Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde
deve kurban iken, pire zıplar iken, ayaklar baş olmuş başlar ayak altında ezilmişken,
her seçimden önce ortalığın toz duman olup kafaların karıştığı, her seçimden
sonra ortalığın durulur gibi olduğu, insanların kendilerini yönetecek kişileri seçmek
için sandığa gitmek yerine piknikte eğlendiği, sonra da seçilenleri eleştirme hakkını
kendinde gördüğü bir ülke varmış.
Bu ülkede çok sayıda eşek yaşarmış.
Eşekler yük taşıma gibi işlerde kullanılır, neredeyse ülkenin tüm yükünü çekerlermiş.
Bir yerde eşek varsa semerci de bulunur, burada da yaşayan bir semerci varmış.
Fakat semercinin ürettiği semerler eşeklerin sırtındaki derileri soyarmış.
Yük taşırken sırtları acıyan eşekler semercinin değişmesi için her gün dua ederlermiş.
Çok yaşlanan semerci işi bırakmış.
Eşekler semersiz yük taşıyamadığından bir süre sonra yeni bir semerci gelmiş.
Eşeklerin arasında şöyle bir dolaşmış, sırtlarındaki soyulan derelere acıyarak bakmış.
Eşekler önce sevinmişler ama yeni gelen semerci eskisinden kötü çıkmış.
Bu kez eşeklerin sırtında yaralar çıkmaya başlamış.
Semerler eşeklerin sırtlarını kemiriyormuş.
Çok acı çeken eşekler, semercinin gitmesi veya ölmesi için dua etmeye başlamışlar.
Bir gün semercinin başına kaza gelmiş ve oradan ayrılmış.
Aynı gün yeni bir semerci gelmiş.
Eşekler semerciye bakmışlar ve yüzündeki nuru görünce bekledikleri semercinin
geldiğini sanarak sevinçlerinden uzun uzun anırmışlar.
Sırtlarındaki yaralara konan sineklerden çılgına dönen eşekler,
artık yaralarının iyileşeceğini,
semerlerin sırtlarını acıtmayacağını düşünerek tatlı düşler kurmuşlar.
Semerci işe başlamış ve ilk semerleri bitirip eşeklerin sırtına koyunca önceki
semercilerin bundan daha iyi olduğu anlaşılmış.
Yeni semerler eşeklerin sırtındaki yaraları iyice derinleştirmiş.
Ölmek bu acıları çekmeye yeğlenir hale gelmiş.
Semerciler gelip gittikçe eşeklerin sırtlarındaki yaralardan kanlar akmaya
başlamış, acılar çoğalmış.
Sonunda semerler kemiğe dayanmış. Kemiğe sürtünen semerler acılara acı katmış.
Eşekler yine dua etmeye başlamışlar.
Etmesine etmişler de, değişen semercilerin birbirinden beter olması, gelenin gideni
aratması kafalarında sorular oluşturmuş.
Yıllardır semerci değişsin diye dua etmenin dertlerini eksiltmek bir yana sürekli
çoğalttığını gören eşekler yeni bir çare aramaya başlamışlar.
Semer ve eşek ayrılmaz ikili olduğuna göre semerciden değil semerden kurtulmanın
yolunu bulmak gerektiği sonucuna varmışlar.
Toplanmışlar, konuşmuşlar, tartışmışlar.
Bundan sonra Tanrı’ya kendilerini eşeklikten kurtarması için dua etmeye karar vermişler.
Bir kez eşek olduktan sonra kurtulması oldukça zordur.
Onlar muratlarına ermiş mi bilemiyoruz.
Umarız bir gün dileklerini yerine getirebilecek iradeye kavuşurlar.