İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeybatısında yer alan Eskişehir, özellikle buğday, arpa ve mısır üretiminde Türkiye'nin önde gelen illeri arasında bulunuyor.
3. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 2021 yılında metrekareye 460,3 kilogram yağış alan Eskişehir'de bu miktar yüzde 34 azalarak geçen yıl 303,9 kilogram olarak gerçekleşti. Kentte 2021'in eylül-kasım döneminde metrekareye 138,4 kilogram olarak gerçekleşen yağış, 2022'nin aynı aylarında 35,1 kilogramda kaldı.
DSİ 3. Bölge Müdürlüğünün tespitlerine göre, Eskişehir'in içme suyu ihtiyacının karşılandığı Porsuk Barajı'nda su seviyesi yüzde 36,6 olarak belirlendi. Tarımsal sulama amaçlı barajlardaki doluluk ise Gökpınar'da yüzde 16,2, Beylikova depolamasında 32,6, Çatören'de yüzde 22,7, Kunduzlar'da yüzde 17,8, Aşağı Kuzfındık'ta yüzde 4, Keskin'de de yüzde 4 olarak ölçüldü.
"Maalesef yer altı sularımız da çok derinlere indi"
Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, AA muhabirine, son dönemde yağış miktarındaki azalma nedeniyle Batı Anadolu'da orta kurak günlerin yaşandığını söyledi.
Son 3 aylık değerlendirmelerde Burdur, Uşak, Bursa, Çanakkale, Tekirdağ, Kırıkkale ve Kırşehir gibi illerin çok şiddetli ve olağanüstü kurak bölgeler olduğunu belirten Zeydan, şöyle konuştu:
"Olağanüstü kuraklık yaşayan yerlerimizi alan olarak kıyaslayacak olursak; diğerlerinin 10'da 1'i kadar. Şu anda özellikle hububat tarımı adına, 'Türkiye'miz için konuşuyorum' panikleyeceğimiz bir durumun olmadığı kanaatindeyim. Çiftçi tabiriyle 'kuruya ekmek' yani toprak henüz tava gelmemişken yeterli nemi almamışken yapılmış olan ekimlerden dolayı çıkışlar son derece az ve sınırlı gözüküyor. Ancak kış mevsiminde olduğumuz için mutlaka yağışlarımız olacak. Önümüzdeki günlerde kar yağışı alacağımızı umut ediyorum. Meteorolojiden gelen bilgiler de bu yönde. Hububat ekili alanlarımız karla kaplandığında yeterli suyu alacak ve çıkışlar yaşanacaktır."
Zeydan, geçen yıl da benzer bir tablonun yaşandığını hatta beklenen yağışların harmandan önceki bir ayda görüldüğünü dile getirdi.
O dönem ürünün gelişmesine faydası olan bu durumun kaliteyi bozacağı yönünde endişe duyduklarını anlatan Zeydan, "Şu an tespit ettiğimiz kuraklık inşallah önümüzdeki 4 ay için devam etmez. Devam ederse şayet cidden kuraklıktan panikle bir tedbir almamız gerekir. Kuraklığa karşı sulamanın dışında yapabileceğimiz pek bir şey yok. Maalesef yer altı sularımız da çok derinlere indi hatta bazı bölgelerimizde kaybolmak üzere." dedi.
Zeydan, hububat üretiminde yüksek verim ve rekolte için birkaç ay içindeki yağışların yeterli geleceğini, bu konuda umutlu olduğunu kaydetti.
"Yağışa çok ihtiyacımız var"
Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan da geçen yıl kasım ve aralık aylarında beklenen yağışları alamadıkları için kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Yağış azlığının en büyük olumsuz etkisinin hububat üretiminde hissedildiğini belirten Buluşan, "Çimlenmede olsun veya toprakta tohumun patlaması olsun şu anda yüzde 40, yüzde 50'lerde. Tabii bunu kendi imkanlarıyla sulayan üreticilerimizle gördüğümüzde gayet yüzde 80 seviyesinde hububatın bittiğini görüyoruz." diye konuştu.
Buluşan, 2021-2022 dönemiyle kıyasladıklarında özellikle yer altı suları başta olmak üzere kayıplarının olduğunu söyledi.
Kuyuların geçen sene bu mevsimde 20-30 metrelerdeyken şu anda daha derinlere indiğini ifade eden Buluşan, kent merkezinden geçen Porsuk Çayı'nın da adeta kupkuru olduğuna dikkati çekti.
Süleyman Buluşan, şunları kaydetti:
"Yağışların olması çok önemli. Özellikle ocak, şubat aylarında yağan kara hele hele nisan, mayıs aylarında bile yağan yağmura ihtiyacımız var. Çünkü daha ekinler boy yapmak üzere daneye çevirmeden bu yağışı almamız lazım. Sulanacak ürün yüzde 50'lerde kalır, verimi yeterli olmaz. Yağışa çok ihtiyacımız var. 2000 yılından itibaren baktığımızda geçen seneye kadar yağışlar nedeniyle aralık ayında çamurdan tarlaya giremezdik. Bu sene aralık ayında hiçbir şey almadık. Şu anda tarlalar kuru olduğundan toprağı kapamak dahi çok zor. Çünkü çok büyük bir tezek atıyor. Maliyeti artırıyor. Çünkü nemli bir toprağı sürmekle kupkuru bir toprağa sürmenin arasında çok büyük fark var. Bu da hemen ekonomiye yansıyor."
Buğday üreticisi Mustafa Erden de mevsim şartlarına göre yağışların az olduğuna işaret ederek, beklenen yağışların en kısa sürede gelmesinin üretime olumlu etki edeceğini dile getirdi.