu yıl hepimiz için bin yıl gibi geçti. Çünkü hiçbir şey bitmek bilmedi. Hepimiz savaşın acısıyla yaşamaya devam ediyoruz. Ben 2001 doğumluyum. Yaşıtlarım savaşta öldü. Hep bunları hissederek yaşıyorum. Bence hiçbirimiz eskisi gibi değiliz."